Kabarcıklı deri yangısı nedir, Kabarcıklı deri yangısı ne demek

Kabarcıklı deri yangısı; Veteriner alanında kullanılan bir terimdir.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Derinin ikinci derece yanıklarında kabarcıklar ve şişmelerin oluşması biçiminde görülen deri yangısı, dermatitis bulloza.

Kabarcıklı deri yangısı kısaca anlamı, tanımı

Kabar : Yanık, kabarmış yara. Su kabarcığı. Süs eşyası

Deri : İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka, cilt, ten. Bu tabakadan yapılmış. Pazar veya panayır kurulan gün, dernek. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan postu. Toplantı, düğün.

Kaba : Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil, ince karşıtı. Taneleri iri. Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer. Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü. Terbiyesiz, görgüsü kıt, nezaketsiz (kimse). Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli.

Kabarcık : İçi su, hava dolu ufak kabartı veya kürecik. Metal biliminde sıvı veya katıların içinde oluşan gaz hacmi. Kabartı. Vücutta oluşan sivilce gibi küçük şişkinlik.

Kabarcıklı : Kabarcığı olan.

Yangı : Vücudun mikroplara karşı koymak için herhangi bir yerine fazla kan hücumu ile orada şişkinlik, kırmızılık, ısı ve ağrı ile beliren irin toplaması, iltihap, enflamasyon.

İkinci derece yanık : Epidermis üzerinde pıhtılaşma nekrozu, spongiyozis, vezikül oluşumu ve dermis ödemiyle belirgin yanık.

 

Dermatitis bulloza : Kabarcıklı deri yangısı.

Dermatitis : Deri yangısı.

Dermatit : Deride görülen her çeşit iltihaplı hastalık.

Yanıklar : Çanakkale şehri, Yiğitler nahiyesine bağlı bir yerleşim bölgesi. Muğla ili, Fethiye belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim bölgesi.

İkinci : İki sayısının sıra sıfatı. Sırada önem bakımından birinciden sonra gelen. Birinciden sonra gelen kimse veya nesne. Yeni, bir başka. Değer ve kalitece birinciden sonra gelen.

Oluşma : Oluşmak işi, teşekkül.

Derece : Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi. Başarı gösterme. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri. Denli, kadar. Sıcaklıkölçer.

Derma : Temriye, egzama. Deri.

Derin : Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan. Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan. Yoğun. Dip. Uzun süren. İçten gelen. Ayrıntılı. Yüzeyden içeri inen.

Yanık : Yanmakta olan. Herhangi bir ısıdan meydana gelen doku bozukluğu. Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan iz. Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavruk. Duygulu, dokunaklı, acılı, etkili. Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan. Yanmış olan. Rengi koyulaşmış. Bıkkın, üzüntülü, dertli.

Diğer dillerde Kabarcıklı deri hastalığı anlamı nedir?

İngilizce'de Kabarcıklı deri hastalığı ne demek ? : lympskin disease