Kanlı nedir, Kanlı ne demek

Kanlı; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Kanlı" ile ilgili cümleler

  • "Kanlı adam."
  • "Bu savaş çok kanlı olacak, beyler." - T. Buğra
  • "Kanlı göz."
  • "Oğlumun kanlısı Abbas kâfiri değil, oğlumun kanlısı Esme'dir." - Y. Kemal
  • "Öldürdüğü güzele ağlayan bu katilin / Elleri kanlı fakat gözyaşları temizdi" - E. B. Koryürek

Diğer sözlük anlamları:

Kağnı arabası

Fransızca'da Kanlı ne demek?:

sanglant, sanguin, ine

Kanlı anlamı, tanımı:

Kanlı gömlek gizlenemez : "bazı kötü şeylerin gizlenmesi mümkün değildir" anlamında kullanılan bir söz.

Kanlı yaş dökmek : Büyük üzüntüyle ağlamak.

Kanlısı olmak : Birinin katili olmak.

Kanlı ishal : Dizanteri.

Kanlı bıçaklı : Birbirlerini öldürecek kadar düşman olan (kimse).

Kanlı canlı : Sağlıklı, sapasağlam, vücut sağlığı yüzünden belli olan (kimse).

Kanlı katil : Çok insan öldürmüş veya birini vahşice öldürmüş kimse.

Ağırkanlı : Hippokrates'in ortaya attığı ağırcanlılık, soğukluk, kolayca duygulanmayış gibi nitelikleri kendinde toplayan kişilik tipi. Ağırcanlı.

 

Delikanlı : Çocukluk çağından çıkmış genç erkek. Sözünün eri, dürüst, namuslu (kimse). Gençlere bir seslenme sözü.

Serinkanlı : Soğukkanlı. Soğukkanlı bir biçimde.

Sıcakkanlı : Normal vücut sıcaklığı, içinde bulundukları ortamın sıcaklığından bağımsız olan (hayvan). Herkesle çabuk anlaşan, çabuk dost olan. Sevimli, cana yakın, sempatik.

Soğukkanlı : Olaylara ve gelişmelere sakin, ılımlı ve temkinli yaklaşan (kimse), serinkanlı, itidal sahibi.

Kanlı bıçaklı olmak : Aralarında herhangi bir nedenden dolayı birbirini öldürecek kadar düşmanlık bulunmak.

Kanlılık : Kanlı olma durumu.

Et kanlı gerek yiğit canlı : "kebap çok pişirilmemeli, genç de hareketli ve canlı olmalıdır" anlamında kullanılan bir söz.

Kardeşim olsun da kanlım olsun : "kendisine çok büyük kötülük de yapsa insan kardeşinden vazgeçemez" anlamında kullanılan bir söz.

Dökülme : Dökülmek işi.

Hunriz : Kan dökücü, kanlı.

Katil : Öldürme. Öldürücü, ölüme neden olan. İnsan öldüren kimse, cani.

Dava : Sav. Sorun. Ülkü. Korunmanın bir hüküm ile sağlanması için yargı organlarına başvurma. Sevgili.

Taraf : Ön, arka, sağ, sol, üst, alt vb. yanların her biri. Yöre, yer. İstekleri, düşünceleri karşıt olan iki kişiden veya iki topluluktan her biri. Bir şeyin belli bölümü, kısmı. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Yön, yan, doğrultu.

Kimse : Herhangi bir kişi, kim olduğu bilinmeyen kişi.

Yoğun : Etkisi güçlü olan, ağır (koku vb.). Hacmine oranla ağırlığı çok olan, kesif. Koyu, kalın. Dolu, sıkı, sıkışık, çok, konsantre. Şişman, iri, tombul. Artmış, çoğalmış bir durumda olan. Kaba, kalın, iri (elek, iğne).

 

Kan : Atardamar ve toplardamarların içinde dolaşarak hücrelerde özümleme, yadımlama görevlerini sağlayan plazma ve yuvarlardan oluşmuş kırmızı renkli sıvı. Soy.

Kanı : İnanç, düşünce, kanaat.

Neden : Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet. Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep. Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin.

Demevi : Öfkeli, sinirli. Kanlı, kanı çok (kimse).

Kanlı agar : Hemoliz reaksiyonun belirlenmesi için kullanılan, içerisine % 5-7 kan eklenerek hazırlanan besi yeri.

Kanlı balgam : Dizanteri.

Kanlı bulut : Yağmur yağacağını belirten bulut.

Kanlı çubuk : Bir senelik yerli asma çubuğu, çelik.

Kanlı dalap : Tay kızgınlığı.

Kanlı nigar : Türk gölge oyununda yosma tipi. Her türlü sapık ilişkileri ve yasa dışı eylemleri olan açık saçık bir zenne. Karagöz oyunlarından birinin adı.

Kanlı ötrük :

Kanlı sürgün : Kanlı sürgün sporlularının, konakçıda bağırsak gözelerine yerleşmesiyle ortaya çıkan ve özellikle civciv, kuzu, buzağı gibi genç hayvan sürülerini salgınlar halinde silip süpürebilen hastalık.

Kanlı sürgün sporluları : Sporlular sınıfına bağlı olup, genellikle sindirim aygıtı gözelerine yerleşerek, kanlı sürgün çeşitlerini meydana getiren birgözeli hayvanlar familyası.

Kanlıabat : Kastamonu şehri, Devrekâni ilçesi, merkez nahiyesine bağlı bir bölge.

Kanlı ile ilgili Cümleler

  • Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
  • yazıyorsun okuyorum kanlı bıçaklı düşmanım olsan bile senin bu rütbe alçabildiğinden korkuyorum ne ben sezarım ne sen brütüssün sen bana düşman olabilecek kapasitede değilsin.
  • Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
  • Naber len Belçika? Bu kanlı elmas ne olacak yoksa ayrılacak mısınız?
  • Tom'un kanlı bir burnu vardı ve kanı gömleğine sürdü.
  • Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsan, senin bu derece alçalmandan korkuyorum.
  • Ali kanlı bıçağı gömleğine sildi.
  • Onun eli kanlı.
  • Kanlı Avrupa çatışması bitti.

Diğer dillerde Kanlı anlamı nedir?

İngilizce'de Kanlı ne demek? : adj. blooded, bloody, gory, sanguinary, sanguine

Fransızca'da Kanlı : sanglant/e, sanguin/e, sanguinaire, sanguinolent/e

Almanca'da Kanlı : adj. blutbefleckt, bluttriefend, schweißig

Rusça'da Kanlı : adj. окровавленный, кровавый, кровопролитный, полнокровный