Göbeği yerine gelmek nedir, Göbeği yerine gelmek ne demek

Teknik terim anlamı:

Yüreği, kalbi sakinleşmek, sükûnet bulmak.

Göbeği yerine gelmek anlamı, tanımı

Göbe : Yağda ya da saçta pişirilen sulu hamurdan yapılmış yağlı ya da yağsız ekmek

Yeri : Yürü. Utanmaz: Yêriliğin cezasını çekti.

Gelme : Gelmek işi. Gelmiş olan. Bir ışının, kaynağından çıkarak bir ayna yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine erişmesi. Yetişme.

Gelmek : Ulaşmak, varmak. Kazanılmak, sağlanılmak. Akmak. Herhangi bir sırada bulunmak. Bir şeye sonradan inanmak, doğruluğuna hak vermek, eğilim göstermek, kabul etmek. Dayanmak, tahammül etmek. İsabet etmek. Ortaya çıkmak, doğmak. -dikçe, -esi biçiminde kullanılan sıfat-fiil eklerinden sonra geldiğinde önceki fiille ilgili olarak pekiştirilmiş bir istek ve sürerlik bildiren bir fiil. Kadar olmak. İzlemek, takip etmek. Katılmak, eklenmek. Oturmaya, ziyarete gitmek. Yönelme durumundaki bazı kelimelere getirilerek birleşik fiil yapar. İhtiyaç anlatan deyimler kurmaya yarayan bir fiil. Etkisini herhangi bir biçimde göstermek. Mal olmak. Belli bir süre dolmak. Biriyle birlikte gitmek. Uymak. Getirmek. Bir yerden alınıp bir yere ulaştırılmak. Varlığını sürdürmek, yaşamak, intikal etmek. Başlamak, ortaya çıkmak. Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Türemek. Belli bir zamana ulaşmak. Görünmek, sanılmak. Düşmek, rast gelmek. Çıkmak, yönelmek. -mez, -mezlik ile birlikte yapmacık anlatan deyimler yapar. Daha önce üzerinde durulmuş olan bir konuya yeniden dönmek. Uygun düşmek. Kendine yapılmış olan herhangi bir davranış veya durumu iyi karşılamak. Olmak, -e uğramak. Sonuç çıkmak.

 

Yerine : Bir şeyin veya bir kimsenin yerini almak üzere. Başkasının adına. Alegori.

Sakinleşmek : Yatışmak, durgun duruma gelmek, durgunlaşmak, dinginleşmek. Sıkıntısı, öfkesi ya da heyecanı geçmek.

Sakinleşme : Sakinleşmek işi.

Sükunet : [Bakınız: sükünet]. Durgunluk, dinginlik, hareketsizlik, sessizlik. Huzur, rahat, sükûn. Dinme, yatışma.

Bulmak : Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak. Cezaya uğramak. Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek. Bir şeyi elde etmek. İstenilen şeye kavuşmak, nail olmak. Varlığı bilinmeyen bir şeyi ortaya çıkarmak, keşfetmek. Bir yere, bir noktaya erişmek, ulaşmak. İlk kez yeni bir şey yaratmak, icat etmek. Hatırlamak. Sağlamak, temin etmek. Seçmek. Herhangi bir görüşe, bir yargıya varmak.

Sakin : Hareket etmeyen, kımıldamayan. Durgun, dingin. Sessiz. Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen. Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış veya geçmiş. Bir yerde oturan. Sakın!, Aman!. Sakin. Sessiz, kendi hâlinde.

Sükun : Sükûnet. Erinç, huzur, rahat. Durgunluk, dinginlik.

Kalbi : İçten, yürekten, gönülden (gelen).

Bulma : Bulmak işi.

Yüre : Çevre. Değirmenlerde, taşla kasnak arasında kalan ve hayvan yemi olarak kullanılan salt un. Kağnı arabasının tekerleğindeki ağaç kesim. İç, yan. Giz, sır. Duyunç, vicdan.

Saki : İçkili toplantılarda içki dağıtan kimse.

Diğer dillerde Gowerhemoglobini anlamı nedir?

İngilizce'de Gowerhemoglobini ne demek ? : gower hemoglobin