İnanmak nedir, İnanmak ne demek

  • Bir şeyi doğru olarak benimsemek.
  • Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek.
  • Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek.
  • Kanarak aldanmak.
  • İman etmek
  • Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek.

"İnanmak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Tanrı'ya inanmak."
  • "Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez." - N. Ataç
  • "Her reklama inanmayın."
  • "Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi." - P. Safa
  • "Ben size inanırım."

Yerel Türkçe anlamı:

İtimat etmek

İnanmak

İnanmak kısaca anlamı, tanımı:

İnanma : İnanmak işi.

Benimsemek : Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmak. Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek.

Sözlü : Evlenmek için birbirine söz vermiş olan kimse, yavuklu. Sözle, konuşma biçiminde yapılan, şifahi, yazılı karşıtı.

Bilmek : Tanımak, hatırlamak. -a / -e ekli fiillerle yeterlik bildiren birleşik fiiller oluşturur. Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak. Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak. Sanmak, varsaymak, farz etmek. Sorumlu tutmak. Bir iş yapmaya alışmış olmak, elinden gelmek. İnanmak. İşine gelmek, uygun bulmak. Saymak.

Güvenmek : Güven duymak, güveni olmak, itimat etmek.

 

Doğrulu : Bir doğru boyunca olan, müstakim.

Kabul : Akseptans. Bir öneriyi uygun bulma, onaylama. Bir şeye isteyerek veya istemeyerek razı olma. Sunulan bir şeyi, armağanı alma. Konukları veya işi olanları yanına, katına alma. Bir yere alınma.

Güven : Yüreklilik, cesaret. Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat.

Bir : Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Bir kez. Bu sayı kadar olan. Eş, aynı, bir boyda. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Ancak, yalnız. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Aynı, benzer. Sayıların ilki. Tek. Sadece. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer.

Doğru : Karşı yönünce. Gerçek, yalan olmayan. Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun. Hiçbir yöne sapmadan, dosdoğru, doğruca. Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu. Gerçek, hakikat. Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı. Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde. İki nokta arasındaki en kısa çizgi. Yakın, yakınlarında.

Aldanmak : Görünüşe bakarak yanlış bir yargıya varmak, yanılmak. Avunmak, oyalanmak. Bir hileye, bir yalana kanmak. Hayal kırıklığına uğramak. Havanın birden ısınmasıyla zamansız açan çiçek, soğuk sebebiyle donmak.

İman etmek : Güçlü bir inanç duymak. Tanrı'ya inanmak.

İman : İnanç. Güçlü inanç, inan.

Etmek : Herhangi bir değerde olmak. Bulmak, erişmek. Kötülükte bulunmak. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. Bir işi yapmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Demek, söylemek. Eşit değer kazanmak.

 

İnanmak ile ilgili Cümleler

  • Her şeyin iyi olduğuna inanmak istiyorum.
  • Ali Mary'nin söylediğinin doğru olduğuna umutsuzca inanmak istiyor.
  • İnanmak gerçekten bu kadar zor mu?
  • İnanmak zor görünüyor.
  • İnanmak istiyorum.
  • İnanmak neredeyse imkansız.
  • Kendine inanmak zorundasın.
  • Dün Tom'un Mary hakkında söylediği şeylere inanmak istemedim.
  • Ali bana inanmak zorunda değil.
  • Sana inanmak istemiyorum.
  • Ali bana inanmak istemedi.
  • İnanmak zordu.

Diğer dillerde İnanmak anlamı nedir?

İngilizce'de İnanmak ne demek? : v. believe, trust, rely, credit, put faith in, esteem, buy, swallow, deem, be persuaded that, be sold on

Fransızca'da İnanmak : croire, ajouter foi à, faire fond sur, fier, s'assurer, s'en rapporter à qn, se persuader

Almanca'da İnanmak : v. anvertrauen, glauben, trauen, vertrauen

Rusça'da İnanmak : v. верить, веровать, убеждаться, поверить