Gezinmek nedir, Gezinmek ne demek

  • Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek.
  • Belirli bir çevre içinde gezip durmak
  • Özellikle doğaçtan yapılmış olan müzikte, ezgiyi belli bir makam anlayışı içinde değişik perdeler üzerinde çalmak, dolaşmak.

"Gezinmek" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum." - S. F. Abasıyanık
  • "Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu." - P. Safa

Yerel Türkçe anlamı:

Yüznumaraya gitmek.

Bir müzik aletini akort etmek

Baştan savmak.

Gezinmek tanımı, anlamı:

Gezinme : Gezinmek işi, seyran.

Gezi : Pamuk ve ipekle karışık dokunmuş hareli kumaş. Ülkeler veya şehirler arasında yapılmış olan uzun yolculuk, seyahat. Gezmek, görmek, eğlenmek amacıyla yapılmış olan yolculuk. Gezinti yeri. Bu kumaştan yapılan. Gezilip hava alınacak yer.

Eğlenmek : Neşeli, hoşça vakit geçirmek. Bir kimsenin herhangi bir kusuru veya zayıf noktası ile alay etmek. Bir yerde durmak, beklemek, tevakkuf etmek. Oyalanmak.

Vakit : Zaman anlatan kelimelere belirtilen durumunda geldiğinde "iken" anlamı veren bir söz. Belirlenmiş olan zaman. Zaman. Geçim, para bakımından elverişli durum. Bir işe ayrılmış veya bir iş için alışılmış saatler. Çağ.

Geçirmek : Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek. Hastalık bulaştırmak. Giymek, giyinmek. Bir süre yaşamak, oturmak, kalmak. Etmek, yapmak. Yola çıkan birini uğurlamaya gitmek, selametlemek, teşyi etmek. Vurmak. Bir gereksinimi eldeki imkânla karşılamak. Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak. Birine kötü söz söylemek. Herhangi bir durumu yaşamış olmak. Zaman harcamak. Tespit etmek, yazmak, kaydetmek. Bir şeyi kendisine ayrılmış olan yere yerleştirmek, takmak. Alışverişte aldatmak, kötü mal satmak, kazıklamak. Bir işi birden çok kişi üzerinde uygulamak. Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek.

 

Gezmek : Bir yerde gezi yapmak. Gitmek, başvurmak. Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek. Bir yerde dolaşmak, yürümek. Bir yeri görüp incelemek. Herhangi bir biçimde gezinmek. Hasta ayağa kalkmak. Bulunmak.

Dolaşmak : Bir yeri belli bir amaçla gezmek. Akmak. Dönüp başka bir yönden gelmek. Nefes, el bir şey üzerinde hafifçe hareket etmek. Gezinmek. Saç, iplik vb. şeyler birbirine karışarak güç çözülür duruma gelmek. Belirmek. Denetlemek amacıyla bir yeri gezmek. Çok kimse tarafından söylenmek. Gezmek, gezinmek. Doğru gitmeyip yolu uzatmak.

Seyran : Gezme, gezinme.

Çevre : Düzlem üzerindeki bir şekli sınırlayan çizgi. Hayatın gelişmesinde etkili olan doğal, toplumsal, kültürel dış faktörlerin bütünlüğü. Bir kimse ile ilişkisi bulunanlar, muhit. Yağlık. Aynı konu ile ilgisi bulunan kimselerin tümü, muhit. Kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam. Bir birimden önce veya sonra gelen aynı türden birimlerin tümü, bunların oluşturduğu küçük grup, kontekst. Bir şeyin yakını, dolayı, etraf, periferi.

 

Gezinmek ile ilgili Cümleler

  • Sonunda, hastalıktan dolayı yürüyemez hale geldi ve gezinmek için motorlu tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kaldı.
  • Sabahleyin gezinmek istiyorduk, ama müthiş bir yağmur yağıyordu.

Diğer dillerde Gezinmek anlamı nedir?

İngilizce'de Gezinmek ne demek? : v. walk about, wander about, wander, stroll, hang around, hang about, get around, mosey, perambulate, promenade, roam, rove, rove about, stray, go for a stroll, take a stroll, go for a walk, take a walk

Fransızca'da Gezinmek : se promener, déambuler, vaguer

Almanca'da Gezinmek : v. lustwandeln, spazieren

Rusça'da Gezinmek : v. гулять, прогуливаться, бродить, разгуливать, прохаживаться, прогуливать, погулять, прогуляться, побродить, забродить, пройтись, прогулять