Kapıcı nedir, Kapıcı ne demek

  • Otel, apartman vb. büyük yapılarda bekçilik, temizlik, alışveriş gibi işlerle görevli kimse
  • Osmanlı devlet teşkilatında saray kapılarını bekleyen görevli sınıfı.

"Kapıcı" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Kapıcının karısının ispirto ocağında kızarttığı patlıcanları yiyorduk." - A. Ağaoğlu

Tarih'teki anlamı:

Osmanlı devlet örgütünde saray kapılarını bekleyen görevli sınıfı.

Fransızca'da Kapıcı ne demek?:

pylore

Gezilecek görülecek bir yer, şehir olarak tanımı:

Şanlıurfa kenti, Suruç belediyesi, merkez bucağına bağlı bir yerleşim birimi. Tokat ili, Almus ilçesinde, merkez bucağına bağlı bir yerleşim yeri.

Kapıcı tanımı, anlamı:

Kapı : Gidere yol açan gereksinim. Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı. Gelir, geçim, kısmet sağlayan yer, kaynak veya imkân. Sadece bir konuda yoğunlaşmış bilgilerin yer aldığı Genel Ağ sayfası, portal. Osmanlı Devleti'nde resmî görev yeri. Devlet dairesi. Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat. Ev gezmesi için gidilen yer. Tavla oyununda iki pul üst üste getirilerek karşı oyuncunun o haneyi kullanmasına engel olunan yer.

Kapıcık : Yumurtacığın tepesinde bulunan ve yumurtacık zarlarının iyice bitişmemesinden oluşan ağız.

 

Kapıcılık : Kapıcının yaptığı iş.

Otel : Yolcu ve turistlere geceleme imkânı sağlamak, bunun yanında yemek, eğlence vb. hizmetleri sunmak amacıyla kurulmuş işletme.

Apartman : Birkaç katlı ve her katında bir veya birkaç daire bulunan yapı.

Büyük : Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Üstün niteliği olan. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Niceliği çok olan.

Bekçilik : Bekçinin yaptığı iş.

Temizlik : Ortadan kaldırma, yok etme, öldürme. Temiz durma veya tutma durumu. Temizleme işi. Temiz olma durumu, arılık, saffet, nezafet.

Alışveriş : Satın alma ve satma işi, alım satım, iş, muamele, ahzüita, aksata, pazar. İlişki, münasebet.

Görevli : Görevi olan, vazifeli. Resmî görevi olan kimse, memur.

Kapıcıkarga : Gördüğü her şeyi almak isteyen kimse.

Kapıcılar : Karabük ili, Eskipazar belediyesi, merkez nahiyesine bağlı bir yerleşim yeri.

Kapıcılar kethüdası : Topkapı sarayında, ilk ve orta kapıları bekleyen kapıcıların en yüksek buyurucusu.

Kapıcına : Zamanından önce doğuran hayvan. Zamanından önce doğurmuş hayvan

Kapıcı ile ilgili Cümleler

  • Sen sadece bir kapıcı gibi görünüyorsun!
  • Ali hâlâ bir kapıcı olarak çalışıyor mu?
  • Jale yarı-zamanlı bir kapıcı ile çıkıyor.
  • Kapıcımdan memnunum.
  • Ali Jackson kapıcıdır.
  • Kapıcı bizim için bir taksi çağıracak.
  • Sen kapıcı değil misin?
  • Okul kapıcısı akşamleyin spor salonunu temizler.
  • Siz kapıcı değil misiniz?

Diğer dillerde Kapıcı anlamı nedir?

 

İngilizce'de Kapıcı ne demek? : n. doorman, doorkeeper, gatekeeper, concierge, porter, superintendent, caretaker, commissionaire, custodian, janitor, usher, super

Fransızca'da Kapıcı : portier [le], concierge [le]

Almanca'da Kapıcı : n. Hausleute, Hausmann, Hausmeister, Pförtner, Portier, Schließer, Schweizer, Türsteher

Rusça'da Kapıcı : n. привратник (M), швейцар (M), портье (M), вахтер (M), дворник (M), захватчик (M)