Good türkçesi Good nedir
- İyilik.
- Uslu.
- Sağlığa yararlı.
- Hayır.
- Hayırlı.
- Doğruluk.
- İyi.
- Sağlam.
- Menfaat.
- Çok.
- Yararlı.
- Dolu dolu.
- Güzel.
- Emin.
- Çıkar.
- Sağlamlaştırmak.
- Yarar.
Good ile ilgili cümleler
English: "Celestial Wives of the Meadow Mari" is a very good movie.
Turkish: "Celestial Wives of the Meadow Mari" çok iyi bir film.
English: "Any good news in today's paper?" "No, nothing in particular."
Turkish: Bugün gazetede iyi haberler var mı? Hayır, özel bir şey yok.
English: "Does he like you?" "No, but he's a good friend and we have fun together."
Turkish: "O senden hoşlanıyor mu?" "Hayır fakat iyi bir arkadaş ve birlikte eğleniriz."
English: "How do you feel?" "Not good at all!"
Turkish: "Nasıl hissediyorsun?" "Hiç iyi değil!"
English: "Are Tom and Mary dating?" "No, they're just good friends."
Turkish: "Tom ve Mary çıkıyorlar mı?" " Hayır, sadece iyi arkadaşlar."
Good ingilizcede ne demek, Good nerede nasıl kullanılır?
Good afternoon : Tünaydın. İyi akşamlar.
Good agriculture practices : Tarımsal üretim sistemini iktisadi açıdan karlı ve verimli, sosyal açıdan yaşanabilir, insan ile hayvan sağlığına ve çevreye duyarlı kılarak gönenci artıran, dünyada bütünleşik ürün yönetimini önplana çıkaran sürdürülebilir kalkınmanın tarımsal ayağını oluşturan uygulamalar bütünü. iyi tarım uygulamaları avrupa iyi tarım uygulamaları adı altında başlayıp, küresel iyi tarım uygulamaları ile geliştirilen uluslararası ölçünleştirme girişimlerini kapsamaktadır. İyi tarım uygulamaları.
Good and : Bütünüyle. Fazlasıyla. Tamamen. Çok.
Good appetite : Afiyet olsun.
Good at : Bir işte başarılı.
Good by : Güle güle. Hoşçakal.
Good bye : Görüşürüz!. Veda. Güle güle. Hoşçakal. Elveda. Güle güle!. Hoşça kal.
Good faith : İyiniyet. İyi niyet. Niyetin ciddiliği. Güven (birine karşı beslenen). İyiye çekme. Dürüstlük. İtimat. Hüsnüniyet.
Good delivery : Koşullara uygun teslim.
Good buy : Kazançlı alışveriş. Karlı alışveriş. Kelepir.
İngilizce Good Türkçe anlamı, Good eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak Good ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Angelic innocence : Melek masumiyeti. Saflık (meleğinki gibi).
Directness : Dosdoğru gidiş. Telaş. Doğru gidiş. Açıklık. Dürüstlük.
Benefitted : Yaramak. Yarar görmek. Fayda göstermek. Yararı dokunmak. Yararına olmak. Yararlanmak. Fayda. Faydası olmak.
Afforce : Desteklemek. Kuvvetlendirmek. Güçlendirmek.
Sanative : Tedavisel. Şifa verici. İyileştirici. Sağlığa kavuşturucu. Sağlığa faydalı. Tedaviye ait. Sanatif. Sağlıklı.
Benign : İyicil. Tehlikesiz. Selim. Sevecen. Merhametli. Bereketli (toprak). Halim selim. İyi tabiatlı, kötücül olmayan, özellikle çıkarılışını takiben tekrarlanmayan tümörler için kullanılır, benign, selim, iyi huylu. İyicil (tümör).
Good health : Sağlıklı olma. İyi sağlık durumu. İyi oluş (fiziksel veya ruhsal). Hastalığı olmayan durum. Sağlık.
Not bad : Fena sayılmaz. Fena değil.
Benefaction : Sadaka. Hayır işine para bağışlama. Bağış. İhsan. Hayır işine bağışlanan para. Nimet. Yardım.
Air tight : Hermetik. Hava sızdırmaz. Hava kaçırmaz. Zaafı olmayan. Hava sızdırmaz şekilde kapalı. Zaafı veya kusuru olmayan. Hava geçirmez. Sıkıca kapatılmış.
Good synonyms : good enough, charity, abysmal, avail, favor, bang up, benevolence, expediency, respectable, authenticities, obedient, acceptable, a good deal, beauteous, affluents, hot, attractive, benignant, authenticity, entrenched, affluent, swell, a great many, convinced, candidness, expedience, a whale of, quiet, assistive, prosperity, a good turn, fiduciaries, favourable.
Good zıt anlamlı kelimeler, Good kelime anlamı
Worse : Beter. Daha fena. Daha da kötüsü. Daha kötü şey. Kötü. Daha kötüsü. Daha hasta. Daha kötü. Daha çok. Beteri.
Unfavorable : Açık veren (hesap). Olumsuz. Aleyhte. Karşı. Sakıncalı. Aksi. Ters. Kötü. Elverişsiz. Bir ölçek sınarının dile getirdiği yargıya katılmayan ya da olumsuz yanıt veren kişi, ona ters düşen tutum ya da görüş.
Bad : Aynasız. Bir dürtüş ya da vuruşa karşı korunmak için yapılan, yerinde ve yeterli olmayan çelgi. Terbiyesiz. Şanssızlık. Küfürlü. Fena. Batak. Bozuk. Zarar. Kötü.
Good antonyms : disobedient, worst, unrespectable, meager.
Good ingilizce tanımı, definition of Good
Good kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Promoting success, welfare, or happiness. Admirable. Serviceable. Opposed to evil. Possessing desirable qualities. Adapted to answer the end designed. Excellent. Commendable. That which possesses desirable qualities, promotes success, welfare, or happiness, is serviceable, fit, excellent, kind, benevolent, etc. Well, especially in the phrase as good, with a following as expressed or implied. To make good. Not bad, corrupt, evil, noxious, offensive, or troublesome, etc. Equally well with as much advantage or as little harm as possible. Useful. Fit. To turn to good.
Bu kısımda Good kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede Good ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce Good anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz Good ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.