Heves nedir, Heves ne demek

Heves; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Heves" ile ilgili cümle örnekleri

  • "İşin doğrusu birbirimizin özel yaşamını öğrenmeye ne vaktimiz olurdu ne de hevesimiz." - R. Mağden

Heves isminin anlamı, Heves ne demek:

Kız ismi olarak; Arzu, istek. Gelip geçici istek.

Heves hakkında bilgiler

Macaristan'ın kuzeyinde yer alıp merkezi Eger olan bir ildir. Yüzölçümü 3637 km²dir. Nüfusu 328,000'dir. Macaristan'ın en yüksek noktası 1014 m, bu il sınırları içindedir.

Heves ile ilgili Cümleler

  • Ali ona verdiğim elmayı hevesle yedi.
  • Ali hevesle gülümsedi.
  • Bu sadece geçici bir hevesti.
  • Onlar çok hevesli.
  • Ali çok hevesli görünmüyor.
  • Neden kalbimi kırmaya bu kadar heveslisin?
  • Heves başka bir şey, tutku başka.
  • Ali hevesli değildi.

Heves tanımı, anlamı:

Heves etmek : Bir şeye karşı istek duymak, eğilimli olmak.

Hevesine düşmek : Kuvvetle istemek.

Hevesi kursağında kalmak : İstediği, imrendiği şeyi elde edememek.

Hevesini almak : İstediği, imrendiği şeyi elde ederek ona doymak.

Hevesini kırmak : Zevki kaçmak, hevesi kalmamak, şevki kırılmak. isteklerini, düşüncelerini engellemek.

Hevesi kalmamak : Şevki kırılmak, isteği kalmamak.

Heveslendirme : İsteklendirme.

Heveslendirmek : İsteklendirmek.

 

Heveslenmek : İsteklenmek, heves etmek, çok istemek, eğilim duymak.

Hevesli : Bir şeye, bir işe istek duyan veya merak sarmış olan, istekli, heveskâr.

Heveslilik : Hevesli olma durumu.

Hevessiz : Hevesi olmayan, istek duymayan.

Hevessizlik : Hevessiz olma durumu.

İstek : Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep. Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu. Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk. İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi.

Eğilim : Belirli bir siyasi görüşe veya düşünceye yakın olma durumu, tandans. Para piyasalarında zamanla oluşan değişim, alım satım işlemleriyle ilgili iniş çıkış seyri. Bir şeyi sevmeye, istemeye veya yapmaya içten yönelme, meyil, temayül.

Arzu : Heves. İstek, dilek.

Geçici : Bulaşan, bulaşıcı. Kısa ve belli bir süre için olan, muvakkat, palyatif, kalıcı karşıtı. Çok sürmeyen. Yaya, yoldan veya karşıdan karşıya geçen kimse, yolcu.

Macar : Macaristan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.

Kuzey : Bulunduğu noktaya göre kuzeyde kalan yer. Yıldız. Sağını doğuya, solunu batıya veren kimsenin tam karşısına düşen yön, dört ana yönden biri, şimal, güney karşıtı.

Merkez : Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Belirli bir yerin ortası. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer. Polis karakolu. Bir işin öğretildiği yer. Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Biçim, tarz.

Şevk : Sürükleme, itme. Gönderme, götürme.

Heves bağlamak : Heves etmek, hevese kapılmak.

 

Hevesimek : Heveslenmek.

Heveskar : Hevesli. İlgili cümle: "“Belki evvela, ona, rehber heveskâr imzasına olduğu gibi istihfafla, emniyetsizlikle bakacaksınız.”" N. Hikmet.

Heveskarlık : Hevesli olma durumu.

Hevesleniş : Heveslenme işi.

Heveslenme : Heveslenmek işi.

Diğer dillerde Heves anlamı nedir?

İngilizce'de Heves ne demek? : [Heves] n. desire, inclination, itch, ambition, fancy, keenness, ardor, ardour [Brit.], eagerness, nine days' wonder, alacrity, anxiety, brio, cult, enthusiasm, fad, fit, freak, furor, furore, Grace, maggot, notion, relish, stomach, studiousness, whim

Fransızca'da Heves : désir [le], inclination [la], appétit [le], empressement [le], envie [la], gré [le]

Almanca'da Heves : n. Zug

Rusça'da Heves : n. увлечение (N), стремление (N), тяготение (N), прихоть (F)