Kızgın nedir, Kızgın ne demek

Kızgın; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

  • Çok ısınmış, ısıtılmış ya da kızdırılmış.
  • arayan (hayvan).
  • Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir.
  • Kızışık, zorlu, sert, şiddetli

"Kızgın" ile ilgili cümleler

  • "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." - C. Meriç
  • "Kızgın bir boğa."
  • "Çok kızgın bir fikir çarpışmasının üzerine gelmişim, kulak kesildim." - İ. H. Baltacıoğlu
  • "Bir gün odama kızgın bir ihtiyar girdi, elindeki bir tomar kâğıdı neredeyse fırlattı masama." - A. Kulin

Yerel Türkçe anlamı:

Kızana gelmiş hayvan

Kimya'daki anlamı:

Sıvısının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış sıvı veya buharın niteliği.

Kızgın isminin anlamı, Kızgın ne demek:

Erkek ismi olarak; Çok ısınmış, ısıtılmış. Kızmış olan, öfkeli.

Bilimsel terim anlamı:

Genellikle sıvısınının kaynama noktasından çok yüksek sıcaklığa ısıtılmış gaz ya da buharın niteliği.

İngilizce'de Kızgın ne demek? Kızgın ingilizcesi nedir?:

superheated

Fransızca'da Kızgın ne demek?:

furieux, euse, torride, ardent

Kızgın kısaca anlamı, tanımı:

Kızgın bulut : Yanardağlardan fışkırıp yüksek ısıda su buharı ve başka gazlardan oluşmuş, içine kül ve lav karışmış bulut görünüşünde yığın.

 

Kızgınlaşma : Kızgınlaşmak işi.

Kızgınlaşmak : Kızgın duruma gelmek.

Kızgınlık : Kızgın, ısınmış olma durumu. Öfkeli olma durumu. Hayvanların çiftleşme isteği.

Öfkeli : Öfkelenmiş, kızgın, hiddetli. Öfkelenmiş, kızgın, hiddetli bir biçimde.

Mütehevvir : Öfkeli, kızgın.

Kızışık : Kızışmış olan, şiddetli.

Zorlu : Tuttuğunu koparan, baskı yapabilecek ölçüde güçlü (kimse). Zor, güç yapılan. Güçlü, kuvvetli, şiddetli. Zorbalık yapan.

Sert : Kolay dayanılmayan, zor katlanılan, etkili, yumuşak karşıtı. Sarsıcı niteliği olan, çarpıcı, keskin, hafif karşıtı. Gönül kırıcı, katı, ters bir biçimde. Bağışlaması, hoşgörüsü olmayan. Gönül kırıcı, katı, ters. Esnekliği az olan, kolayca eğilip bükülmeyen. Güçlü kuvvetli. Çizilmesi, kırılması, buruşması, kesilmesi veya çiğnenmesi güç olan, pek, katı, yumuşak karşıtı. Hırçın, öfkeli, hiddetli. Titizlikle uygulanan, sıkı. Ciğerlerden gelen havanın ağız boşluğundaki tam kapalı veya yarı kapalı engellere çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimsiz, süreksiz, ötümsüz, tonsuz, sedasız.

Şiddetli : Hızlı. Etkisi çok olan, zorlu. Aşırı. Aşırı bir biçimde.

Çok : Aşırı bir biçimde. Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı.

Veya : Ayrı olmakla birlikte aynı değerde tutulan iki şeyi anlatan kelimelerden ikincisinin önüne getirilen söz, yahut. Olacağı sanılan, seçime bırakılan şeyler ikiden çok olduğunda kullanılan bir söz.

: Notada duraklama zamanı ve bunu gösteren işaretin adı. Aynştaynyum elementinin simgesi.

 

Kızgın hayvan : Erkek hayvanla çiftleşmeye hazır, kızgınlık gösteren dişi hayvan.

Kızgın öğecik kimyası : Kalımlı öğeciklerin yerine ışınetkin yerdeşleri konulduğunda, bu yerdeşler bozunurken yol açtıkları kimyasal değişiklikleri inceleyen kimyasal fizik dalı.

Kızgınbey : 3. Bir erkek ismi olarak anlamı; Öfkeli, kızmış bey.

Kızgındam : Hamam : Yarın kızgındama gidelim.

Kızgınlık çarası : Kızgınlıktaki inekte, serviks uterideki goblet hücreleri tarafından salgılanan, yumurta akı kıvamı ve renginde vulvada gözlenen berrak akıntı, östral akıntı.

Kızgınlık çevrimi : Kızgınlık döngüsü.

Kızgınlık dedektörü : Hayvanlarda kızgınlığın varlığını gösteren araç.

Kızgınlık döngüsü : Bir kızgınlığın başlangıcından ikinci kızgınlığın başlangıcına kadar geçen süre, kızgınlık çevrimi, kızgınlık siklusu, östrüs siklusu, seksüel siklus. Proöstrüs, östrüs, metöstrüs ve diöstrüs evrelerini içerir.

Kızgınlık gösterenlerin oranı : Kızgınlık gösteren dişi hayvan sayısının tohumlamaya ayrılan dişi hayvan sayısına oranı.

Kızgınlık senkronizasyonu : İki veya daha fazla dişi hayvanın kızgınlıklarını aynı zamana getirme veya belli bir zamanda kızgınlık göstermelerini sağlama, östrüs senkronizasyonu.

Kızgın ile ilgili Cümleler

  • Kızgın değiliz.
  • Sevgi kızgınlıktan iyidir. Umut korkudan iyidir.
  • O, randevuyu unuttuğumda bana çok kızgındı.
  • Tom'un ne kadar kızgın hissetmesi gerektiğini anlıyorum.
  • Kızgın değil miydin?
  • Neden bu kadar kızgınsın bilmiyorum.
  • Kendime kızgınım.
  • Ali çok kızgın bir çocuk.
  • Kızgın değilim sadece doğruları merak ediyorum.
  • Kızgın değilim.
  • İnsanlar gerçekten kızgın.
  • Kızgın değil misin?
  • Kızgın görünüyordun.
  • Kızgın bir müşterinin duygularını onaylama durumun yatıştırılmasında etkili bir yoldur.

Diğer dillerde Kızgın anlamı nedir?

İngilizce'de Kızgın ne demek? : adj. hot, flaming, angry, pissed off [sl.], mad, red hot, angry with, annoyed, ardent, baking, black, boiling, cross, dyspeptic, fervent, fierce, fiery, frowning, furious, glowing, hot-blooded, huffy, incensed, indignant, inflamed, irate, ireful, red

adv. hot, indignantly

Fransızca'da Kızgın : chaud/e, ardent/e, caniculaire, emporté/e, acharné/e, fâché/e, furieux/euse, torride

Almanca'da Kızgın : adj. entrüstet, erbittert, fuchsteufelswild, fuchtig, heiß, hitzig, läufig, rossig, rotglühend, ungehalten, verbiestert, wild, wütend, zornig

Rusça'da Kızgın : adj. горячий, раскаленный, жаркий, жгучий, сердитый, гневный