His nedir, His ne demek

His; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"His" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Sevgiyi tanımayanlar ayrılığın acısını da bilmezler, özlemezler ve gurbet hissi duymazlar." - M. Kaplan

Yerel Türkçe anlamı:

İs.

Duygu, his

İs || hisli: isli || hislemek: islemek: kirletmek

Biyoloji'deki anlamı:

[Bakınız: histidin]

His hakkında bilgiler

[Bakınız: duygu]

His ile ilgili Cümleler

  • Sadece bir his.
  • Bu sadece bir his.
  • İçimde bunları görmek isteyebileceğine dair bir his var.
  • Tom'un içinde Mary'nin beş dakika içinde gelebileceğine dair bir his var.
  • Tom'un hala Boston'da burada olduğuna dair içimde bir his var.
  • Tom'un polisi aramak istediğine dair içimde bir his var.

His anlamı, kısaca tanımı:

Hissine kapılmak : Duygusal davranmak.

Hissini vermek : Gibi gelmek, ... izlenimini uyandırmak.

Hissedilmek : Sezilmek. Hissetme işine konu olmak.

Hissetmek : Bir şeyden etkilenmek, duymak. Saymak, addetmek. Fiziksel bir uyarıyı duymak. Sezmek, farkına varmak, anlamak.

Hissettirmek : Hissetmesine sebep olmak, duyurmak, sezdirmek.

Hissikablelvuku : Önsezi.

Hissiselim : Sağduyu.

Hissolunmak : Hissedilmek.

Altıncı his : Önsezi.

Galatıhis : Yanılsama.

Acıma hissi : Acıma duygusu.

Aşağılık hissi : Aşağılık duygusu.

Görmüşlük hissi : Görmüşlük duygusu.

Suçluluk hissi : Suçluluk duygusu.

 

Üstünlük hissi : Üstünlük duygusu.

Duygu : Önsezi. Duyularla algılama, his. Nesneleri veya olayları ahlaki ve estetik yönden değerlendirme yeteneği. Kendine özgü bir ruhsal hareket ve hareketlilik. Belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim.

Duyu : İnsanların ve hayvanların, dış dünyanın uyaranlarını görme, işitme, koklama, dokunma ve tatma organlarıyla algılama yeteneği, duyum.

Sezgi : Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması. Sezme yeteneği, feraset.

Sezme : Sezmek işi.

His demeti : Atriyoventriküler demet.

Diğer dillerde His anlamı nedir?

İngilizce'de His ne demek? : pron. belonging to a specific male

n. B sharp (Music)

n. feeling, emotion, sense, sensation, feel, sentiment, chord, consciousness

Fransızca'da His : sens [le], sentiment [le], voix [la]

Almanca'da His : n. Gespür, Zuck

Rusça'da His : n. чувство (N), предчувствие (N)