Gırgı nedir, Gırgı ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Toprak.

[Bakınız: gıran].

Küçük orman.

Kesilmiş ağaç dalı, çalı çırpı yığını.

Küçük parça.

Küçük orman, koru.

Gırgı ile ilgili Cümleler

  • Neyse, bırakalım gırgırı da gelelim asıl meseleye.
  • Benimle gırgır geçme.

Gırgı anlamı, kısaca tanımı

Gırgıl : Kesilmiş ağaç dalı, çalı çırpı yığını. El değirmeninde kalın öğütülmüş mısır

Gırgır : Mekanik olarak çalışan süpürge. Açık denizlerde balık avlamakta kullanılan büyük ağ. Testi. Bir çeşit hamsi ağı, seyyar dalyan. Balıkçı sandalı: Gırgırlar tam-yol gidiyor. Makas.

Gırgır ağı : Denizlerde pelajik bölgede bulunan balık sürülerinin etrafını çeviren ve daha sonra altındaki mapalar içerisinden geçen istinga halatıyla da ağı alttan kapamak suretiyle torba oluşturarak av yapan endüstriyel av aleti.

Gırgır boncuğu : Çocukların oynamaları için beşiğe takılan deniz hayvanı kabukları.

Gırgır desti : Suyu akıtmak için delikli kapağı olan, kısa boyunlu testi.

Gırgır etmek : Çok konuşmak, gevezelik etmek.

Gırgır vinci : Gırgır ağlarını toplamada kullanılan, birlikte dönen iç makara yardımıyla çalışan vinçler.

Gırgıra : Delinmiş iki cevizin ortasından ince değnek geçirilerek yapılan döndürek.

Gırgırı : Testi.

 

Gırgırlama : Gırgırlamak işi.

Gırgırlatma : Gırgırlatmak işi.

Gırgırlatmak : Gırgırlama işini yaptırmak.

Gırgıt : Cimri. İçi kolay çıkmayan ceviz ya da yumurta. Hasis, cimri, asi, sert; gırgıt adam, gırgıt ceviz.

Gırgırlamak : Gırgırla süpürmek.

Çalı çırpı : Kolayca ateş yakmaya yarayan ince ve kuru ağaç dalı, kuru ot vb. şeyler.

Toprak : Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü. Memleketli. Kara. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış. Arazi, tarla. Ülke.

Yığın : Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe. Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle.

Çırpı : Dal, budak kırpıntısı. Çok zayıf. Boyalı ve gergin bir sicimi yay gibi çekip bırakarak duvara veya yere çizilen çizgi.

Topra : Torba.

Gıran : Öldürücü salgın hastalık. Tepe. Tepelerin üstündeki düzlük. Dağ sırtı. Ağır taşçı ve işçi çekici, balyoz. Toprak: Bizim tarlanın gıranı çok yavuzdur. Kenar, kıyı, çevre. Karşı taraf. Ufak. Ahlaksız, terbiyesiz çocuk. Çocuğun oyun arkadaşları: Gıranların gelmiş seni çağırıyor. Kıran, öldürücü hastalık. Kıran (köy). Tepe düzlüğü.

Diğer dillerde Gırcala anlamı nedir?

İngilizce'de Gırcala ne demek ? : english string