Kısa nedir, Kısa ne demek
Kısa; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
- Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı
- Kısaca, kısaltarak.
- Ayrıntısı çok olmayan.
- Az süren, uzun olmayan.
- Kısa olan şey.
"Kısa" ile ilgili cümle örnekleri
- "Kısa konuştu."
- "Kısa boylu Japon cinsi bile sporla üç parmak uzadı." - A. Haşim
- "Kısa bilgi. Kısa yazı."
- "Türk milleti en kısa zaman içinde yeni harflerle okumaya, yazmaya başladı." - E. İ. Benice
- "Uzun lafın kısası."
Yerel Türkçe anlamı:
Kıt, az : Senin Türkçen mi kısa.
Bilimsel terim anlamı:
[Bakınız: Nicelik]
İngilizce'de Kısa ne demek? Kısa ingilizcesi nedir?:
short
Fransızca'da Kısa ne demek?:
court, courte
Kısa tanımı, anlamı:
Kısa günün karı : "hiç olmamaktansa bu kadarı da iyidir" anlamında kullanılan bir söz.
Kısa günün karı az olur : "kısa süre çalışılarak yapılmış olan işten elde edilecek kazanç az olur" anlamında kullanılan bir söz.
Kısa kes aydın havası olsun : "sözü fazla ve gereksiz yere uzatma" anlamında kullanılan bir söz.
Kısa kesmek : Sözü uzatmamak.
Kısa tutmak : Bir şeyi gerektiği kadar uzun yapmamak. bir konuyu geniş ve ayrıntılı bir biçimde vermemek.
Kısa çizgi : Satır sonuna sığmayan kelimeleri, hecelere bölerken kullanılan noktalama işaretinin adı, tire, ( - ).
Kısa dalga : Radyo yayını için dalga boyu 10-100 metre arasında değişen dalga.
Kısa devre : Aralarında potansiyel farkı bulunan iki nokta, direnci çok küçük olan bir iletkenle birleştirildiğinde oluşan elektrik olayı.
Kısa far : Kısa mesafeyi aydınlatma gücüne sahip otomobil farı.
Kısa görüşlü : Dar görüşlü.
Kısa kafalı : Brakisefal.
Kısa mesafe : Uzaklığı az olan yer.
Kısa mesaj : Taşınabilir veya sabit telefon aracılığıyla bir telefondan diğer bir telefona gönderilen ileti.
Kısa ömürlü : Ömrü az olan veya uzun süre yaşamayan (kimse). Kısa süren.
Kısa ünlü : Boğumlanma süresi uzun olmayan ünlü: At, al, kır gibi kelimelerindeki ünlüler.
Kısa vadeli : Süresi az olan.
Kısayol : Bilgisayarda herhangi bir programa kestirmeden ulaşmayı sağlayan komutu içeren simge.
Kısa yoldan : Kesin bir biçimde. Uzatmadan, süreyi geçirmeden.
Kısa görüşlülük : Dar görüşlülük.
Kısa ünlülü : Kısa ünlüsü olan.
Kısaca : (kısa'ca) Kısa olarak, özetle, hülasa, hülasaten. Oldukça kısa, biraz kısa.
Kısacası : Kısa söylemek gerekirse, sözün kısası, elhasıl, velhasıl, hasılıkelam.
Kısacık : Çok kısa. Çok kısa olarak.
Kısalık : Kısa olma durumu.
Kısalma : Kısalmak işi.
Kısalmak : Süresi azalmak. Kısa duruma gelmek.
Kısaltılmak : Kısa duruma getirilmek.
Kısaltım : Kısaltma işi, taksir. Güzel sanatlarda perspektif sebebiyle bazı boyutları küçük görülen nesneleri, bu görünüşe uygun bir biçimde çizme yöntemi.
Kısaltış : Kısaltma işi.
Kısaltma : Kısaltmak işi, taksir. Kısaltılmış ad veya söz.
Kısaltmak : Kısa gibi göstermek. Kısa duruma getirmek.
Kısaltmalı kelime : Kısma ad.
Kısalttırma : Kısalttırmak işi.
Kısalttırmak : Kısaltma işini yaptırmak.
Kısarak : Daha kısa.
Kısas : Bir suçluyu, başkasına yaptığı kötülüğü kendisine aynı biçimde uygulayarak cezalandırma. Kıssalar, hikâyeler, öyküler.
Kısas etmek : Bir suçluya başkasına yaptığı kötülüğü aynı biçimde uygulamak.
Kısasa kısas : Yapılan kötülüğün karşılığını aynı biçimde verme, kana kan, göze göz, dişe diş, misilleme.
Borçlunun dili kısa gerek : "borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır" anlamında kullanılan bir söz.
Çok kısa dalga : 2,9 metreden 3,4 metreye (104 megahertze) kadar olan radyo dalgaları.
Eşeğin kuyruğunu kalabalıkta kesme kimi uzun der kimi kısa : "kimseyi ilgilendirmeyen işleri kendi kendine karar verip yapmalısın" anlamında kullanılan bir söz.
Eşek kuyruğu gibi ne uzar ne kısalır : Durumunda, çalışmasında hiçbir gelişme görülmeyen kimseler için kullanılan bir söz.
Lafı kısa kesmek : Söyleyeceğini kısa veya özet olarak belirtmek, az ve öz konuşmak.
Sözü kısa kesmek : Lafı kısa kesmek.
Ünlü kısalması : Aslında uzun olan bir ünlünün zamanla kısalması: Cân can, hâzır hazır, beyâz beyaz.
Uzun lafın kısası : Kısacası, özet olarak.
Karşıt : Nitelik ve durumları birbirine büsbütün aykırı olan, zıt, kontrast.
Ayrıntı : Edebiyat veya sanat eserlerinde bir bütünün ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat. Bir bütünün önemce ikinci derecede olan ögelerinden her biri, teferruat, tafsilat, detay. Bir tiyatro eserinde ana düşünceye yardımcı olan kelime, cümle veya eşya.
Az : Azot elementinin simgesi. Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı. Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak.
Uzun : İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı. Ayrıntılı. Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren. Ayrıntılı olarak, derinlemesine.
Çok : Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı. Aşırı bir biçimde.
Kısa : Az süren, uzun olmayan. Kısa olan şey. Boyu, uzunluğu az olan, uzun karşıtı. Kısaca, kısaltarak. Ayrıntısı çok olmayan.
Şey : Nesne, madde. Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, belirsiz anlamda bir söz.
Kısa ad : Bir ismin ve özellikle bir özel adın bir parçasını atarak ve kalanını. bazen bir az değiştirerek meydana getirilen kısa ad. Zeynelâbidin yerine Zeynel, Afyon Karahisar yerine Afyon gibi bk. Okşamalık.
Kısa akım : Elektrik direnci sıfır olduğunda bir akımın istenilmeyen biçimde kesilmesi.
Kısa bağırsak sendromu : İnce bağırsaklarda önemli oranda rezeksiyon sonrası ortaya çıkan, ishal, dışkıda yağın varlığı ve zayıflıkla belirgin emilim bozukluğu bulguları.
Kısa başlı kurbağagiller : (Yun. brakhys: Tasa; kephale: baş) İki yaşamlılar (Amphibia) sınıfının, kuyruksuz iki yaşamlılar (Anura) takımının, obruk önlüler (Procoela) alt takımından bir familya.
Kısa burunlu avustralya ekidnası : Memeliler (Mammalia) sınıfının, tek delikliler (Monotremata) takımından, Avustralya, Yeni Gine ve Tazmanya'da yaşayan, burunları kısa, dış kulak kepçeleri olmayan bir tür.
Kısa burunlu sığır biti : Sığırlarda parazitlenen Anoplura takımında bulunan kan emen bit türü, Haematopinus eurysterni.
Kısa çekim : Uzunluğu, süresi az olan çekim.
Kısa çevrim : Bir elektrik çevriminde, akımın kısa yoldan kapanarak çevrimin bir bölüğünün dışta kalması.
Kısa çiftuzun adım : (Yunan Latin tartıbilim Terimi) Bir kısa ve iki uzun hece şeklinde olan adım.
Kısa dalgalar : (fizik)
Kısa ile ilgili Cümleler
- Müziğin sesini biraz kısabilir misin?
- Bu beklediğimizden daha kısa sürede olabilir.
- Kısa adam bir kazak giyiyor.
- Tom, Mary'den biraz daha kısadır.
- Burak çok kısa bir süre için Tuğba'yla flört etti.
- Kısa bir ara verebilir miyiz?
- Kısa adam siyah bir takım elbise giyiyor.
- Kısa bir ara verelim.
- Kısa bir ara verebilir miyim lütfen?
- Sadece elimden geldiğince kısa sürede buradan çıkmak istiyorum.
- Ali oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.
- O kısaca baktı ve dikişine geri döndü.
- Kısa bir ara vermek istiyorum.
- Kısa ama güçlüdür.
Diğer dillerde Kısa anlamı nedir?
İngilizce'de Kısa ne demek? : [Kisa] adj. short, brief, mini, curt, concise, capsule, compendious, flying, stumpy, succinct, summary
v. pinch, tighten, cut down on, cut back, reduce, diminish, abridge, attenuate, ax, axe, check, choke, choke back, choke off, curtail, depress, draw in, economize, narrow, pare, pare down, put down, qualify, retrench, scrimp, skimp, soften, stint
n. winter
Fransızca'da Kısa : court/e, bref/brève, concis/e, juste, laconique, lapidaire, précis/e, serré/e, sommaire, succinct/e
Almanca'da Kısa : adj. bündig, konzis, kurz, summarisch
Rusça'da Kısa : adj. короткий, маленький, малый, небольшой, невысокий, недолговременный, сжатый, недалекий, краткий
adv. коротко
Bu kısımda Kısa nedir? Kısa ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Kısa tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Kısa hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.