Grief türkçesi Grief nedir

Grief ile ilgili cümleler

English: Ali never gave me any grief.
Turkish: Ali beni hiç üzmedi.

English: He was in deep grief at the death of his wife.
Turkish: Karısı öldüğünde o derin bir keder içindeydi.

English: War doesn't bring on peace; on the contrary, it brings pains and grief on both sides.
Turkish: Savaş, barış getirmez. Tam tersine, o acı ve keder getirir.

English: She went nearly mad with grief after the child died.
Turkish: Çocuğu öldükten sonra, o üzüntüden neredeyse çıldırdı.

English: She seemed to be wallowing in her grief instead of trying to recover from the disaster.
Turkish: O felaketten kurtulmaya çalışmak yerine kederi içinde debeleniyor gibi görünüyordu.

Grief ingilizcede ne demek, Grief nerede nasıl kullanılır?

Grief stricken : Kederli. Acı ve keder içinde olan (genellikle bir yakınının ölümü nedeniyle). Talihsiz. Dertli. Büyük bir üzüntü içinde olan. Yas dolu. Çok kederli.

Abandon oneself to grief : Tamamen ümitsiz bir yas hali içerisine girmek (beise kapılmak).

Bring to grief : Felaket getirmek. Felaketine neden olmak.

Come to grief : Çökmek. Harap olmak. Belasını bulmak. Başı darda olmak. Suya düşmek. Başarısızlıkla sonuçlanmak. Felakete uğramak. Zarar görmek. Başarısız olmak. Mahvolmak.

 

Die of grief : Derin üzüntüden ölmek. Kahrından ölmek. Kederinden ölmek. Üzüntüden ölmek.

Grievance committee : Şikayet komitesi. İşçilerle işveren arasında çıkan anlaşmazlıkları ve yakınmaları çözümlemekle görevli kurul. Şikayeti inceleyen komite. Yakınma kurulu.

Griefs : Keder. Acı. Gam. Üzüntü. Dert.

Grievances : Dert. Şikayeti gerektiren durum. Sorun. Kincilik. Kindarlık. Yakınma. Şikayet.

Grievance symptoms : Bir işçinin yaptığı işten dolayı duyduğu kötümserliği gösteren belirtiler. Yakınma belirtileri. Şikayet belirtileri.

Grievance procedure : Yakınma dizgesi. Şikayet sistemi. Sorun giderme süreci. Bir iş anlaşmazlığının çözümlenmesinde izlenecek yöntem.

İngilizce Grief Türkçe anlamı, Grief eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Grief ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Broch : Hata. Yanlış. Bozukluk (argo terim).

Calvary : Cefa. İsa'nın çarmıha gerildiği yer. Büyük ıstırap. Eza.

Desponds : Moral bozukluğu. Umut kesmek. Cesaretini kaybetmek. Ümidini kesmek. Morali bozulmak. Umutsuzluk.

Bedevilment : Karışıklık. Karmaşa halinde olma durumu. Tedirginlik. Karmaşa. Karışık olma durumu. Karıştırma. Kaygı. Zorlaştırma.

Twist : Büküm. Burkmak. Dönmek. Kıvırmak. Çarpıtmak. Ters anlam vermek. Ağ ipliklerinin burkulması durumu. Büklüm. Şeklini değiştirmek. Burma.

Downhearted : Cesareti kırılmış. Mutsuz. Mahzun. Kederli. Morali bozuk. Üzgün.

Contriteness : Tövbe. Pişmanlık. Tövbekarlık. Vicdan azabı.

Dolors : Dolor. Sızı. Elem.

 

Atrocious : Adi. Gaddar. Ayıplanacak. Menfur. Zalim. Acımasız. Rezil. Çok fena. İğrenç. Vahşi.

Dumps : Kuruntu. Mutsuzluk. Hüzün. Üzücü durum. Neşesizlik. Depresyon. Neşesizlik (gayriresmi).

Grief synonyms : brokenheartedness, negative stimulus, desolation, sadness, abominable, calamity, acrid, chagrin, hopeless, dismays, crestfallen, agony, remorses, bore, blueness, sorrowing, botheration, glooming, sorrowed, ached, care, mopes, forlorn, dejectedness, complaint, disgruntlement, bane, saturninity, complaints, heartbreak, sorrows, acid, dolor.

Grief zıt anlamlı kelimeler, Grief kelime anlamı

Joy : Çok sevinme. Sevinç. Keyif. Neşe kaynağı. Mutluluk kaynağı. Mutluluk. Başarı. Haz. Neşe. Sonuç.

Joyful : Sevindirici. Sevinçli. Neşeli. Mutlu. Kıvançlı. Handan. Şatır. Neşeyle dolu.

Grief ingilizce tanımı, definition of Grief

Grief kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : Sadness. Sorrow. Pain of mind on account of something in the past. Mental suffering arising from any cause, as misfortune, loss of friends, misconduct of one`s self or others, etc.