Gönenç ölçütleri nedir, Gönenç ölçütleri ne demek

Gönenç ölçütleri; İktisat alanında kullanılan bir kelimedir.

İktisat terim anlamı:

Bir ekonomide toplumun gönencinin artıp artmadığını ölçmeye yönelik olarak geliştirilen ölçütler. karşılığı Pareto ölçütü, Kaldor-Hicks ölçütü.

Gönenç ölçütleri anlamı, tanımı

Göne : Gömlek. Küçük kardeş. Çocuk

Gönen : Ekilecek toprağın sulandırılması. Nem, rutubet. Isparta iline bağlı ilçelerden biri. Nemli (toprak). Balıkesir iline bağlı ilçelerden biri.

Gönenç : Bolluk, rahatlık ve varlık içinde iyi yaşama, refah.

Ölçü : Bir niceliği, o nicelik için kabul edilmiş birimlerden birine göre oranlayarak değerlendirme, mizan. Belirlenmiş boyut. Değer, itibar. Ölçme sonucu bulunan rakam. Aşırı olmama, ılımlı, uygun olma durumu. Bir şiirdeki dizelerin hece ve durak bakımından denk oluşu, vezin. Bu değerlendirmede kullanılan birim, ölçme birimi. Bir ezginin eşit bölümlere ayrılışı. Ölçüt.

Ölçüt : Bir yargıya varmak veya değer vermek için başvurulan ilke, kıstas, mısdak, kriter.

Sosyal gönenç ölçütleri : Üretim olanakları eğrisi üzerindeki bir mal bileşiminden diğerine geçilmesi durumunda Pareto etkin dağılımın yeniden sağlanmasına karşın, üretilen mal bileşimi ve tüketiciler arasındaki dağılımındaki değişimin sosyal gönenci olumlu yönde değiştirip değiştirmediği konusunda geliştirilen ölçütler. Krş. Kaldor-Hicks ölçütü, Pareto ölçütü, Scitovsky ölçütü.

 

Pareto ölçütü : Ekonomide sosyal olarak fayda sağlayan değişikliklerin Pareto iyileştirmeye yol açması gereğini ifade eden sosyal gönenç ölçütlerinden biri.

Ekonomi : İnsanların yaşayabilmek için üretme, ürettiklerini bölüşme biçimlerinin ve bu faaliyetlerden doğan ilişkilerin bütünü, iktisat. Bu ilişkileri inceleyen bilim dalı, iktisat. Tutum.

Yönelik : Belli bir yöne çevrilmiş olan, müteveccih.

Toplum : Aynı toprak parçası üzerinde bir arada yaşayan ve temel çıkarlarını sağlamak için iş birliği yapan insanların tümü, cemiyet. Topluluk.

Toplu : Topu olan. Topunu, tamamını, bütününü içine alan. Düzenlenmiş, dağınık olmayan. Hepsi bir arada bulunan, toplanmış. Bir arada, bütün, kombine. Vücutça dolgun.

Ölçme : Ölçmek işi.

Karşı : Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin, esas tutulan yüzünün ilerisi. İçin, hakkında. Bulunan yere göre önde, ileride olan. Karşılık olarak, mukabil. -e doğru. Karşıt, zıt, muhalif. Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı. Ön, kat, huzur. Yüzünü bir şeye doğru çevirerek.

Artma : Artmak işi.

Geliş : Gelme işi.

Olar : Onlar. Onlar (III. çokluk şahıs zamiri).

Yöne : Neden. Çıkar yol. Gerçek olmayan.

Diğer dillerde Gönenç ölçütleri anlamı nedir?

İngilizce'de Gönenç ölçütleri ne demek ? : welfare criteria