Geleneksel sanayi nedir, Geleneksel sanayi ne demek

Geleneksel sanayi; İktisat alanında kullanılan bir terimdir.

İktisat terim anlamı:

Üretimin, küçük imalathanelerde ve tarım işletmelerinde, emek yoğun teknikle, basit makine ve aletler kullanılarak gerçekleştirildiği sanayi.

Geleneksel sanayi kısaca anlamı, tanımı

Sanay : Ay gibi güzel, ayı anımsatacak kadar güzel

Gele : Tavla oyununda elinde kırık taşı bulunan oyuncunun attığı, uygun olmayan zar.

Gelen : Gelme işini yapan (kimse ya da nesne). Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).

Gelenek : Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane, tradisyon.

Geleneksel : Geleneğe dayanan, gelenekle ilgili olan, ananevi, tradisyonel.

Sana : Sen zamirinin yönelme durumu eki almış biçimi.

Sanayi : Ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, uran, endüstri.

İmalathane : Ham maddeleri işleyerek piyasaya çıkacak duruma getiren iş yeri, yapımevi.

Emek yoğun : Bir malın üretiminde veya bir kesimde kullanılan emek/sermaye oranının diğer bir malın üretiminde veya diğer bir kesimde kullanılandan daha yüksek olması.

 

İşletme : İşletmek işi. İş yeri. Tarım, sanayi, ticaret, bankacılık vb. iş alanlarında, kâr amacıyla bir sermaye yatırılarak kurulan kurum. Bir kuruluşu verimli bir duruma getirip kazanç sağlama yöntemi.

Makine : Herhangi bir enerji türünü başka bir enerjiye dönüştürmek, belli bir güçten yararlanarak bir işi yapmak veya etki oluşturmak için çarklar, dişliler ve çeşitli parçalardan oluşan düzenekler bütünü. Araba, otomobil. Bir alet veya taşıtın hareket etmesini sağlayan mekanizması.

İmalat : Ham madde işlenerek yapılmış olan her türlü mal. İşlenerek yapılmış olan üretim.

Teknik : Bir sanat, bir bilim, bir meslek dalında kullanılan yöntemlerin hepsi. Yol, beceri, yöntem. Fizik, kimya, matematik vb. bilimlerden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama. Bu uygulamaya dayanan, bu uygulamaya ilişkin.

Üretim : Belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme, istihsal, tüketim karşıtı.

Gerçek : Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Yalan olmayan. Doğruluk. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Temel, başlıca, asıl. Gerçeklik.

Yoğun : Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Koyu, kalın. Şişman, iri, tombul. Artmış, çoğalmış bir durumda olan. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

 

Tarım : Bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, kalite ve verimlerinin yükseltilmesi, uygun koşullarda korunması, işlenip değerlendirilmesi ve pazarlanması, ziraat.

Küçük : Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. Geri aşamada. Değersiz, önemsiz. Niceliği az olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha aşağı olan kimse. Yaşı daha az olan. Niteliği aşağı olan, bayağı. Kısık, parlak olmayan (ses). Küçük abdest.

Basit : Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz. Süssüz, gösterişsiz. Kolay. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan.

Diğer dillerde Geleneksel sanayi anlamı nedir?

İngilizce'de Geleneksel sanayi ne demek ? : traditional industry