Fotoroman nedir, Fotoroman ne demek

  • Bir metinle bir dizi fotoğraftan oluşan hikâye veya roman

Sinema ve Televizyon dünyasındaki anlamı:

Fotoğraflar ve bunlara eşlik eden kısa konuşmalar, açıklamalarla gerçekleştirilen roman çeşidi. (Fotoroman, genellikle, dergi ve gazete sayfalarında gerçekleştirilmiş bir film öyküsü görünüşündedir. Zaten birçok fotoroman, film fotoğrafından oluşturulmuştur. Bununla birlikte özgün fotoromanlar da vardır. Televizyondaki dizi filmler ya da televizyon oyunları için de aynı şey söylenebilir).

İngilizce'de Fotoroman ne demek? Fotoroman ingilizcesi nedir?:

comic book

Fotoroman hakkında bilgiler

Fotoroman, süreli basında yayımlanan ve içinde bir roman metninin bulunduğu fotoğraflarla oluşturulan anlatı dizisi. Ayrıca fotoğraflarla gerçekleştirilen ve metnin yalnızca görüntülere yanlış bir anlam verilmemesi için kullanıldığı anlatı dizileri için de kullanılır.

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan fotoroman, çeşitli popüler türlerin (melodram, tefrika, duygusal roman, sineroman) bir uzantısıdır. 1947'de İtalya'da Stefano Reda ve Damiano Damiani çizgiroman tekniğini kullanarak ilk fotoromanları gerçekleştirdiler. Fotoromanlar özellikle Güney Avrupa ve Latin Amerika'da geniş bir okur kitlesine sahip olmuştur.

 

Başlangıçta, fotoroman, sinemadan esinlenmeye ya da onu taklit etmeye çalıştı. Metinler kısa kısaydı, atmosfer ve ışık iki savaş arası dönemin filmlerini anımsatıyordu. Fotoroman giderek kalıplaşmaya başladı: yakın planların bolluğu (yaklaşık 5'e 4 oranında), hareketsiz kişiler, vb.

Fotoromanda ağırlık konuşmadadır ve metinler (açıklamalar ve balonlar) birbirini izleyen görüntülerin anlamını tamamlar. Bu görüntüler, hikayenin temel bağlantısını oluşturan işlevsel fotoğraflarla (yaklaşık %40) genellikle pek bilgi vermeyen destek fotoğraflarına ayrılır.

Fotoroman anlamı, tanımı:

Metin : Basılı veya el yazması parça, tekst. Bir yazıyı biçim, anlatım ve noktalama özellikleriyle oluşturan kelimelerin bütünü, tekst.

Dizi : Aynı söz dizimsel bağlam içinde birbirinin yerini alabilecek olan ve güçlü bir karşıtlık bağlantısı kuran ögelerin oluşturduğu bütün, paradigma. Dizi film. Bir oktavın içinde sıralanan sekiz sesin bütünü. Herhangi bir bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, seri. Değerleri artarak veya eksilerek art arda gelen terimler takımı. Yan yana, art arda veya zaman sırasına göre sıralanmış birbiriyle ilişkili nesne veya olayların oluşturduğu bütün sıra. Bir iplik veya tel üzerine dizilmiş inci, boncuk vb.nin oluşturduğu bütün, sıra. Saf durumundaki bir kıtada, birbiri arkasında duran erler.

Fotoğraf : Çeşitli araç ve malzeme kullanarak görüntüyü özel bir yüzey üzerinde sabitleme. Bu yöntemle aktarılarak çoğaltılan resim, foto. Görüntü.

Roman : İnsanın veya çevrenin karakterlerini, göreneklerini inceleyen, serüvenlerini anlatan, duygu ve tutkularını çözümleyen, kurmaca veya gerçek olaylara dayanan uzun edebî tür. Bu türde yazılmış eser. Çingene.

 

Foto : Fotoğraf. Işık.

Süreli : Belirli aralıklarla yapılan, çıkan, mevkut, periyodik.

Basın : Bu tür iş yerlerinde görevli kimselerin tümü. Gazete, dergi gibi belirli zamanlarda çıkan yazılı yayınların bütünü, matbuat.

Yayım : Yayma işi. Herhangi bir eserin radyo ve televizyon aracılığıyla dinleyiciye, seyirciye ulaştırılması, neşir. Kitap, gazete vb. okunacak şeylerin basılıp dağıtılması, neşir.

Anlatı : Ayrıntılarıyla anlatma. Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, hikâye etme, tahkiye.

Gerçek : Yapay olmayan. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Temel, başlıca, asıl. Doğruluk. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yalan olmayan. Gerçeklik. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan.

Görüntü : Manzara. Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü. Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet.

Yanlı : Yandaş.

Diğer dillerde Fotoroman anlamı nedir?

İngilizce'de Fotoroman ne demek? : [Fotoroman (der) ] n. photographic novel, novel told by pictures created through photography

Fransızca'da Fotoroman : roman photo

Almanca'da Fotoroman : die Foto-Geschichte