Kült nedir, Kült ne demek

Kült; bir din b. terimidir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

Kült hakkında bilgiler

"Kült" sözü Türkçe'ye Fransızca culte'den gelir. Sözlerin temel kökü ise Latince cultus yani "tapınma"dır.

Kült, esasen "din" anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir. Modern anlamda özellikle küçük ve yeni sayılabilecek dini hareketlere inanan insan toplulukları için kullanılmaktadır. Bu ayrı durumları yeni ve değişik inanç sisteminden olabileceği gibi garip uygulama ve adetlerinden veya genelin kabul ettiği kültürü benimsememelerinden olabilir.

Günlük kullanımda "kült" sözü genellikle olumsuz bir vurguya iyedir. Her ne kadar kült genellikle din manasında ele alınsa veya belirtildiği gibi dini bir grup olarak tanımlansa da, dini öğeler içermek zorunda değildir.

Kült ile ilgili Cümleler

  • Kültür birisi birinin öğrendiği her şeyi unuttuktan sonra kalan şeydir.
  • Kültablanı kırdım.
  • Birbirinize ne diyorsunuz boncuk gözlü kültürlü sevgilim mi?
  • Kültür alışverişlerinin önemli olduğunu düşünüyorum.
  • İki ülke dinde ve kültürde farklıdır.
  • İki bölge dinde ve kültürde farklıdır.
  • Sen daha kültürlüsün dil bilgin çok iyi aşkım mı?
  • Kültür dilleri tahrip eder.
  • Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
  • Doğu ve Batı Almanya arasında hala çok kültürel farklar var.
  • İngiliz popüler kültüründeki trol-köprü ilişkisinin günümüze kadar ulaşan uzun bir tarihi vardır.
  • Kültür dili tahrip eder.
  • Kültür bir insanı özgür yapar.
  • Bu kültürden kültüre farklılık gösterir.
 

Kült kısaca anlamı, tanımı:

Külte : Demet, bağlam. Kayaç. Külçe.

Kültivatör : Toprağı yüzeyden işlemeye yarayan dişli alet.

Kültür : Bireyin kazandığı bilgi. Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi. Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü. Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü, hars, ekin. Tarım. Uygun biyolojik şartlarda bir mikrop türünü üretme.

Kültür akımı : Bir toplumun kültüründen bazı ögelerin başka bir topluma geçişi.

Kültür balıkçılığı : Özel olarak hazırlanmış havuzlarda bilimsel yöntemlerle balık üretme işi.

Kültür bitkileri : İnsanlar tarafından yetiştirilen bitkilerin bütünü.

Kültür çevresi : Bir ulusun başka ulusların kültürleriyle ilişki içinde gelişerek katmanlaşmış ve bağlılaşmış özelliklerinin bütünü veya bu özellikleri içinde barındıran ortam.

 

Kültür göçü : Bir kültür motifinin veya kültürel bir uygulamanın bir başka kültüre geçmesi.

Kültür mantarı : Yemek için özel olarak üretilen mantar.

Kültür merkezi : Kültüre ve kültürün gelişimine hizmet etmek amacıyla kurulmuş opera, tiyatro, sergi vb. etkinliklerin yapıldığı yer, kültür sarayı, kültür sitesi.

Kültür ortamı : Besi yeri.

Kültür sarayı : Kültür merkezi.

Kültür sitesi : Kültür merkezi.

Kültür şoku : Kültür bakımından büyük değişmeler karşısında şaşırma, olaylara akıl erdirememe.

Kültür uçurumu : Kültürler arasındaki büyük fark.

Kültür varlıkları : Bir bölgede bulunan maddi kültür ürünleri veya eserleri.

Kültüre alma : Küf mantarı çeşitleri ve bakteri gibi mikroorganizmaların bir kültür ortamında üretilmesi işlemi.

Kültürel : Kültüre ilişkin, kültürle ilgili.

Kültürel antropoloji : Kültürle ilgili antropoloji.

Kültürel antropolojik : Kültürel antropoloji ile ilgili.

Kültürfizik : Jimnastik.

Kültürlenme : Kültürlenmek durumu.

Kültürlenmek : Bir arada bulunan iki bireyin veya etnik grubun değer yargıları ile kültürel birikiminin özellikleri birbirinden etkilenerek değişikliğe uğramak.

Kültürlü : Kültürü gelişmiş olan.

Kültürlülük : Kültürlü olma durumu.

Kültürsüz : Kültürü olmayan.

Kültürsüzlük : Kültürsüz olma durumu.

Kırıntı külte : Kırıntılardan oluşmuş külte.

Örgüt kültürü : Çalışan personelin davranışlarını ve çalışılan yerin genel görüntüsünü şekillendiren, simgeler aracılığıyla öğrenilebilen ve öğretilebilen, kuşaktan kuşağa aktarılan, değişebilir nitelikteki değer, düşünce ve kurallar bütünü.

Popüler kültür : Belli bir dönem için geçerli olan, hızlı üretilen ve hızlı tüketilen kültürel ögelerin bütünü.

Püskürük külte : Yanardağından püskürme sonucu katılaşmış duruma gelen taş, püskürük taş.

Sözlü kültür : Sözlü olarak aktarılan kültür ögelerinin tamamı.

Yığın kültürü : Toplumsal yapı ayrılıkları gözetilmeksizin televizyon, radyo, sinema, basın vb. kitle iletişim araçlarıyla yaygınlaştırılan kültür.

Yerel : Sınırlı bir yerle ilgili olan, lokal. Gözlem yerine veya gözlemcinin bulunduğu yere göre tanımlanan. Yöresel.

Tören : Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi sebeplerle yapılmış olan toplantı, merasim, seremoni. Bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya değeri ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi, merasim.

Dönem : Bir çağ içinde belli özellikleri olan sınırlı süre. Belli özellikleri olan zaman parçası, periyot. Yasama meclisinin iki seçilişi arasındaki süre, devre. Yarıyıl.

Film : Sinemalarda gösterilen eser. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit.

Türkçe : Genel Türk dili. Türkiye Türkçesi.

Fransızca : Hint-Avrupa dillerinden, Fransa ve Fransız uygarlığını benimsemiş ülkelerde kullanılan dil. Bu dille yazılmış olan.

Temel : Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü.

Din : Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası. İlmek. Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen. Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet. C.G.S. sisteminde 1 gramlık bir kütlenin hızını saniyede 1 santimetre artıran güç birimi: Bir nevton 105 din'e eşittir. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült.

Kültarı : İçine küllü su konulan kırmızı topraktan yapılmış küp.

Kültaş olmak : Paramparça, tuzbuz olmak.

Külte tahtası : Dört saplı, üzerinde çamur, toprak taşınan tahta araç, teskere

Kültek : Toprak ya da ağaçtan yapılmış su, yağ kabı.

Kültem : Bağlam, demet, düzine İki elin tutabileceği kadar ufak ot bağlamı. 1.bk. külte (I)- 2.[külte (I)-2]

Kültoprak : [Bakınız: küllü]

Kültöken : Kadın, eş

Kültür alanı : İçinde, az ya da çok birbirine benzer kültürlerin bulunduğu coğrafya bölgesi. Orta bölümlerinde özdeş, yan bölümlerinde oldukça türdeş gelenek ve görenekler saptanan bölge. bk. sınıf.

Kültür basamağı : Kültür gelişmesindeki durak; bir toplumun kültürünün bulunduğu evre.

Kültür çağları kuramı : Birey olarak her çocuğun anlık gelişiminin eski kültür çağ ve düzeylerinden geçmesi ve eğitimin bu çağlar göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerektiği inancı.

Diğer dillerde Kült anlamı nedir?

İngilizce'de Kült ne demek? : [Kult] n. cult, worship, system of religious rituals

Almanca'da Kült : n. Kult, Kultus

adj. kultisch

Rusça'da Kült : n. культ (M)