House türkçesi House nedir
- Kendi evine almak.
- Kamara.
- Yalnız bir ailenin oturabileceği biçim ve büyüklükte konut. kat iyeliğine göre kullanılan çokbarklı yapılardaki bağımsız bölümlerden her biri.
- Barınmak.
- Ev sağlamak.
- Eve yerleştirmek.
- Ev halkı.
- -de bulunmak.
- Yerleştirmek.
- Konut.
- Evde oturmak.
- Kodak.
- Meclis.
- İskan etmek.
- Ev.
- Barındırmak.
House ile ilgili cümleler
English: A friend comes to play at our house tomorrow.
Turkish: Bir arkadaş, yarın evimizde oynamak için geliyor.
English: A house divided against itself cannot stand.
Turkish: Kendisine karşı bölünmüş bir ev ayakta kalamaz.
English: A cellar was dug on top of the hill and they slowly moved the house from the road to the hill.
Turkish: Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.
English: A burglar broke into my house while I was away on a trip.
Turkish: Ben bir gezi için uzaktayken bir hırsız evime girdi.
English: A big house will be built.
Turkish: Büyük bir ev inşa edilecek.
House ingilizcede ne demek, House nerede nasıl kullanılır?
House agent : Emlakçı.
House arrest : Gözaltı. Evde göz hapsi. Ev hapsi.
House board : Seyirci salonunun, dinlenme yerlerinin ve seyircinin bulunduğu yerlerin ışıklarını açıp kapayan ana çevirgeç. Salon aydınlatma ana çevirgeci.
House curtain : Ana perde. Sahneyi salona açan ve kapayan büyük perde. Sahneye veya salona açılan perde.
House dog : Ev köpeği. Evi koruyan köpek.
House full : Bütün biletlerin satılmış olduğunu bildiren terim. Sinema, televizyon, tiyatro alanlarında kullanılır. Herhangi bir gösterimin bütün biletlerinin satıldığını anlatır terim. Kapalı gişe.
House feeding : Ahır yemlemesi. Sığırların ahır içerisinde yemlenmeleri.
House dust mite : Dermatophagoides pteronyssinus veya d. farinae. Ev tozu akarı.
House letting lease : Bir taşınmazın iyesi ile tutmanı arasında, ödenecek tutmalığı, taşınmazın kullanılış biçimini ve herbirinin karşılıklı yükümlülük ve sorumluluklarını belirlemek üzere yapılan anlaşma, bağıt. Tutmanlık sözleşmesi.
House lights : Seyircinin tiyatro içinde bulunduğu yerleri aydınlatan ışıklar. Salon ışıkları.
İngilizce House Türkçe anlamı, House eş anlamlısı
Sözcükler, direkt olarak House ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.
Cribs : Ağaç sandık engeller. Aşırma. Beşik. Bebek yatağı. Kopya. Yemlik. Ahır. Kulübe. Çocuk yatağı.
Householders : Mal sahibi. Hane sahibi. Evden sorumlu olan. Kiraya veren. Evi yöneten kimse. Kiracı. Aile reisi. Evsahibi. Ev sahibi.
Chamber : Uğraştırıcı olma. Odacık. İlginç. Oda. Özel bir amaç için ayrılmış oda. Yasama meclisi. Hazne. Oda vermek. Mahkeme.
Board : Tecimevi, iş yerlerinin kapılarına asılan ve yapılan iş çeşidi ile bu işe ilişkin özel ve tüzel kişi iyeliğini kapsayan göstergeç. Pansiyoner olmak. Borda. Daire. Heyet. Kara tahta. Mukavva. Bilgisayar, ekonomi alanlarında kullanılır. Sörf.
Adobe house : Kerpiç ev.
Family : Küme. Fasile. Biyoloji, sosyoloji, veterinerlik alanlarında kullanılır. Hamile. Soy. Akraba. Erkeğin ve kadının çocuklarıyla oluşturdukları, iş bölümüne dayalı, küçük (çekirdek) ve büyük ya da dar ve geniş aile gibi tipleri olan toplumsal ve ekonomik temel birlik, a. bk. büyük aile, küçük aile. Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği birlik anlamında kulandan bir terim. canidae: köpekgiller familyası gibi. Canlıların sınıflandırılmasında benzer cinslerin meydana getirdiği grup anlamında kullanılan terim.
Harbor : Limanda demirlemek. Bkz.harbour. Saklamak. Liman. Barınak. Sığınmak. Beslemek. Demir atmak.
Deposited : Para yatırmak. Tortulaşmış. Bankaya yatırmak. Bırakıntı. Tevdi edilmiş. Çökelmek. Emanet etmek. Tortu bırakmak. Yumurtlamak.
Domicil : Poliçenin ödendiği yer. İkametgah. İkamet ettirmek. Mesken.
Council : Kurum. Yönetim kurulu. Divan. Kurul. Öğreti ve kilise düzeni ile ilgili sorunları çözümlemek üzere toplanan piskopos ve din bilginlerinden oluşan kurul. Kurultay. Konsey. Asamble.
House synonyms : hunting lodge, soddy, solar house, single dwelling, tract house, frat house, doll's house, fraternity house, sod house, rooming house, row house, crib, houses, lodging house, guesthouse, harboring, safe house, household, condo, boardinghouse, garret, held, chalet, host, harbour, assemblage, accommodated, hall, repose in, family nest, draw out, town house, porch.
House ingilizce tanımı, definition of House
House kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : To cover from the inclemencies of the weather. To take or put into a house. To house farming utensils. A dwelling place, a mansion. As, to house one`s family in a comfortable home. But especially, a building or edifice for the habitation of man. To abide to dwell. To protect by covering. To lodge. To house cattle. A structure intended or used as a habitation or shelter for animals of any kind. To shelter under a roof. To take shelter or lodging.
Bu kısımda House kelimesinin türkçesi nedir? ingilizcede House ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik olarak hemen sorabilir, daha sonra kısaca ingilizce House anlamı, açılımı ya da türkçe kelime anlamı hakkında bilgiler verebilir veya dilerseniz House ile ilgili cümleler sözler yazılar ile ingilizce türkçe çeviri sözlük anlamları paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.