Genel nedir, Genel ne demek

Genel; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Genel" ile ilgili cümle

  • "Genel kitaplık."
  • "Söylediklerim kuşkusuz genel anlamda geçerli." - A. Ağaoğlu
  • "Genel seçim. Genel tarih."
  • "Genel başkan. Genel müdür."
  • "Genel düşünce."

Yerel Türkçe anlamı:

[Bakınız: ganal]

Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:

[Bakınız: evrensel]

[Bakınız: ortak]

Felsefi anlamı:

Azlık, çokluk ya da bütünlüğü belirlemeden bir sınıfta birçok bireylere (ya da her biri bölünmez bir bütün kuran bir çok öbeklere) uygun düşen. // Genel: a- Hem bireysele, hem tekile, hem de tikele karşıttır, b. Söz konusu düşüncenin kapsamının genişlik ya da darlığına göre genellik dereceleri vardır. (Ör. Beslenme, yer değiştirmeden daha genel bir görevdir.)

Bir sınıfın bireylerinin büyük bir bölümüne uygun düşen. // "Genellikle", "genel olarak" deyimleri günlük dilde de bu anlamda kullanılır. Genellikle dendiğinde kuraldışına yer var demektir. Bu anlamda genel hem tümele hem kuraldışına karşıttır.

Bir sınıfın bütün bireylerine uygun düşen. (Ör. genel bir yasa.) Skolastikler ve günümüzde onlara bağlı olanlar geneli bu anlamda alırlar. Onlara göre tümel, genel kavramları belirtir. Port-Royal mantığı tümel önermeleri bu anlamda kullanmıştır, aynı zamanda "genel önermeler" deyimini de aynı anlamda kullanırlar. Genelin tümelden ayrımı: Genellik terimlerin içeriklerine bağlıdır, bu yüzden genelliğin biçimsel bir özelliği yoktur, tümellik ise önermelerin biçimsel bir özelliğidir. Modern mantıkçılara göre, tümel kavramını iyice belirtmek için, genel sözcüğüne de açıklık getirmek zorunludur. Tümel önermeler tikel önermelerin karşıtı olduğu gibi, genel önermeler de belirli ya da özel önermelerin karşıtıdır. Bir önermede bir ya da bir çok değişken ya da belirlenmemiş terim varsa o önerme geneldir. Ör: "VII. Charles, Reims katedralinde kutsallaştırıldı." tekil bir önermedir; "Bütün Fransa kralları, R. k. inde kutsallaştırıldılar." tümel bir önermedir. Her iki önerme de belirlidir ve değişmez bir anlamı vardır. Ama "Fransa kralı, R. k. inde kutsallaştırıldı." denirse, "Fransa'nın hangi kralı?" diye sorulacaktır. "Fransa kralı" terimi Fransa'da ne kadar kral varsa o kadar ayrı değeri olan, değişebilen bir terimdir. Önerme krallardan kimileri için doğru, kimileri için yanlıştır. (Oysa tümel önerme, "Bütün krallar... " önermesi kesinlikle ya doğru ya yanlıştır.) Böylece "Fransa kralı..." gibi belirsiz ve değişebilen bir önerme bir genel önermedir. Günlük dilde de "Çok genel konuşuyorsun." dediğimizde karşımızdakinin belirli, kesin bir şey söylememiş olduğunu belirtmek isteriz.

 

(Lat. generalis = cinse bağlı, cinsle ilgili) : Cinsle, türle ilgili olan; bir türün, bir cinsin bütün nesnelerini içinde toplayan; bir nesne sınıfının bütün nesnelerini toplayan.

 

Hukuki terim anlamı:

umûmî.

İngilizce'de Genel ne demek? Genel ingilizcesi nedir?:

general, public

Fransızca'da Genel ne demek?:

commun

Genel kısaca anlamı, tanımı:

Genel af : Kamu yararına uygunluğu anlaşıldığında belli bir veya birkaç suç çeşidi için yapılmış olan kovuşturmaların durdurulması, verilmiş cezaların kaldırılması veya azaltılması.

Genel ağ : Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı, İnternet.

Genel başkan : Bir kurum veya kuruluşun idaresinden bütünüyle sorumlu olan kimse.

Genel bütçe : Yıllık gelir ve gider kalemlerinin hepsini kapsayan bütçe.

Genel coğrafya : Yeryüzünün her türlü coğrafya olaylarını ayrı ayrı olarak araştıran, doğuşunu, işleyişini, yayılışını inceleyen coğrafya bilimi.

Genel dil bilimi : Dilin yapısını, gelişme ve değişmesini karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim dalı.

Genelev : Genel kadınların erkek kabul ettikleri yer, aşağı mahalle, kırmızıfener, koltuk, kerhane, umumhane.

Genelgeçer : Toplum tarafından kabul edilen, hemen herkesçe benimsenen.

Genel gider : Bir işin yapımı için gerekli olan giderler toplamı.

Genel görünüm : Bir yerin, bir olayın dıştan görünümü, panorama.

Genel görüşme : Kurum ve kuruluşlarda bir durumu görüşmek ve gerçeği meydana çıkarmak amacıyla yapılmış olan geniş katılımlı toplantı. Toplumla veya devletin faaliyetleriyle ilgili konuların Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulunda görüşülmesi.

Genel grev : Grevin bütün işçi kesimince uygulanması.

Genel kadın : Fuhşu meslek edinmiş kadın.

Genelkurmay : Yurdun savunmasıyla ilgili bütün şart ve olayları göz önünde tutarak barışta ordunun eğitim ve donatımını, savaşta yüksek yönetimini düzenleyen makam, erkânıharbiyeiumumiye.

Genel kurul : Bir kuruluşta üyelerin tamamının katılımıyla yapılmış olan toplantı.

Genel kütüphane : Bütün alanlarda yazılmış ve yayımlanmış kitapları, süreli yayınları ve belgeleri bünyesinde toplayan, herkesin yararlanabildiği kütüphane.

Genel müdür : Bir kurum veya kuruluşta yönetimin en üst düzeydeki sorumlusu.

Genel ölçek : Fazla ayrıntıya girmeden yapılmış olan ölçüm.

Genel sekreter : Bazı kamu kuruluşlarında, siyasi partilerde veya büyük özel kuruluşlarda yönetim işlerini yürüten görevli, genel yazman, umumi kâtip.

Genel uygunluk bildirimi : Umum mutabakat beyannamesi.

Genel yazman : Genel sekreter.

Genel yetenek : Bilim, teknik ve sanata ait herhangi bir alanda kişinin bilgi ve becerisini gösteren birikim.

Genel zeka : Zekâ testleriyle ölçülen değişik yetenek ve güçlerin birleşimi. Bireyin belli, özel veya bağımsız yeteneklerinden ayrı olarak karşılaştığı genel durumlara uymada gösterdiği yetenek veya güç.

Genel başkanlık : Genel başkan olma durumu. Genel başkanın işi veya mesleği. Genel başkanın bulunduğu makam.

Genel görünümlü : Dıştan görünüşlü, panoramik.

Genel müdürlük : Genel müdürün bulunduğu bina. Genel müdür olma durumu. Genel müdürün yetkisi ve makamı.

Genel sekreterlik : Genel sekreterin yetkisi ve makamı, genel yazmanlık. Genel sekreter olma durumu.

Genel yazmanlık : Genel sekreterlik.

Geneleme : Bir düşüncenin başka başka sözlerle yeniden anlatılması.

Genelge : Yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuda aydınlatmak, dikkat çekmek üzere ilgililere gönderilen yazı, tamim, sirküler.

Genelgeçerlik : Genelgeçer olma durumu.

Genelleme : Zihnin genel düşünceler yapması işlemi veya özelden genele geçiş, tamim. Genellemek işi. Bir işlemin sonucu olan genel kavram, yargı, bilim yasası veya kuram.

Genellemek : Varlıklar veya olaylar arasındaki benzerlik bağıntılarını bir düşüncede toplamak, tamim etmek, belirlemek karşıtı.

Genelleşmek : Genel duruma gelmek, genel bir durum almak, taammüm etmek.

Genelleştirilme : Genelleştirilmek işi.

Genelleştirilmek : Genelleştirme işi yapılmak.

Genelleştirme : Tek tek veya özel durumlardan genel bir yasanın, önermenin çıkarılması, tamim. Genel duruma getirme.

Genelleştirmek : Genel duruma getirmek.

Genellik : Genel düşüncenin veya kavramın özelliği. Genel olma durumu, yaygınlık, umumiyet, umumilik.

Genellikle : Genel olarak, büyük bir çoğunlukla, çoğu kez, çoğun, çoğunlukla, çoklukla, ekseri, ekseriya, ekseriyetle, umumiyetle.

Genelmek : Genişlemek.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

Umumi : Genel.

Ayrıntı : Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya. Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat, detay. Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat.

Alınma : Alınmak işi.

Bakım : Bir şeyin iyi gelişmesi, iyi bir durumda kalması için verilen emek. Bakma işi. Birinin beslenme, giyinme vb. gereksinimlerini üstlenme ve sağlama işi.

Yetki : Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet.

Ve : İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz. Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu.

Çok : Aşırı bir biçimde. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.

Bir : Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Beraber. Sayıların ilki. Bu sayı kadar olan. Bir kez. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Aynı, benzer. Ancak, yalnız. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Sadece. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek.

Elde : Çarpma ve toplama işlemlerinde bir sonraki sıranın rakamlarına katılacak olan sayı.

Genel ad : Yeni bulunan her ilaç maddesine Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından verilen ad, jenerik ad.

Genel ağ aktarımlı söyleşi : (GAS)

Genel alıcı : A, B, O ve AB kan grubundan kan alabilen AB kan grubuna sahip insanlar.

Genel amaçlı bilgisayar : Birbirinden çok değişik sorunlar üzerinde çalışmak üzere tasarlanmış bir bilgisayar.

Genel anamnez : Sürü anamnezi, işletme sorunları, işletmenin ekonomik durumu, verim sorunları, üretim ve hayvan sağlığı açısından İl Tarım Müdürlüklerinin rolü, üretim koşulları, üretim yönü, teknoloji, yem tesisleri, salgın mücadelesi, üretim basamakları konularında hayvan sahibinin veteriner hekime verdikleri bilgiler.

Genel anestetik : Genel anestezide kullanılan ilaç.

Genel anestezi : Ameliyatlar sırasında hayvanların ağrı duymasını engellemek amacıyla yapılan ve sonuçta hareket, refleksler, duygu ve bilincin ortadan kaldırılması ile sonuçlanan klinik yöntem.

Genel anestezik : Merkezî sinir sisteminde seçici olmayan bir biçimde baskılanma ve uykuya neden olmasından dolayı özellikle operasyonlar sırasında, hayvanda her türlü duyu kaybını oluşturmak amacıyla kullanılan ilaç.

Genel anlak ölçeri : Bireyin ansal yeteneğini yetişme biçiminin etkilerinden bağımsız olarak ölçmek üzere geliştirilen ve doğru yanıtlanabilmesi için ön hazırlığı gerektirmeyen sözcük işleme, mantıksal çıkarımlara ilişkin sınarlarla çeşitli işlemlerden oluşan ölçer.

Genel anlambilim : Dili oluşturan sözcüklerin toplumsal çerçeve içinde anlam kazanmaları sürecini inceleyen bilgi dalı.

Genel ile ilgili Cümleler

  • Ali genellikle Mary'den çok daha meşguldür.
  • Karım genellikle gece kahve içmez ve ben de içmem.
  • Genel Braddock öldürüldü.
  • Genel anlamda, tarih kendini tekrar eder.
  • Ben genellikle dışarıda yemek yerim.
  • Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.
  • Genel düşünce onun yanlış olduğudur.
  • İkizler genellikle erken doğumludur.
  • Biz yazın genellikle dışarıda sundurmada yemek yeriz.
  • Biz genellikle sadece mesaj atarız.
  • Genel giriş ücreti yetişkinler için 7 dolardır.
  • Konser biletleri genellikle oldukça pahalıdır.
  • Genel durum bizim için avantajlı.
  • Genel bir kural olarak, eleştirmek kolaydır ama alternatif öneri üretmek zordur.

Diğer dillerde Genel anlamı nedir?

İngilizce'de Genel ne demek? : adj. general, public, broad, common, collective, across the board, blanket, Catholic, exoteric, generic, grand, liberal, overhead, plenary, prevailing, prevalent, running, sweeping, widespread

Fransızca'da Genel : général/e, public/ique, global/e, commun/e, synoptique, unanime, universel/le

Almanca'da Genel : adj. allgemein, gemein, General-, generell, kommun, total, ungeteilt, universal

Rusça'da Genel : adj. общий, всеобщий, сводный, пленарный, суммарный, повальный, генеральный