Good for nothing türkçesi Good for nothing nedir

  • Hiçbir şeye yaramaz.
  • Serseri.
  • Boktan.
  • İşe yarama.
  • Hayırsız.
  • İki paralık.
  • Mendebur.
  • Beceriksiz.
  • Hiçbir işe yaramaz.
  • Beş para etmez.
  • İşe yaramaz.
  • Faydasız.
  • Yaramaz.
  • Bir işe yaramaz.
  • Haylaz.

Good for nothing ile ilgili cümleler

English: His son is lazy and good for nothing.
Turkish: Onun oğlu tembel ve hiçbir şey için iyidir.

English: Who calls me "good for nothing"?
Turkish: Kim bana" bir boka yaramaz" diyor?

Good for nothing ingilizcede ne demek, Good for nothing nerede nasıl kullanılır?

Good : Menfaat. Sağlamlaştırmak. Çıkar. Hayır. Çok. Emin. Yarar. Sağlam. İyilik. İyi.

For : -e karşı. -e uygun. Bir takımyıldızın adı. -e. Karşılığında. Diye. İçin. Zarfında. Dair.

Nothing : Önemsiz kimse. Önemsiz şey. Sıfır. Hiç. Boş söz. Hiçbir şey. Önemsiz (şey). Yokluk. Yok. Hiçlik.

Good for : -e yarar.

Good fortune : Şans. Baht. Bahtiyarlık. Ongunluk. Talih. İyi talih.

Count for nothing : Hiçbir önemi olmamak. Çok önemsiz olmak. Hiçbir şey ifade etmemek.

In good form : İyi halde. İyi bir durumda. İyi bir biçimde. Keyfi yerinde. İyi bir halde. Kabul edilebilir bir durumda.

For nothing : Beleşten. Haybeden. Bedava. Parasız. Boşa. Ücretsiz. Boş yere. Nafile yere. Havadan. Boşuna.

By good fortune : Şans eseri. Tesadüfen. Rastlantı eseri.

 

Lack for nothing : Gereken her şeye sahip olmak. Eksik hiçbir şeyi olmamak. Hiçbir şeye ihtiyacı olmamak.

İngilizce Good for nothing Türkçe anlamı, Good for nothing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Good for nothing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Boor : Yontulmamış tip. Hödük. Hırt. Ayı (argo terim). Kaba. Zonta. Maganda. Ayı. Kaba adam.

Castaway : Gemi kazazedesi. Deniz kazasına uğrayıp ıssız bir kıyıda mahsur kalan kimse. Kazazede (gemi). Reddedilmiş şey. Deniz kazazedesi. Çürüğe çıkarılmış. Kazazede. Reddedilmiş. Reddedilmiş kimse.

Pathetic : Acınacak. Acıklı. Yürek parçalayıcı. Üzücü. İçler acısı. Koygun. Tesirli.

No good : Aşağılık kimse. Yararsız. Aşağılık. Boşuna. Alçak.

Idle : Aylak. (motor) boşta çalışmak. Boşta. Boş durmak. Boşa harcamak. Rölantide çalışmak. İşlemeyen. Gereksiz.

Botchers : Kötü iş gören kimse. Kaba yama yapan kimse.

Loafers : Kaldırım mühendisi. Haylaz kimse. Boş gezen. Makosen ayakkabı. Mokasen. Hiçbir iş yapmayıp sürekli televizyon izleyen tip. İşsiz. Boş gezenin boş kalfası.

Adrift : Sürüklenmiş. Akıntı etkisiyle sürüklenen. Rüzgara kapılmış. Geminin sürüklenmesi. Başıboş. Akıntı ve rüzgarla sürüklenmiş. Akıntıya kapılmış. Kendi haline bırakılmış.

Mischievous : Zarar verici. Fesat. Haşarı. Hain. Afacan. Uslu durmayan. Zararlı. Sinsi.

Sads : Hüzünlü. Acılı. Yetersiz. Mahzun. Bedbaht. Üzgün. Üzücü. Üzüntülü. Adam olmaz.

Good for nothing synonyms : a bad lot, blunderings, crappie, null, crappier, bootlessly, elfin, awkward, footling, amateurish, futile, inefficacious, errant, bumblers, dawdler, dalliers, down and out, scapegrace, not worth a dime, diabolical, elfish, dosser, slovenly, drifting, fit for nothing, crappy, cheesiest, brattier, fiddlings, non effective, dreck, blunderer, bootless.