Kameraman nedir, Kameraman ne demek

Kameraman; sinema, tv alanlarında kullanılan bir terimdir. kökeni fransızca dilinden gelmektedir.

  • Alıcıyı doğrudan doğruya çalıştıran ve yöneten, alıcı hareketlerini gerçekleştiren, görüntülerin filme alınmasını sağlayan kimse, çekimci, kamera

Kameraman hakkında bilgiler

Kameraman, sinemada veya televizyonda kamera ile görüntü çeken kişi. Genelde bütün görüntü araçlarını kullananlara kameraman denir. Haberciler dışarda bağımsız kameralarla aktüel kameraman olarak çalışırken, stüdyoda kameramanları sabit kameralarla bir dekorda program çekimi yapar. Kaydırma, crabbing, zoom, netlik ayarlarını yapar, araçlarını konrol eder ve temizler, dollyi kirli bırakmaz, çevrinme kafalarını sıkar. Kameraman, ses ve ışıkçılarla, teknisyenlerle uyumludur. Yönetmen, stüdyo şefi, yapım asistanı, görüntü yönetmeniyle birlikte çalışmaktadır. Bir kamera temel olarak mercek ve ışık teknolojisidir. Stüdyolar, belli bir sistem kullanırlar (NTSC, PAL vb).

Kameralar haber (ENG), stüdyo ve melez (EFP) olarak üç sınıf ve tüplü, yarı iletkenli (CCD) olmak üzere iki tiptir. Bakaçlar, kameramanın monitörüdür. Kontrol odasında kamera kontrol ünitesi vardır ve bir çekim öncesi bütün ayarlar buradan yapılır. Kamera üçayakları, kafaları, sehpaları, vinçleri araçlardan bazılarıdır. Diğer bir araç, kamera arabasıdır. Kameraman, optik bilgisi alır, ışığın yansıması, kırılması, soğurma, mercekler, teleobjektif, zoom, diyafram, odak, geniş açılı objektif kavramlarını bilir. Derinlik, perspektif, denge, çerçeveleme, çevrinme, kaydırma, netleme, düzenleme, intercut, hareketli çekim, yakın çekim, çokyakın çekim, boy çekimi, ikili çekim, grup çekimi, oyuncunun bakış boşluğu terimleri kameramanın temel terimleridir.

 

Dış çekimlerde naklen yayın üniteleri kullanılır (OB). OB ünitesi, canlı yayınlarda bütün ekipmanı hazır bulundurur.

Kameraman ile ilgili Cümleler

  • Üniversiteden mezun olduktan sonra kameraman oldu.
  • Ali bir kameraman.

Kameraman anlamı, tanımı:

Çalış : Çalma işi.

Görüntü : Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, hayalet. Manzara. Bir film üzerinde sıralanmış resimlerin gösterici yardımıyla ekrana art arda düşürülmesi sonunda hareketin yeniden kurulmasıyla ortaya çıkan görünüş, görüntülük üzerindeki hareketli resimler bütünü. Sayı doğrusu üzerinde bir sayıya karşı gelen nokta. Gölge oyununda Karagözcünün perdeye yansıttığı görsel malzeme. Herhangi bir nesnenin mercek, ayna vb. araçlarla oluşturulan biçimi, hayal.

Kamera : Kameraman. Bir çekime başlanırken, yönetmenin alıcıyı çalıştırmaları için verdiği buyruk. Görüntülerin filme alınmasını sağlayan alet, alıcı.

Kamer : Ay.

Alıcı : Almaç. Kamera. Azrail. Satın almak isteyen kimse, müşteri. Kendisine bir şey gönderilen kimse.

Hareket : Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi. Deprem. Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri. Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon. Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi. Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılmış olan ilerlemeler, akım. Davranış, tutum. Yola çıkma. Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma. Devinim.

 

Gerçek : Düşünülen, tasarımlanan, imgelenen şeylere karşıt olarak var olan. Doğadaki gibi olan, doğayı olduğu gibi yansıtan. Doğruluk. Aslına uygun nitelikler taşıyan, sahici. Gerçeklik. Yalan olmayan. Bir durum, bir nesne veya bir nitelik olarak var olan, varlığı inkâr edilemeyen, olgu durumunda olan, özbeöz, hakiki, reel. Yapay olmayan. Yalan olmayan, doğru olan şey, hakikat. Temel, başlıca, asıl.

Film : Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Sinemalarda gösterilen eser. Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.

Alınma : Alınmak işi.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Çekimci : Kameraman. Yapımcı.

Sinema : Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi. Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde, yedinci sanat. Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı.

Diğer dillerde Kameraman anlamı nedir?

İngilizce'de Kameraman ne demek? : n. cameraman

Fransızca'da Kameraman : caméraman [le], opérateur (de prise de vues)

Almanca'da Kameraman : Kameramann

Rusça'da Kameraman : n. оператор (M), кинооператор (M)