Kaplama nedir, Kaplama ne demek

"Kaplama" ile ilgili cümle

  • "Bu, kaplama bir bilezik değil."
  • "Her pencereyi, her kaplamayı tanıyordum artık." - S. F. Abasıyanık

Yerel Türkçe anlamı:

Gocuk.

Yorgana yüz geçirme işi.

Darı unundan yapılan, saçta pişirilen bir çeşit börek.

Eskiyen yorgana sonradan dikişsiz takılan yüz.

Kadın ceketi.

Soğan ile pirinç yağda kavrulduktan sonra pişirilen pilâv: Bu kaplama iyi oldu.

Minder.

Gitar terimi olarak anlamı:

Çalgıların yüzeyine güzel bir görünüm kazandırmak amacıyla gövde üzerine yapıştırılan çok ince ağaç katmanı.

Kimya'daki anlamı:

Genellikle elektriksel yöntemlerle, metal yüzeylerini bir başka metal veya plastikle örtme.

Bilimsel terim anlamı:

Kalınlığı 5 mm den az, ince ağaç levha.

Genellikle elektriksel yöntemlerle, metal yüzeylerini bir başka metal ya da alaşımla örtme.

Metallerin yüzeylerini, genellikle elektriksel yöntemlerle, bir başka metal ile kaplama işlemi.

İngilizce'de Kaplama ne demek? Kaplama ingilizcesi nedir?:

veneer, plating

Almanca'da Kaplama ne demek?:

blindage

Fransızca'da Kaplama ne demek?:

 

envahissement, application

Osmanlıca Kaplama ne demek? Kaplama Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kaplama

Kaplama hakkında bilgiler

Kaplama, 2 ya da 3 boyutlu grafik uygulama veya fotoğrafın fonu ya da detayına uygulanarak değişmesi için kullanılan ikinci bir görseldir. İngilizce karşılığı texture'dir.

Fonu değiştirmek, doku katmak veya doku değiştirmek amacıyla kullanılır. Asıl fotoğraf ya da grafiğin üzerine uygulanacak kaplamada kullanılan malzeme, yine grafik ya da fotoğraf olabilir. Tarayıcıyla, fotoğraf makinesiyle, ya da Photoshop benzeri programlarla yaratılması mümkün olduğu gibi hazır olarak da grafik programları tarafından da sunulmaktadır.

Kaplama ile ilgili Cümleler

  • Bu bilezik altın kaplamalı değil.
  • Pastadan sadece pasta kaplama şekeri eksik.
  • Polis aracının zırh kaplaması apartman sakinlerinin hayatlarını kurtardı.
  • Saatim altın kaplamadır.
  • Bu ürün hem bir zemin cilası hem de bir tatlı kaplama malzemesidir.
  • Bu şirket çevresel kaplama alanını azaltmak için yeni teknolojiler kullanıyor.
  • Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.

Kaplama anlamı, kısaca tanımı:

Açılı kaplama : Ahşap teknenin değişik yerlerinde kullanılan, özel biçimlerde kesilmiş kaplama parçası.

Ağaç kaplama : Kapalı mekânları yalıtmak ve güzelleştirmek amacıyla ağaç ürünlerinden yararlanılarak yapılmış olan kaplama.

Altın kaplama : Altın suyuna batırılarak ince bir altın tabaka ile kaplanmış (metal).

Astar kaplama : Kontratablalarda körağacın biçim değiştirmesini önlemek amacıyla iki yüzüne yapıştırılan kaplama katı.

Bakır kaplama : Demir vb. madenlerin yüzeyinde bakır katman oluşturma işlemi.

 

Desenli kaplama : Ağacın yıl halkalarının kaplama yüzeyinde güzel görünüşlü çizgiler oluşturmasıyla elde edilen bir kaplama türü.

Frize kaplama : Ağacın yıl halkalarının kaplama yüzeyinde paralel çizgiler hâlinde görülmesiyle elde edilen bir kaplama türü.

Gümüş kaplama : Herhangi bir metalin gümüş ile örtülmüş biçimi.

Koruyucu kaplama : Paslanmaya karşı koruma amacı ile metal yüzeyine uygulanan malzemelerin oluşturduğu kabuk.

Kök kaplama : Ağacın köklerinden elde edilen, güzel desenli bir kaplama türü.

Nikel kaplama : Üzerine nikel kaplanmış metal.

Ur kaplama : Ağacın urlarından elde edilen ve çok kıymetli olan bir kaplama türü.

Yüz kaplama : Genellikle sert ve orta sert ağaçlardan biçilerek veya kesilerek elde edilen, kontratabla veya yonga levhalarının yüzlerine yapıştırılarak kullanılan, güzel desenli bir kaplama türü.

Borda kaplaması : Geminin su kesimi üzerinde kalan levha.

Kaplam : Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul.

Kaplamacı : Altın, gümüş vb. değerli madenlerle kaplama işi yapan kimse.

Kaplamacılık : Kaplamacının yaptığı iş.

Kaplamak : Çepeçevre sarmak, kuşatmak. Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak. Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak. Her yanını örtmek, istila etmek. Doldurmak. Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak. Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek. Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak. Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek. Doldurmak.

Kaplamalı : Bir şeyle kaplanmış.

Kaplamalı mobilya : Yüzeyleri ağaç, plastik vb. levhalarla kaplanmış mobilya.

Yer kaplamak : Önemli bir hacim tutmak.

Yorgan kaplamak : Yorgana çarşaf geçirmek.

Yüreğini kaplamak : Endişe ve üzüntü duymak.

Süsleme : Süslemek işi, bezeme, donama, tezyin. Süsleri yerleştirme biçimi veya sanatı. Sanat eserlerinin yüzeyini süslemek için kullanılan motif, oyma vb.

Koruma : Bankacılık alanında, bir malda veya bir menkulde gelecekte ortaya çıkacak fiyat değişikliklerine karşı korunmak amacıyla vadeli bir sözleşme yapılması. Can güvenliğinin tehlikede olduğu düşünülen bir kimseyi saldırılardan korumak üzere görevlendirilmiş kişi, koruma görevlisi. Korumak işi.

Madde : Bir cismi oluşturan öge, öz. Para, mal vb. ile ilgili şey. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Molekül. Duyularla algılanabilen nesne. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm.

Kalın : Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı. Etli, dolgun. Enli ve gür (kaş). Yoğun, akıcılığı az olan. Pes (ses). Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü. Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık.

Milimetre : Bir metrenin binde biri uzunluğunda bir ölçü birimi, milim.

İnce : Tiz (ses), pes karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı. Ayrıntılı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Hafif, gücü az. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Zayıf.

Ağaç : Bu gibi bitkilerin gövdesinden ve dallarından yapılan. Meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki. Tahta, kereste.

Boyutlu : Boyutu olan.

Kaplama artığı : (coğrafya)

Kaplama bandı : Yan yana eklenecek kaplamaları bir arada tutmaya yarayan, bir tarafına yapıştırıcı sürülmüş, dar uzun kâğıt.

Kaplama bıçağı : Kaplamaları alıştırmada ya da biçimlendirmede kullanılan bıçak.

Kaplama birimi : Teneke yapımında, çelik şerit kaplama işleminin yapıldığı bölüm.

Kaplama çekici : Kaplamayı elle yapıştırmada yararlanılan geniş ağızlı özel çekiç.

Kaplama çözeltisi : Yüzeye kaplanacak metalin bir tuzu ya da asidi kullanılarak hazırlanmış ve işlem sırasında ayrışarak yüzeyi kaplamayı gerçekleştiren çözelti.

Kaplama ekleyici makine : Kenarı düzgün kesilen kaplamaları ek yerinden birbirine yapıştıran makine.

Kaplama noktası : X ilingesel uzayının bir A altkümesi için, her yöresi A ile kesişen öğe, Anlamdaş. yanaşım noktası. X üzerindeki bir süzgeç için, süzgeç içindeki her kümenin kaplamınca içerilen öğe. anl. yanaşım noktası. E bir küme ve S bunun üzerinde bir süzgeç olmak üzere bir f (…)işlevi için, f (S) süzgeç tabanının ürettiği süzgecin kaplama noktası, Anlamdaş. yanaşım noktası.

Kaplama presi : Kaplama yapıştırmada kullanılan büyük yüzeyli sıkma aracı.

Kaplama sacı : Kaplama yapıştırmada kullanılan alüminyum vb. madenlerden yapılan levha.

Diğer dillerde Kaplama anlamı nedir?

İngilizce'de Kaplama ne demek? : adj. plated

n. lining, covering, plating, veneering, facing, skin, overlay, casing, cowl, encrustation, incrustation, overlap, revetment, sheath, sheathing

Fransızca'da Kaplama : revétement [le], placage [le], garniture [la]

Almanca'da Kaplama : n. Bedeckung, Belag, Beschlag, Furnier, Haut, Plattierung, Überwucherung, Verblendung

Rusça'da Kaplama : n. оклеивание (N), затягивание (N), обтягивание (N), плакирование (N), покрытие (N), облицовка (F), обшивка (F), обивка (F), обтяжка (F), обкладка (F), оковка (F), опалубка (F), футеровка (F), выкладка (F), фанера (F), одежда (F)