Küme nedir, Küme ne demek
- Birbirine benzer veya aynı cinsten olan şeylerin oluşturduğu bütün, takım, öbek, grup.
- Tümsek biçimindeki yığın.
- Durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak belli sayıdaki takımdan oluşturulan alt grup
- Bir sınıfta öğrencilerin, belli bir eğitim ve öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım veya öbek.
- Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her biri.
- Tomar.
"Küme" ile ilgili cümle örnekleri
- "Tarla kuşları Mustafa'nın sabanı altından yeni kurtulmuş olan kaba çığır üzerine kümeyle konarak buldukları tohumlara gaga çalmakta idiler." - N. Nâzım
Yerel Türkçe anlamı:
Topluca kır eğlencesi.
Keklik ve benzeri kuşları avlamak için çalı çırpıdan yapılan, avcının gizlenmesine yarayan yer, barınak
Cevizli sucuk.
Bostan ve bağ bekçisinin kulübesi.
Ağaçtan ya da taştan yapılmış olan avcı kulübesi. 3.bk. köme (III)-1.
Gömülmüş zeytin yığını.
Bilgisayar Terimi olarak kelime anlamı:
[Bakınız: takım]
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Bir okulda, bir derslikte öğrencilerin belli bir eğitim ya da öğretim amacıyla bir süre için oluşturdukları takım ya da öbeklere verilen ad.
Deneyim ya da çözümleme için birtakım birey, nesne ya da gözlemlerden oluşan topluluk.
Bir fizik terimi olarak tanımı:
Aynı yapıdaki öğelerden oluşan topluluk.
Gök bilimleri ve Uzay alanındaki anlamı:
[Bakınız: yıldız kümesi]
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
Belirli bir p önermesini gerçekleyen tüm x öğelerinden oluşan varlık. Simgesi : {x : p(x)}
1.Sezgisel anlamda, belirli nesnelerden oluşan bir topluluk.2.Zermelo- Fraenkel-Skolem türünden aksiyomatik sistemlerde temel tanımsız kavram.3.Neumann-Bernays-Gödel türünden aksiyomatik sistemlerde bir sınıfa ait sınıf.
Jeoloji ve yer bilimleri alanındaki anlamı:
Belli kayaç özellikleri olan, iki ya da daha çok sayıda komşu oluşuklar topluluğundan ortaya çıkmış, bir kayaç katman birimi.
Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:
[güme, gümele, küleme]: Avcıların avlanırken kullandıkları, harmanda çalışanların barındıkları küçük kulübe ya da sığınak. (*Emirdağ -Afyonkarahisar; Yakaköy *Gelendost, Tokmacık *Yalvaç -Isparta; Başkışla *Karaman, Karacaviran *Seydişehir -Konya) [güme] : (Dereköy *Eşme -Uşak; Akbaş *Güdül -Ankara) [gümele] : (*Merzifon -Amasya) [küleme] : (*Bornova -İzmir)
Bilimsel terim anlamı:
Takımların durum ve nitelikleri göz önünde bulundurularak Ayaktopu Birliğince belli sayıdaki takımdan oluşturulan topluluk.
Belli bir amaç için, bir arada kullanılan halkbilim ürünleri, bk. küme masal, hayvan öyküncesi.
(Çok değişkenli istatistik) Bir evren'in birbirine komşu olan öğelerinin oluşturduğu öbek.
Aralarında karşılaşmalar yaparak, bir üst duruma geçecek olan aynı basamaktaki dönüde yer alan en az 4, en çok 10 yarışmacıdan ya da takımdan kurulu dizi.
Başka bir öbeğin öğesi olan bir öbek.Krş.. yinelgen küme, saptanır küme, sayılabilir küme, yinelgeli sayılabilir küme, bağıntı, izerge, kümeler kuramı, sayı, sıralanmış n-li dizge, birleşim, kesişim, tümleyen, alt küme, üst küme, özalt küme, boş küme, evrensel küme tüketici bölümleme, denklik öbeği, dizge, birim kümesi, güç kümesi, sonsuz küme, sonlu küme.
öbek.
Birden çok canlının ya da cansız nesnenin oluşturduğu topluluk.
Koşularda, kendiliğinden oluşan yarışçı gruplarının her birine verilen ad.
İngilizce'de Küme ne demek? Küme ingilizcesi nedir?:
league, cluster, group, set, conglomerate, pool
Fransızca'da Küme ne demek?:
agrégat, groupe
Osmanlıca Küme ne demek? Küme Osmanlıca'da ne anlama gelir?:
poloton
Küme hakkında bilgiler
Küme, matematiksel anlamda tanımsız bir kavramdır. Bu kavram "nesneler topluluğu veya yığını" olarak yorumlanabilir. Bu tanımdaki "nesne" soyut ya da somut bir şeydir; fakat her ne olursa olsun iyi tanımlanmış olan bir şeyi, bir eşyayı ifade eder. Örneğin, "Tüm canlılar topluluğu", "Dilimiz abecesindeki harflerin topluluğu", "Masamın üzerindeki tüm kâğıtlar" tümcelerindeki nesnelerin anlaşılabilir, belirgin oldukları, kısaca iyi tanımlı oldukları açıktır. Dolayısıyla bu tümcelerin her biri bir kümeyi tarif eder. O halde, matematikte "İyi tanımlı nesnelerin bir topluluğuna küme denir" biçiminde bir tanımlama sezgisel olarak ilk başta yeterli olacaktır.
Tanımda geçen nesne sözcüğü aslında yeterince açıklık ifade eden bir sözcük değildir. Ama sezgisel olarak, kümeyi oluşturan nesnelerin iyice tanımlı olduklarını; yani belirgin, başka nesnelerden ayırdedilebilir şeyler olduklarını düşünüyoruz demektir. Bir bakıma, bir kümeyi oluşturan nesnelerin tek tek neler olduklarını düşünmekten çok, bir arada düşünebilir olmaları önemsenir.
Bir kümeyi oluşturan nesnelere o kümenin ögeleri veya batısal terimi ile elemanları adı verilir. Güneş, evrendeki yıldızlar kümesinin bir ögesidir. Bir kümenin ögesi olan bir nesneye o kümenin içindedir ya da kümeye aittir denir. Küme tanımına göre bir öge ya kümenin içindedir ya da değildir.
A ve B kümelerinin kesişimi
Küme ile ilgili Cümleler
- Kümeste yaklaşık yetmiş tavuk ama sadece bir horoz var.
- Kümesi temizlemek gereklidir.
- Ben kümes hayvanları yemem.
- "Aslında beni hiç sevmiyorsun. Tek önem verdiğin şey matematik!" "Ne münasebet, seni seviyorum!" "Kanıtla!" "Peki. Sevdiğim şeyler A kümesi olsun..."
- Kümeste hiç yumurta yok.
- Clyde Tombaugh ayrıca farklı yıldız kümeleri, bir kuyruklu yıldız ve yüzden fazla asteroid keşfetti.
- Asal sayılar kümesi sayılabilir.
- Şuradaki mavi yapı aslında bir tavuk kümesidir.
- Kümes alev aldı ama tavuklar kaçtı.
- Ali eşyaları üç kümeye ayırdı.
- Ne yazık ki büyük annemin ne bir kümesi ne de bir motosikleti vardı.
Küme anlamı, kısaca tanımı:
Biçim : Tarz. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Biçme işi. Yakışık alan şekil, uygun şekil. Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Herhangi bir şeyin benzeri.
Yığın : Birçok kimsenin veya nesnenin bir araya gelmesiyle oluşan kalabalık, küme, kitle, kütle. Bir şeyin yığılmasıyla oluşturulan küme, tepe.
Kümeden düşmek : Takımlar sonraki sezonda bir alt kümeye inmek, ligden düşmek.
Kümeye çıkmak : Takımların sonraki sezonda bir üst kümeye yükselmesi, lige çıkmak.
Küme bulut : Üst bölümleri bembeyaz ve küme durumunda, tabanı da çoğu kez yatay ve esmer bulut, kümülüs.
Küme çalışması : Öğrencilerin, aralarında seçtikleri bir başkanın kılavuzluğu altında iş birliği yaparak ortak amaçlar doğrultusunda çalışmalarına imkân sağlayan eğitim yöntemi.
Bir küme : Pek çok, fazla.
Boş küme : Hiçbir ögesi olmayan küme.
Çift küme : Birbirine çok yakın iki yıldız kümesi.
Denk küme : Bire bir eşlenebilen, eleman sayıları eşit küme.
Toplumsal küme : Türlü etkileşimlerle bir arada bulunan,birden çok sayıda bireyden oluşan toplumsal birim.
Üst küme : İçinde bulunulan lig maçlarının bir üst ligi.
Ayrık kümeler : Ortak elemanları olmayan kümeler.
Öncüller kümesi : Bir tasımda sonuçtan önce gelen önermelerin tümü.
Yıldız kümesi : Kütle çekimi altında birbirlerine bağlı yıldızlar topluluğu.
Kümeleme : Film yapımını kolaylaştırmak amacıyla aynı dekor içindeki çekimleri bir araya toplama, oyuncuların çalışma durumlarını düzenleme. Kümelemek işi.
Kümelemek : Küme durumuna getirmek, yığmak, biriktirmek.
Kümelenme : Kümelenmek işi. Yığılma, biriktirme, toplanma, kümülasyon.
Kümeleşim : Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin bir araya gelmesi, aglütinasyon.
Kümeleşme : Kümeleşmek işi.
Kümeleşmek : Küme durumunda toplanmak.
Kümeli : Kümesi olan. Birikmiş, katılmış, kümülatif.
Kümes : Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer. Ufak ev.
Kümes hayvanları : Etinden, tüyünden, yumurtasından yararlanmak üzere yetiştirilip beslenen tavuk, kaz, ördek, hindi vb. evcil hayvanlar.
Kümeye çıkma : Takımların sonraki sezonda bir üst kümeye yükselmesi, lige çıkma.
Tavuk kümesi : Tavukların korunması ve bakımı için yapılmış özel kümes.
Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.
Aynı : Aralarında ayrım olmayan. Benzer. Başkası değil, yine o. Eski durumunda kalmış, değişmemiş.
Cins : Diğerlerine göre üstün nitelikleri olan. Pek çok ortak özellikleri bulunan türler topluluğu. Garip, tuhaf. Soy, kök, asıl. Tür, çeşit.
Takım : Sigara ağızlığı. Birbirini tamamlayan şeylerin tümü. Aşağılayıcı ve küçümseyici anlamda topluluk. Bir filmin çevriminde görüntüleri alma, aydınlatma, ses alma gibi belli başlı çalışmaları yapmak için gerekli en küçük teknikçiler topluluğu. Birlikte oynayan, kazanmak için birlikte çalışan sporcu topluluğu. Bölüğü oluşturan birliklerden her biri. Canlıların bölümlendirilmesinde familya ile sınıf arasında yer alan, yakın benzerlikler gösteren organizmaların oluşturduğu birlik. Bir işte veya bir yerde kullanılan eşya ve aletlerin tamamı, ekipman. Bir oyunda sahaya çıkan belli kuruluşlara bağlı oyuncular topluluğundan her biri. Meslek, davranış, durum vb. yönlerden birbirine uyan kimselerin oluşturduğu topluluk. Görev bakımından birbirini tamamlayan kimselerin topluluğu, grup, ekip, trup. Takım elbise. Hayvanlarda yemek borusu, akciğer ve karaciğere genel olarak verilen ad.
Öbek : Küme. Genel olarak yaş, kimyasal yapı, uzay dağılımları ve hızları bakımından benzer özellik gösteren yıldızlar veya yıldız kümeleri. Özne, yüklem veya çeşitli tümleçlerle birlikte kullanılan sözlerin bütünü.
Grup : Küme. Ortak özellikleri olan varlıklar, nesneler bütünü. Görüşleri, çıkarları bir olan kimseler bütünü, ekip. Çeşitli sınıf veya birliklere bağlı elemanların, belirli bir taktik görevi gerçekleştirmek üzere, tek komutanın emri altında birleştirilmesinden oluşan kıta topluluğu.
Tümsek : Çıkıntılı yer, kabarıklık, şişkinlik. Küçük tepe, tüm, tümbek.
Matematiksel : Matematik bilimi ile ilgili olan, riyazi. Kesin, sağlam, bütün kuşkulardan uzak olan.
Tomar : Dürülerek boru biçimi verilmiş deriler veya kâğıtlar. Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk.
Küme ayrışımı : Bir kümenin, hiçbirisi boş olmayan, birbirlerinden ayrık ve bileşimleri söz konusu kümeye eşit olacak biçimdeki bir altkümeleri takımının oluşturulması, Anlamdaş. ayrışım, a. bk. bölüntü.
Küme bağlaşması : Kümeölçümde karşılıklı çekim ikilileri sayısının olanaklı ikili sayısına bölünmesiyle elde edilen oransal ölçüm.
Küme bilinci : Kümedeki bireylerin bilinç durumlarının toplamı olmayıp, kümenin tümüne özgü olan bilinç. Bireyin herhangi bir kümenin üyesi olduğunu bilmesi, bu üyeliğe olumlu bir değer vermesi ve kendi kümesi dışında başka kümelerin de bulunduğunun bilincinde olması.
Küme birliği : [Bakınız: toplumsal birlik]
Küme bölgelemesi : Kazanılacak toprağın, kentin açık alan gereksinmesi için sürekli olarak korunması koşuluyla, bir geliştirmenin, en büyük yerbölüm boyutlarını, bölgeleme kurallarının gerektirdiğinden de aşağı düşürmesine olanak veren bölgeleme türü.
Küme bölümlemesi : Bir kümenin tüketici olarak ikişer ikişer ayrık altkümelere ayrılması.
Küme bütünlüğü : Kümeölçümde küme üyelerinden hiç çekim alamayan (yalıtık) ların sayısının 1'e oranlanmasıyla elde edilen ve küme dirlik düzeyini gösteren oransal ölçüm.
Küme çözülmesi : Bir toplumsal kümenin üyeleri arasındaki çatışmanın ya da üyelerde küme ile özdeşleşme duygusu bulunmamasının, o kümede birliğin ve yapının parçalanmasına yol açması.
Küme çözümlemesi : Kümenin düzen ve ilişkilerinde nelerin, hangi nedenlerle bozulmuş olduğunu kestirmek için yapılan çözümleme. Gözlem ya da sağaltım amacıyla oluşturulmuş bir kümenin herhangi bir dış yöneltme olmaksızın özgür konuşmalarla kendisini çözümlemeden geçirmesi.
Küme danışması : Ortak sorunları olan bireylerin bir arada katıldığı danışma.
Diğer dillerde Küme anlamı nedir?
İngilizce'de Küme ne demek? : [Kumejima, Okinawa] n. heap, pile, mass, cluster, group, tuft, conglomerate, league, aggregate, aggregation, bank, clamp, cloud, clump, conglomeration, family, stack, congeries, division
Fransızca'da Küme : tas [le], amas [le], masse [la]; conglomérat [le]; groupe [le]; ensemble [le], monceau [le], pile [la]
Almanca'da Küme : n. Anhäufung, Knäuel, Rotte, Stapel, Traube, Zug, Haufen, Gruppe
Rusça'da Küme : n. куча (F), груда (F), гора (F), кипа (F), масса (F), толпа (F)
Bu kısımda Küme nedir? Küme ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Küme tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Küme hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.