Kabakulak nedir, Kabakulak ne demek

Kabakulak; bir tıp terimidir.

"Kabakulak" ile ilgili cümle

  • "Her ikisi de şimdiye değin kabakulak geçirmemiş olduklarından, uzak durmaları gerekiyordu kardeşimden." - E. Şafak

Yerel Türkçe anlamı:

Kurtluca, aristolochia, aristolochiaceae

Fransızca'da Kabakulak ne demek?:

oreillons

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Sakarya ili, Akyazı ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yer.

Kabakulak hakkında bilgiler

Kabakulak veya epidemik parotit insanlarda oluşan bir viral hastalıktır.

Kabakulak virüsü Paramyxoviridae familyasının zarflı bir RNA virüsüdür. Aşısının geliştirilmesinden ve uygulanmaya başlanmasından önce dünya çapında yaygın bir çocukluk-dönemi hastalığıydı. Bununla birlikte bu hastalık hâlâ üçüncü dünya ülkelerinde önemli bir sağlık sorunudur.

Tükürük bezlerinin (genel olarak paratoid bezinin) ağrılı bir şekilde şişmesi ve ateş ile belirginleşir. Hastalığın semptomları ağırlaşırsa yani şiddetli baş ağrısı, yüksek ateş, sürekli kusma, devamlı uyku hali ve testislerde ağrı varsa derhal doktora götürülmelidir. Hastalığın semptomları genel olarak çocuklarda pek ağır değilken, ergen ve yetişkinlerde daha ağırdır ve nadir de olsa kısırlık (infertilite) veya subfertilite gibi komplikasyonlara yol açabilir.

 

Kabakulak ile ilgili Cümleler

  • Onun kabakulak olabileceğinden korkuyorum.
  • Doktorun çocukları kabakulaktan öldü.
  • Kabakulak bulaşıcı bir hastalıktır.

Kabakulak anlamı, tanımı:

Tükürük : Tükürük bezlerinin ağza akan salgısı.

Hastalık : Aşırı düşkünlük, tutku. Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı. Ruh sağlığının bozulması durumu. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk.

Kabakulak olmak : Kabakulak hastalığına yakalanmak.

Kabakulak otu : Lohusa otu.

Kabak : Ham, tatsız (kavun, karpuz). Kısa boynuzlu hayvan. Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği). Esrarkeşlerin kullandığı bir tür nargile. Tüysüz, dazlak. Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki (Cucurbita). Bilgisiz, görgüsüz, kaba. Kabak kemane. Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılmış olan ürünü.

Kulak : Akarsuların ve özellikle göllerin karaya giren ve durgunlaşan yerleri. Balıklarda başın iki yanında bulunan ve ağızdan alıp solungaçlardan geçirdiği suyu dışarıya vermeye yarayan yarıklardan her biri. Varlıklı Rus köylüsü. Telli çalgılarda tel germeye yarayan burgu. Seslerin uygunluğunu seçebilme ve değerlendirebilme yeteneği. Saban kulağı. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü. Duvar, baca, şömine vb. yerlerde kulağa benzer çıkıntı. Başın her iki yanında bulunan işitme organı.

 

İltihaplanma : Yangılanma.

Bulaşıcı : Birinden başkasına geçen, bulaşan, sâri.

Salgın : Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli. Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması, epidemi. Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila. Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi. Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması.

Ateşli : Heyecanlı, coşkulu. Ateşi olan. Cinsel istekleri güçlü olan.

Kabaşiş : Kabakulak.

Yazma : Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile veya tahta kalıplarla desen yapılmış bez. Basım tekniğinin gelişmediği dönemlerde elle yazılmış kitap, yazma nüsha. Yazmak işi, tahrir. Bu bezden yapılmış. Kabakulak.

İnsan : Huy ve ahlak yönünden üstün nitelikli (kimse). Âdemoğlu, âdem evladı. Toplum hâlinde bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.

Diğer dillerde Kabakulak anlamı nedir?

İngilizce'de Kabakulak ne demek? : n. mumps, parotitis

Fransızca'da Kabakulak : oreillons

Almanca'da Kabakulak : der Mumps

Rusça'da Kabakulak : n. свинка {мед.} (F)