İstemek nedir, İstemek ne demek

"İstemek" ile ilgili cümleler

  • "Komşunun kızını istemişler."
  • "Yurdun ilerlemesi için çok çalışmak ister."
  • "Bir gün benden okumak için kitap istedi." - F. R. Atay
  • "İçeri girmekten korkarak bahçedeki demir kanepeye oturmak istedi." - P. Safa
  • "Sizi isteyen kimdi?"

Yerel Türkçe anlamı:

İstemek, arzu etmek

İstemek

Diğer sözlük anlamları:

Sormak, tahkik etmek.

Aramak, araştırmak. 2 Beklemek, gözetmek, kollamak.

İstemek tanımı, anlamı:

İstediği gibi : Kendi düşünce, görüş ve dileğine göre.

İstediği gibi at koşturmak : Keyfince, istediği gibi davranmak.

İstemem diyenden korkmalı : "bir şeyi istemem diyen, fırsat bulduğunda o şeyi elde etmek için aşırı hırs gösterir" anlamında kullanılan bir söz.

İstediğini söyleyen istemediğini işitir : "bir kimseye hakaret etmek, ağır sözler söylemek doğru değildir, o da ağır sözlerle karşılık verir" anlamında kullanılan bir söz.

İstemesini bilmek : Dileğini uygun bir dille söylemek.

İster misin : "ya olursa" anlamında kullanılan bir söz.

İster istemez : Zorunlu olarak, elinde olmadan. Yarı gönüllü olarak, biraz mecbur olarak.

 

İsteme : İstemek işi.

İstem : Tüketicinin piyasadan mal çekmesi. İrade veya isteğin eylem durumunda belirmesi. Bir kimseden bir şeyi yapmasını veya yapmamasını isteme, talep, arzu.

Ağzına kira istemek : Söylemesi beklenen şeyi söylemekte nazlı davranmak.

Anasının nikahını istemek : Bir şeye değerinden çok para istemek.

Ayağına kira istemek : Gelmeye nazlanmak, üşenmek.

Canı istemek : Heves duymak.

Demek istemek : Bir düşünceyi söylemek istemek. bir şeyi anlatmak istemek.

Diline kira istemek : Ağzına kira istemek.

Gönlü istemek : Dilemek, kuvvetle içten arzulamak.

İzin istemek : Bir şeyi gerçekleştirmek amacı ile onay almaya kalkmak.

Kan istemek : Öldürülen bir kimsenin öcünün alınmasını istemek.

Kana kan istemek : Kısas yapılmasını istemek.

Kız istemek : Bir kızı evlenmek için ana ve babasından veya yakınlarından istemek.

Mühlet istemek : Bir işin yapılması, tamamlanması için belirli bir süre verilmesini istemek.

Yana yana istemek : Israrlı bir biçimde, içtenlikle dilemek.

Yüz bulunca astar istemek : Yüz verince astar istemek.

Yüz verince astar istemek : Kendisine gösterilen küçük bir ilgiden şımararak geniş yetki elde etmeye, daha çok yarar sağlamaya çalışmak.

İstek : İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi. Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep. Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu. Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk.

Duymak : Nesnelere dokunmakla onların sıcaklık, soğukluk, sertlik, ağırlık, hareket vb. fizik durumlarından bilgi edinmek, hissetmek. Dokunma, koklama vb. duyularla algılamak, hissetmek. Sezmek, fark etmek, hissetmek. Bilgi almak, öğrenmek, haber almak. İşitmek, ses almak.

 

Arzulamak : İstek duymak, özlemek, istemek.

Verilme : Verilmek işi.

Yapılma : Yapılmak işi. Yapılmış.

Söylemek : Haber vermek. Yazmak, düzmek. Sipariş etmek. Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak. Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak. Türkü, şarkı vb. okumak. Önceden bildirmek, tahmin etmek. Yapılmasını istemek. Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak.

Dilemek : Biri için bir dilekte bulunmak. Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak. Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek.

Görmek : Anlamak, kavramak, sezmek. Gezmek. Yüzü bir yöne doğru olmak, bakmak. Belirli bir zamanın içinde bir olaya tanık olmak, yaşamak. Almak. Saymak, herhangi bir şey gibi görmek. Takım arkadaşlarından en uygun olanına pas atmak. Göz yardımıyla bir şeyin varlığını algılamak, seçmek. Bir şey hakkında bir yargıya varmak, değerlendirmek. Yanına gidip konuşmak. Kendisine yapılmak, bir davranışla karşılaşmak, maruz kalmak. Karşılaşmak, rastlaşmak. Ziyaret etmek. Çok değer vermek. Sahne olmak, geçirmek. Bir işleme uğramak. Vermek. Gözlerin görmediği durumlarda başka duyu organlarıyla algılamak. Bir şeye erişmek. Yapmak, etmek.

Bildirmek : Herhangi bir şeyi haber vermek. Anlatmak, ifade etmek. Herhangi bir konuda bilgi vermek.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

Olmak : Bir kuruluşla, örgütle ilgili bulunmak, mensup olmak. Sıfat-fiil eki almış kelimelerle birlikte başlama, bitirme vb. bildiren fiilleri oluşturur. Yetişmek, olgunlaşmak. Hastalığa yakalanmak, tutulmak. Bir ad veya sıfatın belirttiği durumu almak. Yitirmek, elinden kaçırmak. Uymak, tam gelmek. Sürdürmek, yürütmek. Sarhoş olmak. Hazırlanmak, hazır duruma gelmek. Bir görev, makam, san veya nitelik kazanmak. Geçmek, tamamlanmak. Yol açmak. Yaklaşmak, gelip çatmak. Bir olayla karşılaşmak, başına kötü bir şey gelmek. Uygun düşmek, yerinde görülmek. Bir şey, birinin mülkiyetine geçmek. Bulunmak. Meydana gelmek, varlık kazanmak, vuku bulmak. Ek fiilin geniş zamanı olan -dır (-dir) anlamında kullanılan bir söz. Bir durumdan başka bir duruma geçmek. Bir şeyi elde etmek, edinmek. Gerçekleşmek veya yapılmak. Herhangi bir durumda bulunmak. Bir yerde doğmuş, yaşamış olmak.

Evlenmek : Erkekle kadın, aile kurmak için yasaya uygun olarak birleşmek, izdivaç etmek.

Bulunmak : Bulma işine konu olmak. Bir yerde olmak. Herhangi bir durumda olmak.

İstemek ile ilgili Cümleler

  • İstemek sahip olmakla aynı değildir.
  • Tom'un yardım etmesini istemek iyi bir fikir olabilir.
  • Ali kalmak istemek zorunda.
  • Daha spesifik olmanı istemek zorundayım.
  • O istemek için gerçekten çok fazla mı?
  • Desteğini istemek için buraya geldim.
  • Af istemek izin almaktan daha kolaydır.
  • Benim bile Tom'un yardım etmesini istemek için hiç şansım olmadı.

Diğer dillerde İstemek anlamı nedir?

İngilizce'de İstemek ne demek? : v. want, wish, will, desire, ask for, ask, request, like, long, hope, bespeak, call for, call on, call upon, choose, claim, court, demand, enjoin, exact, fancy, hanker, intend, invite, require, requisition, seek, solicit, be spoiling for, sue

Fransızca'da İstemek : aspirer, vouloir, demander, désirer, exiger, prétendre, requérir, réclamer, solliciter

Almanca'da İstemek : v. abfordern, abverlangen, anfordern, auffordern, ausbedingen, ausbitten, beanspruchen, beantragen, belieben, brauchen, erfordern, erheischen, fordern, gelüsten, heischen, intendieren, mögen, postulieren, träumen, verlangen, werben um, wollen, wünschen

Rusça'da İstemek : v. желать, хотеть, намереваться, просить, спрашивать, требовать, сватать, свататься, любить, захотеть, попросить, затребовать, востребовать, вытребовать