Köstek nedir, Köstek ne demek

"Köstek" ile ilgili cümle

  • "Koltuklara kurulur, altın kösteklerini parmakları ile çevirir." - S. F. Abasıyanık

Yerel Türkçe anlamı:

Ufak dereleri doldurmak için önlerine çalı ya da ot gibi şeyler koyarak yapılmış olan set.

Köpekleri bağlamak için kullanılan ağaç, sopa. 4.bk.kös (I)-

Kapı mandalı, kapı sürgüsü.

Hallaçlıkta sağrıyı germeye yarayan kiriş.

Duvardaki hatılları birleştiren ağaçlar.

Balık iğnesini oltaya bağlayan ince, bir iki karış uzunluğunda kıl ya da misina parçası.

Mertek.

Ağaç diplerinde suyu tutabilmek için diplerine yapılmış olan set.

Yolsuz birleşmelere aracılık eden kadın.

Arabanın hızlı gitmemesi için tekerleğin aralığına sokulan demir.

Kağnı tahtalarını mazıya tutturan zincir.

Destek, dayak.

Su ürünleri alanındaki kelime anlamı:

Bedene iğnenin bağlanmasını sağlayan, kalınlığı beden kalınlığından daha az olan, bir ucu bedene, diğer ucu olta iğnesine bağlı olta ipi parçası.

Veterinerlik alanındaki anlamları:

Atlarda hareketsizliği sağlamak amacıyla bukağılık bölgesine uygulanan halka biçimindeki aygıt.

 

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

[kösdeg]: Hayvanların kaçmamaları için ayaklarına takılan zincir ya da özel ip. (Kavalca -Bilecik; Yarımca, Eyidir, Poyra -Eskişehir; Yenikent *Aksaray -Niğde) [kösdeg] : (Akbaş *Güdül -Ankara)

Hallacın ağaç kısmındaki kayış. (*Yalvaç -Isparta)

İngilizce'de Köstek ne demek? Köstek ingilizcesi nedir?:

sprag, ripping hook, hobble, fetter

Fransızca'da Köstek ne demek?:

trousse-pied

Köstek anlamı, kısaca tanımı:

Köstek olmak : Engel olmak.

Köstek vurmak : Kösteklemek. hayvanın ayağına köstek bağlamak. güreşte hasmın bir veya iki ayağını sımsıkı yakalamak.

Kösteği kırmak : Bağlı bulunduğu yerle ilişiğini kesmek. çocuk yürümeye başlamak.

Estek köstek : Falan filan.

Baston kösteği : Teknedeki bastonun ucundan aşağı inen tel veya halat.

Köstekleme : Kösteklemek işi.

Kösteklemek : Hayvanın ayağına köstek vurmak. Bir işi yürümez duruma getirmek, engellemek.

Köstekleniş : Kösteklenme işi.

Kösteklenme : Kösteklenmek işi.

Kösteklenmek : Bir iş yürümez duruma getirilmek, engellenmek. Ayağına köstek vurulmak. Ayağına bir engel takılarak düşer gibi olmak veya düşmek.

Köstekleyiş : Köstekleme işi.

Köstekli : Kösteği olan. Ayağına köstek vurulmuş olan.

Kösteksiz : Kösteği olmayan.

Aslan kükrerse atın ayağı kösteklenir : "güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma getirir" anlamında kullanılan bir söz.

Estek köstek etmek : Oyalamak, yersiz bahaneler bulmak, işten kaçınmak.

Kılıç : Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah. Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu. Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası.

 

Anahtar : Vesile, araç, vasıta. Konserve kutularının kapağını keserek açmaya yarayan alet, açacak. Kurgu. Somunları veya vidaları çevirerek sıkıştırıp gevşetmek için kullanılan çelik saplı araç. Herhangi bir olayda belirleyici olan. Şifre yazmak ve çözmek için kararlaştırılmış olan yol. Notaların müzik merdivenindeki yükseklik derecelerini göstermek ve buna göre okunmasını sağlamak için portenin başına konulan işaret. İstenilen yere veya aygıta, isteğe göre elektrik akımının geçmesini sağlamak için kullanılan düzen, çevirici, çevirgeç, şalter, komütatör. Kilidi açıp kapamak için kullanılan araç, açar, açkı, miftah, dil.

Zincir : Birbirine geçmiş bir sıra metal halkadan oluşan bağ. Hükümlülerin eline, ayağına vurulan demir bağ. Art arda gelen şeylerin oluşturduğu dizi. Taşıtların kar veya buzda kaymaması için tekerleklerine takılan alet. Altın veya gümüşten yapılmış takı.

Koşul : Şart. Bir antlaşmada belirlenen hükümlerden her biri.

Tepme : Tepmek işi. Suda çiğnenerek keçeleştirilen yünden dokunmuş (kumaş, keçe vb.). Tekme.

Önlemek : Ortaya çıkan veya çıkacağı düşünülen bir tehlikeyi durdurmak, önüne geçmek. Bir şeyin olmasına veya yapılmasına engel olmak.

Kuskun : Hayvanın kuyruğu altından geçirilerek eyere bağlanan kayış.

Engel : Hemzemin geçitlerde kara yolu güvenliğini sağlamak için kullanılan açılır kapanır düzenek, bariyer. Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen sebep, mâni, mahzur, müşkül, pürüz, mânia, handikap. Herhangi bir yolu kapamak için konulan nesne, bariyer. Engelli koşularda, her yarışçının üzerinden atlaması gereken tahta düzenek, bariyer. Kara yollarının kenarlarına yapılmış olan korkuluk, bariyer.

Köstek kancası : Çoban köpeğinin boynuna takılan mahmuzlu demir halka.

Köstekçiler : Kastamonu ili, Küre belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Kösteklik : Yürümeye engel olacak kadar çok dikenli tarla.

Köstekten sıyrılma : Bir elle köstekleyenin başına basarken ayaklan birer birer köstekten kurtarmaya çalışma.

Diğer dillerde Köstek anlamı nedir?

İngilizce'de Köstek ne demek? : n. hobble, tether, fetter, watch chain, albert chain, Albert, fob chain, fob, clog, gyve, lanyard, shackle, sprag

Fransızca'da Köstek : entrave [la], chaîne [la]

Almanca'da Köstek : n. Kette

Rusça'da Köstek : n. путы (PL), узда (F), уздечка (F)