Geveze nedir, Geveze ne demek

Geveze; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Çok konuşan, çenesi düşük, gevşek ağızlı, lafçı, lafazan, zevzek, lakırtı ebesi, ağız kavafı, lakırtı kavafı, çene kavafı, cır cır, çaçaron.
  • Sır saklamayan, boşboğaz, ayran ağızlı

"Geveze" ile ilgili cümleler

  • "Bir insanın geveze, hasis ve korkak olması kendisine yeter." - N. F. Kısakürek

Yerel Türkçe anlamı:

Aşınan parçanın görevini yapamaması.

Sürü hayvanlarının boynuna takılan küçük çan.

Gösteri Sanat terimi olarak anlamı:

Boşboğaz, geveze, baltayı taşa vuran gölge oyunu tipi.

Tiyatro'daki terim anlamı:

(Kar.) Karagöz oyununda boşboğaz, çam deviren, geveze bir tip.

Geveze anlamı, tanımı:

Gevezelenme : Gevezelenmek işi, zevzeklenme.

Gevezelenmek : Gevezelik etmek, zevzeklenmek.

Gevezelik : Geveze olma durumu, zevzeklik, lafazanlık. Düzensiz, gelişigüzel konuşma, yazma.

Gevezelik etmek : Yârenlik etmek. saçma sapan konuşmak, zevzeklik etmek.

Konuş : Konma işi. Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi. Konum.

Çene : Köşe. Canlılarda baş bölümünde yer alan, kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın kapanıp açılmasını sağlayan kasları üzerinde barındıran iki parçaya verilen ad. Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri. Baş bodoslamasının omurga ile birleştiği yer, çarık. Çok konuşma huyu, gevezelik.

 

Düşük : Yaşayabilecek duruma gelmeden doğan yavru, ceninisakıt, bağan, sakıt. Dil bilgisi kurallarına uymayan. İktidardan düşmüş veya düşürülmüş. Az. Eski değer ve onurunu yitirmiş olan. Aşağı doğru düşmüş, aşağı sarkmış.

Ağızlı : Ağzı herhangi bir biçimde olan.

Lafçı : Söz götürüp getiren, dedikoducu. İyi, etkili konuşan. Geveze.

Lafazan : Geveze.

Zevzek : Saçma sapan şeylerle uğraşan. Geveze.

Sır : Bir amaca ulaşmak için kullanılan, başvurulan özel ve gizli yöntem. Bir işin, bir şeyin dikkat, yetenek, deneyim ve sezgi yardımıyla kavranabilen en zor, en ince yanı. Bazı nesnelere parlaklık verme, dış etkilerden koruma, sızmalarını önleme vb. amaçlarla sürülen, saydam veya donuk vernik. Aynaların arkasına ve kaplama metal eşyanın yüzüne sürülen ince tabaka. Aklın erişemediği, açıklanamayan veya çözülemeyen şey, giz, gizem. Varlığı veya bazı yönleri açığa vurulmak istenmeyen, gizli kalan, gizli tutulan şey.

Boşboğaz : Saklanması gereken şeyleri söyleyiveren, sır saklayamayan, geveze, ayran ağızlı. Yerli yersiz konuşan.

Ayran : Süt veya yoğurt yayıkta çalkalanarak yağı alındıktan sonra kalan sulu bölüm. Yoğurdun sulandırılıp çalkalanmasıyla yapılmış olan içecek.

Geveze pamuğu : Kalaycılıkta kalaya renk vermeye yarayan bir madde.

Geveze tablası : Kalay yapmakta kullanılan araçların taşındığı teneke kap. (-Tokat)

 

Geveze ile ilgili Cümleler

  • Ali gevezeydi.
  • Gevezelik edeceğine çevir!
  • Sırf gevezelik yapıyorsun.
  • Ne hakkında gevezelik ediyorsun?
  • Gevezelik yapmayı keser misin?
  • Gevezelik yaptık.
  • Gevezeliği kesin ve işe dönün!
  • Ali çok geveze.
  • Geveze değildim.
  • Jale Tom'a senin gevezeliğin yüzünden kızgın, değil mi?
  • Telefonda gevezelik etmekten hoşlanmam.
  • Gevezelik ediyorsun.
  • Gevezelik etmeyin!!
  • Ben geveze insanlara güvenmiyorum.

Diğer dillerde Geveze anlamı nedir?

İngilizce'de Geveze ne demek? : adj. talkative, chatty, chattering, indiscreet, gabby, garrulous, gossipy, gushing, gushy, loquacious, mouthy, rattle pated, talky, voluble

n. chatterer, babbler, windbag, blab, gabbler, gasbag, prater, prattler, rattlebrain, windjammer

Fransızca'da Geveze : bavard/e, loquace

Almanca'da Geveze : n. Plapperer, Plappertasche, Plauderer, Quackeler, Quasselstrippe, Schwätzer

adj. geschwätzig, plapperhaft, redselig, schwatzhaft

Rusça'da Geveze : n. говорун (M), болтун (M), трепло (N)

adj. говорливый, болтливый, словоохотливый