Kahve nedir, Kahve ne demek

Kahve; bir bitki bilimi terimidir. kökeni arapça dilinden gelmektedir.

  • Kök boyasıgillerden, sıcak iklimlerde yetişen bir ağaç (Coffea arabica).
  • Bu çekirdeklerin kavrulup çekilmesiyle elde edilen toz.
  • Bu tozla hazırlanan içecek.
  • Kahve, çay, ıhlamur, bira, nargile içilen, hafif yiyecekler bulunduran, tavla, domino, bilardo, kâğıt vb. oynanan yer, kahvehane, kıraathane
  • Bu ağacın meyvesinin çekirdeği.

"Kahve" ile ilgili cümle

  • "Bir fincan kahve daha içer, bir tutam enfiye daha çekerdi." - A. Ş. Hisar
  • "Ben kahveye salim kafayla, serinkanlılıkla düşünmek için gittim." - Z. Selimoğlu

Yerel Türkçe anlamı:

Kahvehane

Kahve hakkında bilgiler

Kahve, kökboyasıgiller (Rubiaceae) familyasının Coffea cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozun su ya da süt ile karıştırılmasıyla yapılmış olan içecektir.

Kahve ağacının ilk bulunduğu yer olan Habeşistan'ın Kaffa yöresinin Arapça karşılığı "qahwah " dır. Araplar bugün bilinen kahveyi henüz tanımıyorken kelime keyif veren içki, şarap anlamında kullanmaktaydı. Bugünkü anlamını 14. yüzyılda kazanmaya başlamıştır. Bu Türkçe'de "kahve"ye dönüşmüş, buradan da Avrupa'da café, caffe, koffie, coffee, koffie, Kaffee şekline gelmiştir.

 

Çiçekleri beyaz ve hoş kokulu, kirazı andıran kırmızı meyvesinin içinde iki çekirdek bulunan, dikildikten yaklaşık 3 yıl sonra meyve vermeye başlayan ve 30-40 yıl boyunca aralıksız meyve veren bir ağaç türüdür. Doğal haline bırakıldığında 8-10 metreye kadar uzayan ağaç, meyvelerin kolay toplanabilmesi için sürekli budanarak 4-5 metre uzunluğunda bir çalı boyutunda tutulur. Kahvenin defne yaprağına benzer derimsi ve kenarları dalgalı kışın dökülmeyen koyu, parlak ve sivri uçlu yaprakları vardır. Bol yağış alan, ortalama sıcaklığın 18-24°C arasında bulunduğu ve don olayının görülmediği, ekvatorun 25 Kuzey'i - 30 Güney'i arasındaki kuşakta yetişir. Soğukta ağaç ölür, ayrıca ani ısı değişiklikleri de ağaca zarar verir. Nemli ortamı sevdiğinden, kahve ağacının düzenli yağışın olduğu tropik bölgelerde yetiştirilmesi gerekir. Doğada pek çok yetişen türü olmasına rağmen yalnızca coffea arabica ve coffea robusta adındaki türlerin tarımı yapılmaktadır.

Bol yağışların ardından kahve ağacı, yılda iki ya da üç kez bembeyaz muhteşem çiçekler açar. Güçlü ve keskin kokuları kimi zaman yasemini kimi zaman portakal ağacının çiçeğini andırır. Yeni çiçek vermeye başlamış bir ağaç, dallarında bir yılda toplam 20-30 bin çiçek taşır.

Kahve ile ilgili Cümleler

  • Kahve bol.
  • Ben siyah çayı kahveye tercih ederdim ama son zamanlarda ikisinden de çok miktarda içiyorum.
  • Lütfen kahve yap.
  • Kahve almaya git.
  • Karım genellikle gece kahve içmez ve ben de içmem.
  • Kahve bir dakika içinde hazır olacak.
  • Mola sırasında biraz kahve içelim.
  • Tom, kahvenin içmek için fazla sıcak olduğunu söyledi.
  • Kahve benim içemeyeceğim kadar çok sıcaktır.
  • Kahve beni uyanık tutar.
  • Bir fincan kahve için zamanın var mı?
  • Ah! Bu kahve sıcak!
  • Kahve, Avrupa'ya Arabistan'dan tanıtıldı.
  • Kahve alalım.
 

Kahve anlamı, tanımı:

Sıcak : Havadaki yüksek ısı. Sıcak yer. Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı. Isısı yüksek olan, çok ısınmış. Dostça olan, sevgi dolu. Hamam.

Ağaç : Tahta, kereste. Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki.

Arabi : Arapça. Araplarla ilgili, Araplara özgü olan.

Meyve : Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş. Ürün, sonuç, kâr.

Çekirdek : Atom çekirdeği. Etli meyvelerin içinde bir veya birden çok bulunan, çoğu sert bir kabukla kaplı tohum. Kuyumculukta kullanılan ve 5 cgr'a eşit olan ağırlık ölçüsü. Ağaçlarda soyulmayan bölüm. Yenmek için satılan ayçiçeği tohumu. Bir hücrenin merkezini oluşturan cisimcik. Bir şeyin temelini oluşturan.

İçecek : İçilen her şey, meşrubat.

Kahve dövücünün hınk deyicisi : Havan dövücünün hınk deyicisi.

Kahve ağabeyi : Kahve ağası.

Kahve ağası : Kahvehane vb. yerlerde sözü geçen ve ağırlığı olan kimse, kahve ağabeyi.

Kahve cezvesi : İçinde kahve pişirilen metal kap.

Kahve değirmeni : Çekirdek durumundaki kahveyi öğütmeye yarayan, elle veya elektrikle işleyen araç.

Kahve dibeği : Kahve çekirdeklerini dövmeye ve çöplerini ayıklamaya yarayan içi oyuk taş veya ağaç kap.

Kahve dolabı : Kahve kavrulan döner kap.

Kahveevi : Kahve içilen yer.

Kahve falı : Kahve içildikten sonra fincanda kalan telvenin aldığı biçimlere bakarak geleceğe ilişkin tahmin, varsayım veya görüşleri açıklama.

Kahve fincanı : Kahve içmeye yarayan kulplu veya kulpsuz küçük kap.

Kahvehane : Kahve.

Kahve kaşığı : Kahve karıştırmak için yapılmış olan ve kullanılan küçük kaşık.

Kahve makinesi : Kahve pişirmek için üretilen elektrikli aygıt. Kahve çeken veya öğüten makine.

Kahve ocağı : Kahve, iş yeri, han vb. yerlerde kahve, çay vb. pişirilen yer.

Kahve parası : Bahşiş. Kahvelerde yenilip içilen şeyler veya oyun oynanan masalar için ödenmesi gereken ücret.

Kahverengi : Kavrulmuş kahvenin rengi. Bu renkte olan.

Kahve tabağı : Kahve fincanının altına konulmak üzere yapılmış tabak.

Kahve takımı : Cezve, fincan, tabak vb.nden oluşan takım.

Kahve tepsisi : Üstünde genellikle iki kahve fincanı taşımaya yarayan, dikdörtgen biçimli, düz, küçük tepsi.

Çekirdek kahve : Çekilmemiş veya dövülmemiş kahve.

Hazır kahve : Granül hâline getirilen kahveye sıcak su veya süt eklenerek hazırlanan içecek.

Kuru kahve : Dövülmüş veya çekilmiş kahve.

Okkalı kahve : Bol kahve ile yapılmış ve büyük fincana konulmuş kahve.

Sade kahve : İçine şeker konulmadan pişirilen Türk kahvesi.

Sütlü kahve : Bu renkte olan. Açık kahverengi. Süt karıştırılarak yapılmış olan kahve.

Şekerli kahve : İçine şeker katılıp pişirilen kahve.

Balıkçı kahvesi : Genellikle balıkçıların devam ettiği kahvehane.

Kabuk kahvesi : Antep fıstığı kabuğunun öğütülmüş ve hafifçe kavrulmuşu ile yapılmış olan ve kahveye benzeyen içecek.

Kır kahvesi : Kırda bulunan, çoğunlukla küçük kahve.

Mahalle kahvesi : Mahallede oturanların devam ettiği, oyun oynadığı, çay vb. meşrubat içtiği kahve.

Mektepli kahvesi : Çok şekerli kahve.

Sabahçı kahvesi : Sabaha karşı açılan kahve. Sabaha kadar açık kalan kahve.

Semai kahvesi : Halk şairlerinin toplandıkları, sazlı sözlü eğlencelerin yapıldığı, semai, mâni ve türkülerin okunduğu kahve.

Türk kahvesi : Cezve ile kısık ateşte, şekerli orta veya sade olarak pişirilen kahve.

Yorgunluk kahvesi : Dinlenmek amacıyla çalışmaya ara verildiğinde içilen kahve.

Kahveci : Kahve üreten veya satan kimse. Kahve işleten veya kahve pişirip satan kimse.

Kahvehaneci : Kahvehane işleten kimse.

Kahverengimsi : Rengi kahverengiyi andıran, kahverengiye benzeyen.

Açık kahverengi : Kahverenginin bir veya birkaç ton açığı, sütlü kahve, kestane rengi, kestane dorusu. Bu renkte olan.

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır : "iyilik küçük de olsa unutulmaz" anlamında kullanılan bir söz.

Koyu kahverengi : Bu renkte olan. Karaya yakın kahverengi, kahverenginin bir veya birkaç ton koyusu.

Kuru kahveci : Kuru kahve hazırlayıp satan kimse. Kuru kahve satılan yer.

Kuru kahvecilik : Kuru kahvecinin işi veya mesleği.

Mahalle kahvesi gibi : Havasız, gürültülü ve kalabalık (yer).

Boya : Yazmak için kullanılan mürekkep. Aldatıcı görünüş. Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu veya yağlı boya. Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen veya içine katılan renkli madde.

İklim : Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava. Ülke, diyar.

Çekilme : Yerin yükselmesiyle bu yeri örten deniz sularının gerilemesi, basma karşıtı. Savaşta, bir ordunun veya bir birliğin düşmandan ayrılmak için yaptığı davranış, ricat. Bir görevden, bir işten kendi isteği ile ayrılma, istifa. Bir boksörün veya güreşçinin herhangi bir sebeple karşılaşmayı bırakması. Çekilmek işi.

Ihlamur : Ihlamurgillerden, kerestesi beğenilen, büyük bir gölge ağacı (Tilia). Bu çiçeğin kurutulup kaynatılmasıyla elde edilen içecek. Bu ağacın güzel kokulu çiçeği.

Bira : Arpa ile şerbetçi otunun mayalandırılmasıyla yapılmış olan bir içki, arpa suyu.

Nargile : Tömbeki denilen bir cins tütünün dumanının sudan geçirilerek içilmesini sağlayan araç.

Hafif : Çok dik olmayan (sırt, yokuş). Önemli olmayan. Kalınlığı veya yoğunluğu az olan. Etkisi az olan, sert karşıtı. Ağırbaşlı olmayan, ciddi olmayan, hoppa. Sıkıntısız, ferah, rahat olarak. Güç veya yorucu olmayan, kolay. Miktarı az, sindirimi kolay (yiyecek). Tartıda ağırlığı az gelen, yeğni, ağır karşıtı. Gücü az olan, belli belirsiz.

Kökboyası : Kökboyasıgillerden, 1-2 metre uzunluğunda, çalı görünüşünde, gövdesi sert dikenli, kök sapları boyacılıkta kullanılan, çok yıllık bir bitki, kızılboya, kızılkök, yumurtakökü (Flubia tinctorum).

Bu : En yakında bulunan bir varlığı veya biraz önce anılan bir şeyi işaret yolu ile belirtmek için kullanılan bir söz. Yerde, zamanda veya söz zincirinde en yakın olanı gösteren bir söz.

Kahve ağacı : Kökboyasıgiller (Rubiaceae) familyasından küçük ağaç formunda, beyaz çiçekli, meyveleri 1-2 tohumlu ve eriksi yapıda, tohumlarından kahve elde edilen, 60 kadar türü olan, Coffea arabica, C.liberica, C.canephora ve C.robusta türlerinin kültürü yapılan bir bitki cinsi.

Kahve böceği : Tekeböcekleri familyasından olup, kahve bitkilerinde zararı görülen kınkanatlı.

Kahve kutusu : Hacivat ile Karagöz arasında geçen söyleşme. Karagöz'ün yine düşsel bir serüveni bu söyleşmede yer alır.

Kahveağacı : (botanik)

Kahveci usta : Sarayın harem bölümünde kahve işlerine ve genel hizmetlere bakan kalfa.

Kahveciaskısı : Kahvehanelerde çay, kahve ve diğer içilecek nesneleri taşımak için kullanılan saplı tepsi. (-Bursa)

Kahvecibaşı : Padişahın içeceği kahveyi hazırlamakla görevli has odalı. Devlet büyükleri yanında kahvecilik hizmetini görenlerin başı.

Kahvecilik : Kahvecinin yaptığı iş.

Kahvecioğlu : Zonguldak ili, Saltukova bucağına bağlı bir yerleşim birimi.

Kahvederesi : Aydın şehrinde, Nazilli ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim birimi.

Diğer dillerde Kahve anlamı nedir?

İngilizce'de Kahve ne demek? : n. coffee, mocha, Java

Fransızca'da Kahve : café [le]

Almanca'da Kahve : Kaffee

Rusça'da Kahve : n. кофе (M), кафе (N), кофейня (F)

adj. кофейный