Kıyı vurmak nedir, Kıyı vurmak ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Tahta kenarını düzeltmek : Tahtalara kıyı vurmayı unutma.

Kıyı vurmak kısaca anlamı, tanımı

Kıyı : Kara ile suyun birleştiği yer. Issız, tenha yer. Kenar, periferi. Sahil

Vurma : Vurmak işi.

Vurmak : Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak. Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak. Olumsuz yönde etkilemek. Sırtına, omzuna yerleştirmek. Takmak, koymak, bağlamak. Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak. Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak. İçki içmek. Olduğundan başka biçimde görünmek. Kadeh tokuşturmak. Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak. Silahla yaralamak, öldürmek. Etkisi bir yere kadar uzanmak. Hızla çarpmak. Çıkmak. Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak. Hızla değmek, çarpmak. Uygulamak, basmak, koymak. Manevi olarak yaralamak. Piyango vb. çıkmak, isabet etmek. Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak. Desteklemek, dayamak. Dokunmak, hasta etmek. Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek. Sürmek. Duyulmak, hissedilmek. Tavla oyununda pulu kırmak. Amaçladığı şeye rast getirmek. Çarpma işlemini yapmak. Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek. Bağlama, ilişkilendirmek.

Düzeltmek : Düzgün duruma getirmek. Bozukluğunu gidermek, onarmak. Yanlıştan kurtarmak, tashih etmek.

 

Tahtalar : Ankara ilinde, Çeltikçi bucağına bağlı bir bölge.

Düzeltme : Düzeltmek işi, tashih. Düzelti. Daha iyi duruma getirmek için yapılmış olan değişiklik, ıslahat, reform.

Unutma : Unutmak durumu.

Tahta : Çeşitli işlerde kullanılmak üzere düz, enlice, uzun ve az kalın biçimde işlenmiş ağaç parçası. Bu ağaçtan yapılmış. Çimlenen tohumlar için bahçede hazırlanan uzun tarh. Bu malzemeden oluşmuş yüzey, döşeme, ağaç. Sebze bahçelerinde ayrılan küçük yer. Kara tahta.

Kenar : Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka. Bir şeyi çevreleyen çizgi. Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri. Yan. Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer. Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.

Düzel : Eline ayağına düzgün kimse.

Taht : Hükümdarların oturduğu büyük, süslü koltuk. Hükümdarlık makamı, hükümdarlık.

Düze : Doz.

Diğer dillerde Kıyı ticareti anlamı nedir?

İngilizce'de Kıyı ticareti ne demek ? : coastal trade