Function türkçesi Function nedir

  • Fonksiyonunu yerine getirmek.
  • [#iş İşlemek].
  • Görev.
  • Kimi niceliklerin değişimiyle bağıntılı olarak değişen niceliklere verilen genel ad.
  • Faaliyette bulunmak.
  • Herhangi bir şeyin gördüğü iş, iş görme yetisi, görev.
  • Resmi ya da özel tören.
  • İş görmek.
  • Bir organ ya da bölgeye özgü olan doğal faaliyet. fonksiyon.
  • Fonksiyonlarını yerine getirmek.
  • Bir ekin öğesinin belli bir toplumsal düzenin uyumlu işleyişine yaptığı katkı. bir yapının gerçekleştirebileceği ve onu başka yapılardan ayırt etme olanağı veren eylem türü ya da türleri.
  • Bir organın normal olarak yaptığı görev.
  • Çalışmak.
  • Amaç.
  • Merasim.
  • Bir değişkenin değerlerine karşılık atanan sayılar topluluğu.
  • Fonksiyon.
  • Bağımsız değişkenler ile bağımlı değişken arasındaki ilişkinin matematiksel ifadesi. bk. işlev.
  • İşlev görmek.
  • Bilgisayar, biyoloji, eğitim, fizik, kimya, iktisat, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır.
  • Bir edim, eylem ya da bir ilişkiler dizgesine özgü etkinlik ya da bir değişkende bağıl olarak beliren değişme, bk. bağıllık.
  • İş.
  • Görev yapmak.
  • İşlevini yerine getirmek.
  • İşlev.
  • Bir nesnenin ya da bir kimsenin gördüğü iş, kendisinden beklenen eylem. iş görme yetisi. belli bir değişkenle ilişkili olan herhangi bir matematiksel ifade.
  • Çalışmak (makine).
  • Bir kümedeki değişimin başka bir kümede yol açtığı değişimi belirleyen bağıntı.
  • İzlev.
  • Bir toplumun halkbilim olay, ürün, öğe ve değişkenleri arasındaki ilişkiler düzeninin, halkın tarihsel, toplumsal, kültürel ve ekonomi gereksinmelerine uygun bir biçimde, uyumlu ve kesintisiz olarak işlemesini sağlayan etkinlik, bk. toplum, halkbilim, halkbilim olayı, öğe, değişken.
 

Function ile ilgili cümleler

English: A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear.
Turkish: Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

English: As far as I know, such a function doesn't exist.
Turkish: Bildiğim kadarıyla böyle bir işlev yok.

English: A function that is differentiable everywhere is continuous.
Turkish: Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.

English: Every function should have comments describing its purpose in order to avoid confusions.
Turkish: Karışıklıklardan kaçınmak için her fonksiyonun amacını açıklayan yorumları olmalı.

English: An important function of policemen is to catch thieves.
Turkish: Polislerin önemli bir işlevi hırsızları yakalamak.

Function ingilizcede ne demek, Function nerede nasıl kullanılır?

Function as : Olarak işlevini yerine getirdi. İşlevini görmek. Olarak kullanıldı. Olarak çalıştı. Olarak hareket etti.

Function bounded below : Alttan sınırlı fonksiyon.

Function category : İşlev kategorisi.

Function check : İşlev hatası.

Function generator : İşlev üreteci. Fonksiyon jeneratörü.

Function key : İşlev tuşu.

Function of bounded variation : Sınırlı değişimli fonksiyon. Sınırlı değişimli işlev.

 

Function keys : İşlev tuşları. İşlev tuşu. İşlem tuşları. Fonksiyon tuşları. F harfi ve sayı ile işaretlenmiş ve belirli bilgisayar programı tarafından işlem gerçekleştirmek için kullanılan özel tuş (bilgisayar).

Function name : Fonksiyon adı. İşlev adı.

Function room : Etkinlik odası. Fonksiyon odası.

İngilizce Function Türkçe anlamı, Function eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Function ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Engraves : Kalemle işlemek. Biçim vermek. Hakketmek. Oymak. Nakşetmek. Kazımak. Derin iz bırakmak. Kazmak. Kabartma yapmak.

Engrave : Nakşetmek. Hakketmek. Derin iz bırakmak. Kabartma yapmak. Kalemle işlemek. Oymak. Biçim vermek. Kazmak. Kazımak.

Destinations : Sevkiyat limanları. Hedef. Varma limanları. İstikamet. Nereye. Varış yeri. Gidilecek yer.

Cultivate : Gayret etmek. Yetiştirmek. Dostluğunu kazanmak. Tarlayı sürmek. Kendini adamak. Ekmek. Toprağı işlemek. İlerletmek. Ekip biçmek. Geliştirmek.

Employments : Uğraş. Meşguliyet. İşe alma. Görevlendirme. İş verme. İstihdam. Çalıştırma. Memuriyet.

Usefulness : Hayır. Yararlılık. Faydalılık. Fayda. Yarar. İşe yararlık. Kullanışlılık. Yararlık. Faydalı olma.

Commits : Emanet etmek. Söz vermek. Komisyona sunmak. Teslim etmek. Suç işlemek. Önermek. Adamak. Vaat etmek.

Use : Faydalanmak. İstismar etmek. Kullanım. Kullanmak. Bir toprağın ya da yapının hangi amaçlarla kullanıldığını ya da düzentasarda hangi amaçla kullanılacağını belirleyen tasarlama terimi. bk. toprak kullanımı. Harcamak. Bilgi erişimde, bir kavramı belirtmek üzere gömüde yer alan birçok ipucu anahtar-sözcüğe karşılık standart terim olarak seçilen ve dizinlemede kullanılan, yazar ve araştırmacılara önerilen anahtar-sözcük. Kullanma. Adet edinmek.

Consummation : İtmam. Mükemmellik. Gaye. İkmal etme. İkmal. Yerine getirme. Tamamına erdirme. Tamamlama.

Officiating : Tören yönetmek. Ayin yönetmek (din görevlisi). Resmi bir görevi yerine getirmek. Vazife görmek. Görevi yerine getirmek. Resmi işlemleri yerine getirmek.

Function synonyms : metric function, mathematical relation, raison d'etre, activity, trigonometric function, affair, functional, business, farmed, exponential, transacts, ceremony, callings, endeavour, proceedings, transacting, map, commissions, functioned, asgmt, metric, polynomial, endeavored, discourses, cultivating, farm, endeavouring, single valued function, officiate, businesses, labors, bournes, directing.

Function zıt anlamlı kelimeler, Function kelime anlamı

Uselessness : Kullanışsızlık. Yararsızlık. İşlevsizlik. İşe yaramazlık. Yaramazlık. Faydasızlık. Boşunalık. Hayırsızlık.

Functional : Görevci. İş görür. Fonksiyonel. Ameli. Görevsel. Kullanışlı. İşlevsel. Pratik. Bilgisayar, veterinerlik alanlarında kullanılır. Eylem veya işlevle ilgili olan. hastalıkta işlevi etkileyen, ancak yapısını bozmayan.

Inutility : Faydasızlık. Yararsızlık.

Function antonyms : nonfunctional, malfunction.

Function ingilizce tanımı, definition of Function

Function kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To transact one`s regular or appointed business. A religious ceremony, esp. one particularly impressive and elaborate. To execute or perform a function. The act of executing or performing any duty, office, or calling. Performance.