Hızlı nedir, Hızlı ne demek
Hızlı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
"Hızlı" ile ilgili cümle
- "Doludizgin, bir bekârlığın tam tadını çıkaran, renkli, değişken, hızlı bir yaşam sürüyordum." - H. Taner
- "Bünyamin, gücünün yettiği kadar hızlı yürüyüp Haliç'e indi." - İ. O. Anar
- "Bir akşamüzeri her zamanki hızlı adımlarla geldi." - A. Kutlu
- "Hızlı vurmak."
Hızlı isminin anlamı, Hızlı ne demek:
Erkek ismi olarak; Çabuk, süratli.
İngilizce'de Hızlı ne demek? Hızlı ingilizcesi nedir?:
quick
Hızlı tanımı, anlamı:
Hızlı sağanak tez geçer : "büyük bir hızla başlayan şeyler az sürer" anlamında kullanılan bir söz.
Hızlı yaşamak : Eğlenceye aşırı düşkün olarak yaşamak.
Hızlı akın : Hızlı hücum.
Hızlı hızlı : Çabucak.
Hızlı hücum : Takım sporlarında karşı tarafın toparlanmasına fırsat vermeden, paslaşarak yapılmış olan hücum, hızlı akın.
Hızlılık : Hızlı olma durumu, sürat.
Uçarı : Ele avuca sığmaz (kimse). Kendini çeşitli eğlencelere vermiş (kimse), sefih.
Çapkın : Okşayıcı bir seslenme sözü. Geçici aşklar ve ilişkiler peşinde koşan (kimse), hovarda. Cinsellik hatırlatan. Haylaz.
Hovarda : Çapkın. Zevki için para harcamaktan kaçınmayan (kimse). Hayat kadınının parasını yiyen erkek.
Çabuk : "Acele et, oyalanma" anlamlarında bir seslenme sözü. Alışılandan veya gösterilenden daha kısa bir zamanda, tez, yavaş karşıtı. Hızlı, müstacel, yavaş karşıtı.
Seri : Hızlı. Herhangi bakımdan bir bütün oluşturan şeylerin tümü, dizi. Hızlı bir biçimde.
Süratli : Yüzü ...-yı andıran.
Güç : Bir olaya yol açan her türlü hareket, kuvvet, takat. Bir ulus, bir ordu vb.nin ekonomik, endüstriyel ve askerî potansiyeli. Zorlukla. Büyük etkinliği ve önemi olan nitelik. Ağır ve yorucu emekle yapılan, çetin, müşkül, kolay karşıtı. Bir toprağın verimlilik yeteneği. Sınırsız, mutlak nitelik. Yeterliliğini ve güvenilirliğini kanıtlamış kimse. Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabilme veya bir etkiye direnebilme yeteneği, kuvvet, efor. Birim zamanda yapılmış olan iş. Siyasi, ekonomik, askerî vb. bakımlardan etki ve önemi büyük olan devlet, devletler topluluğu. Bir akarsuyun aşındırma ve taşıma yeteneği. Bir cihazın, bir mekanizmanın iş yapabilme niteliği.
Çabucak : Vakit geçirmeden, kısa sürede, aceleten, acilen, alelacele, anında, bir anda, bir çırpıda, birden, bir hamlede, bir koşu, bir lahzada, bir solukta, çabucacık, çabuk, çabukça, çarçabuk, dakikasında, derakap, derhâl, hemen, hemencecik, hemencek, hızla, hızlı, hızlı hızlı, ivedilikle, lahzada, müstacelen, palas pandıras, serian, süratle, şipşak, takkadak, tez beri, tezce, tezelden, yellim yelalim. Kolaylıkla.
Hızlı çevirim : Yavaşlatılmış devinimi sağlamak amacıyla alıcının olağan hızının üstünde çalıştırılması.
Hızlı dolaşım : Kent ve kasabalarda özel olarak ayrılmış yollarda, giriş ve çıkışlarla sık sık kesilmeyen, giriş ve çıkışların uzun aralıklı ve belirli yerlerde öngörülmüş olduğu, istenilen yerlere kısa sürede gidebilmeyi sağlayan taşıt dolaşımı.
Hızlı düz devinim : Alıcının, hızlandırılmış devinim sağlayacak hızda düz geçişle çalıştırıldığında elde edilen sonuç. Hızlı ters devinimin karşıtı.
Hızlı fisyon : Hızlı nötronlar tarafından oluşturulan nükleer fisyon.
Hızlı fourier dönüşümü :
Hızlı gelişen çocuk : Anlık ya da beden gelişimi yönünden ortalamadan daha çabuk ilerleme gösteren çocuk.
Hızlı gelişim : Çocuk gelişimi alanlarından birinde ya da birkaçında görülen çok hızlı ilerleme ya da olgunlaşma.
Hızlı geriye sarma : Geriye sarmanın hızlı olanı.
Hızlı gidiş : Sözün acele söylenme tarzı.
Hızlı güreş : Oyunların ardarda ve çabuk uygulandığı güreş.
Hızlı ile ilgili Cümleler
- Satürn kendi ekseni üzerinde çok hızlı dönen çok büyük bir gaz gezegendir.
- Ali senden daha hızlı koşabilir, değil mi?
- Tom'dan daha hızlı koşabilirim.
- Ali çok hızlı Fransızca öğrendi.
- Ali son derece hızlıdır.
- Ali bunu daha önce hiç bu kadar hızlı yapmadı.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
- Hızlı bir duş alayım.
- Hızlı bir duş alacağım.
- Hızlı bir denetim yapacağım.
- Hızlı bir duş alsam olur mu?
- Bunu çok hızlı bir şekilde yapmalıyız.
- Hızlı bir kahvaltı yaptım.
- Hızlı bir girişten sonra mesele derinlemesine ele alındı.
Diğer dillerde Hızlı anlamı nedir?
İngilizce'de Hızlı ne demek? : adj. quick, fast, rapid, speedy, snappy, high speed, zippy, express, crashing, expeditious, fastmoving, fleet, frequent, hasty, impetuous, light footed, nippy, precipitous, presto, rakish, ready, swift, winged, quick action
adv. fast
n. speed, velocity, impetus, quickness, bat, career, celerity, dispatch, expedition, haste, lick, pace, pelt, raciness, rapidity, rapidness, swiftness, tilt
Fransızca'da Hızlı : rapide, prompt/e, rapidement, vite, au trot, exprès/esse, précipité/e, redoublé/e
Almanca'da Hızlı : adj. fahrig, fliegend, gängig, geschwind, hastig, rasch, schnell
Rusça'da Hızlı : adj. быстрый, скорый, учащенный, частый
adv. быстро, сильно, скоро, громко
Bu kısımda Hızlı nedir? Hızlı ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Hızlı tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Hızlı hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.