Getiri eğrisi nedir, Getiri eğrisi ne demek

Getiri eğrisi; İktisat alanında kullanılan bir sözcüktür.

İktisat terim anlamı:

Bir taşınır değerin getirisi ile vadesi dolana kadar geçen dönem arasındaki ilişkinin grafiksel gösterimi.

Getiri eğrisi kısaca anlamı, tanımı

Eğri : Doğru veya düz olmayan, bir noktasında yön değiştiren, çarpık, münhani, doğru karşıtı. Bir olayın şiddetindeki azalış ve çoğalışları gösteren çizgi. Yatay veya düşey olmayan, bütünüyle bir yana eğilmiş bulunan, eğik, mail. Yay gibi kavislenmiş, eğmeçli, mukavves. Doğru veya düz olmayan çizgi, yüzey. Yanlış bir biçimde

Getiri : Faiz. Yarar. Kazanç.

Taşınır değer : Senet, bono, tahvil, hisse senedi vb. belge.

Gösterim : Görüntülerin gösterici yardımıyla bir yüzeye yansıtılması işi, projeksiyon. Sinema, tiyatro, konser vb. sanat dallarında verilen gösterilerden her biri, seans. Sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması, vizyon.

Taşınır : Taşınabilen (eşya). Para, çek, senet, tahvil vb. değerli kâğıt, taşınabilir, menkul.

Gösteri : İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun. Bir şeyi tanıtmak amacıyla yapılmış olan sunum, demonstrasyon, demo. Birinin, bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat. Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi. Genellikle şarkı, dans vb. eğlence türlerin yer aldığı eğlence, şov. Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş.

 

İlişkin : İlgisi, ilişiği olan, bağlı, ilgili, ait, merbut, müteallik.

İlişki : İki şey arasında karşılıklı ilgi, bağ, münasebet, temas. Bağlantı, temas.

Değeri : Kıymet, paha.

Grafik : Çizge. Biçim, desen veya çizgilerle gösterme.

Göster : Gösteriş eyleminin yapılması için kılıçoyunu öğretmenince verilen komut.

Değer : Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet. Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı. Üstün nitelik, meziyet, kıymet. Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse. Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör. Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü.

Dolan : Dolgun olan.

Kadar : Ölçüsünde, derecesinde. Miktarda, derecede. Gibi. Denli. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Dek.

Dönem : Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot. Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre. Yarıyıl. Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre.

Geçen : Bir önceki (hafta, ay, yaz, kış vb.).

Kada : Kardeş. Ağabey. Kız kardeş, abla. Küçük kardeş. Arkadaş. Teyze. Yeni doğmuş hayvan yavrusu. Gönül, naz. Konuşmaya engel olan dilbağı : Dili kadalı olduğundan konuşamıyor. Sıra: Ahmet'in kadasını sen mi savdın. Kadar (bk. gadâ, kada kadar). Kadar. Kadar, bk. kadê, kadâr.

 

Graf : Fotoğraf kelimesinde olduğu gibi resimsel kaydı belirten. Spektrografda olduğu şekilde mekanik kayıt yapan alete işaret eden bir son ek. [Bakınız: çizge].

Geçe : Herhangi bir saat başını geçerek, geçerken. Karşılıklı iki yandan her biri, yaka. Taraf, yön. Eski türkçe keç-e: Karşı taraf; öte (Erzincan Merkez). Taraf. Taraf, yan.

Diğer dillerde Getiri eğrisi anlamı nedir?

İngilizce'de Getiri eğrisi ne demek ? : yield curve, return curve