Jouncing türkçesi Jouncing nedir

Jouncing ingilizcede ne demek, Jouncing nerede nasıl kullanılır?

Jouncier : Hafifçe sallanan. Sarsılan. Sarsan. Zıplayan.

Jounciest : Sarsan. Hafifçe sallanan. Zıplayan. Sarsılan.

Jounce : Sallamak. Sarsma. Zıplamak. Sarsıntı. Sarsmak.

Jounced : Sarsmak. Sarsılmış.

Jounces : Sallamak. Sarsıntı. Sarsma. Sarsmak. Zıplamak.

Jouncy : Sarsan. Hafifçe sallanan. Sarsılan. Zıplayan.

İngilizce Jouncing Türkçe anlamı, Jouncing eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Jouncing ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Vibrations : Vibrasyonlar. Titreşim. Tereddüd. Vibrasyon. Heyecan. Titreme.

Appalls : Şoka uğratmak. Korkutmak. Dehşete düşürmek. Şoke etmek. Dehşete düşmek. Yıldırmak. Ürkütmek.

Recoil : Geri tepmek (silah). Ürkme. İrkilmek. Seğirdim. Geri çekilmek. Geri tepme. İrkilme. Geri çekilme. Geri tepmek. Tepki.

Backlash : Geri tepmek. Beklenmedik kötü sonuç. Geriye doğru yapılan ani hareket. Salgı (mühendislik terimi). Karşı çıkma. Geriye ani hareket. Güçlenen bir inanca karşı oluşan güçlü tepki. Ters tepme. Aralık. Beklenmedik sonuç (kötü).

Appal : Yıldırmak. Korkutmak. Şoka uğratmak. Dehşete düşürmek. Ürkütmek. Dehşete düşmek. Şoke etmek.

 

Superficial : Üstünkörü. Sığ. Superfisyal. Ayrıntısız. Yüzeyde olan. Dış. Esaslı olmayan. Derin olmayan. Sathi. Yüzeysel.

Jars : Bira bardağı. Gıcırtı. Şok. Kavga. Çatlak ses. Didişme. Kavanoz.

Affect : Tesir etmek. Etkilemek. Bozmak. Üzmek. Dokunmak. Tutmak. Sevmek. Gibi davranmak. Değiştirmek. Etki etmek.

Labefaction : Düşüş. Güçsüzleşme. Zayıflama. Sallanma. Çöküş. Yıkılış.

Jouncing synonyms : being shaken, agitates, quaking, buffeted, appaling, shakings, jolting, affects, convulsion, jar, dissolution, vibration, agitating, repercussion, afflict, dissolutions, shaking, buffet, looking, afflicting, appall, rebound, bounce, appals, buffet about, afflicts, agitate.

Jouncing zıt anlamlı kelimeler, Jouncing kelime anlamı

Profound : İçine işleyen. Bilgili. İçten. Adamakıllı. Çok derin. Etkili. Bilge. Şiddetli. Derin. Engin.

Finish : Sonuçlandırmak. Varış. Sona erdirmek. Cilalamak. Noktalamak. Mükemmelleştirmek. Son vermek. Tüketmek. Gitar boya veya cilasının dışarıdan görünen katı. Tamamlamak.