İğdebel nedir, İğdebel ne demek

İğdebel; Yerleşim Merkezi olarak kullanılan bir kelimedir.

Gezilecek Görülecek bir yer olarak anlamı:

Adana kenti, Tufanbeyli belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

İğdebel anlamı, kısaca tanımı

İğde : İğdegillerden, kokulu, sarı çiçekleri olan, çalı biçiminde bir ağaç (Elaeagnus). Bu ağacın zeytin biçiminde, kabuğu kırmızıya çalan sarı renkte, beyaz unlu, tadı mayhoş yemişi

İğdebeli : Kırıkkale şehrinde, Çelebi ilçesi, merkez bucağına bağlı bir yer.

Tufanbeyli : Adana iline bağlı ilçelerden biri.

Belediye : İl, ilçe, kasaba, belde vb. yerleşim merkezlerinde temizlik, aydınlatma, su, toplu taşıma ve esnafın denetimi gibi kamu hizmetlerine bakan, başkanı ve üyeleri halk tarafından seçilen, tüzel kişiliği olan örgüt, şehremaneti. Bu örgütün bulunduğu bina.

Nahiye : Bucak. Bölge.

Beledi : Şehirle ilgili. Pamuklu, kalın bir tür kumaş. Yerleşik.

Merkez : Bir bölgenin veya kuruluşun yönetim yeri. Biçim, tarz. Bir işin öğretildiği yer. Bir kapalı eğrinin veya bazı çokgenlerde köşegenlerin kesişme noktası. Bir dairenin veya bir küre yüzeyinin her noktasından aynı uzaklıkta bulunan iç nokta, özek. Belirli bir yerin ortası. Polis karakolu. Bir işin yoğun olarak yapıldığı yer.

Tufan : Nuh Peygamber zamanında yağan ve bütün dünyayı su altında bırakan şiddetli yağmur. Şiddetli yağmur. Çok yoğun ya da şiddetli şey.

 

Bölge : Sınırları idari, ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine veya üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka. Vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye.

Adana : Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Bağlı : Bir bağ ile tutturulmuş olan. Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Kapatılmış olan, kapalı. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek). Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Sınırlanmış, sınırlı.

Merk : Evlek. Yara ya da çıban yangısı. Bir kabın, borunun içindeki tortu, pas. Tarla içindeki her bir bölüm (Erzincan Merkez).

Tufa : Çene ya da çene kemiği. Dokunan ipliği sıkıştırmaya yarayan bir çeşit araç. Yanak çukuru. Çöplük. Çalı kümeleri. Dokuma tezgahında sıkıştırıcı parça. Kem.

Kent : Şehir. Site.

Bele : Yüzü beyaz koyun. İki kardeş çocukları, kuzen. Teyze, hala. Böyle. Belâ. Kundak, çocuk bezi. Böyle, bk. böle. Teyze çocuğu, karşılığı böle. Böyle, bk. böle, böyle. Böyle, şu şekilde.

Bir : Sayıların ilki. Tek. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Eş, aynı, bir boyda. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Bir kez. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Beraber. Aynı, benzer. Bu sayı kadar olan. Ancak, yalnız. Sadece.

Diğer dillerde İğ kalıntısı anlamı nedir?

İngilizce'de İğ kalıntısı ne demek ? : midbody