Kaplamak nedir, Kaplamak ne demek

  • Her yanını örtmek, istila etmek.
  • Doldurmak
  • Bir madeni bir başka madenle kimyasal bir yöntemle örtmek.
  • Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanmış yüzeylere yapıştırmak.
  • Doldurmak.
  • Bir kimsenin veya bir şeyin nitelikleri herkesçe bilinir olmak.
  • Yayılıp doldurmak, etkisinde bırakmak.
  • Bir kabın, bir kılıfın, bir örtünün içine almak.
  • Bir yüzeyi döşemek, başka bir nesne ile örtmek.
  • Çepeçevre sarmak, kuşatmak.

"Kaplamak" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar." - S. F. Abasıyanık
  • "Ünü cihanı kapladı."
  • "Bulutlu düşünceler dimağını kapladığı sırada uzun siyah kirpikleri arasından iki şimşek çaktı." - A. H. Müftüoğlu
  • "İçini sevinç kapladı."
  • "Yorgan kaplamak."
  • "Her tarafı sessizlik kaplamış, ovalar, biten bir günün hüznü içinde susmuştu." - H. S. Tanrıöver
  • "Dudaklarının üstünü kaplayan muntazam kesilmiş sert ve koyu siyah bıyıkları..." - A. Ş. Hisar

Gitar terimi olarak anlamı:

Bir cihazın işlevinin veya veriminin, iç ve dış kaynaklı elektromanyetik alanlar tarafından olumsuz yönde etkilenmemesi için gerekli yerlerinin iletken bir madde ile kaplanması.

Gitarlardaki elektromanyetik alanların birbirini etkileyerek istenmeyen gürültülere neden olmaması için elektronik aksamın ve manyetiklerin bulunduğu oyukların bakır folyo gibi iletken bir maddeyle kaplanması.

 

Diğer sözlük anlamları:

Muhasara etmek, sarmak

Bilimsel terim anlamı:

Kaplama adı verilen ince ağaç levhaları, değişik yöntemlerle hazırlanan tablalara yapıştırma eylemi.

İngilizce'de Kaplamak ne demek? Kaplamak ingilizcesi nedir?:

shielding (genel), shielding (gitar)

Osmanlıca Kaplamak ne demek? Kaplamak Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kaplamak

Kaplamak anlamı, tanımı:

Kaplama : Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat. Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmış olan. Kaplamak işi. Kalınlığı 5 milimetreden az, ince ağaç levha.

Kaplam : Bir kavramın ve o kavramı dile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam, şümul.

Yer kaplamak : Önemli bir hacim tutmak.

Yorgan kaplamak : Yorgana çarşaf geçirmek.

Yüreğini kaplamak : Endişe ve üzüntü duymak.

Örtmek : Kötü bir durumu belli etmemek, gizlemek, saklamak. Kapamak. Kaplamak. Korumak, görünmez duruma getirmek veya gizlemek için üstüne bir şey koymak.

İstila : Yayılma, kaplama, sarma, bürüme. Bir ülkeyi silah gücüyle ele geçirme.

Sarmak : Saldırmak, hücum etmek. Dolayında yer almak. Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak. Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak. Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak. Yumak yapmak. Örtmek. Kucaklamak. Sarılıp tırmanmak. Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek. Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek. Şerit, ip vb. şeyler dolaşmak. Sözle saldırmak, tedirgin etmek. Hoşuna gitmek, zevkini okşamak. Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek. Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek.

 

Kuşatmak : Bele sarılıp bağlanan şeyleri başkasının beline bağlamak. Kaplamak. Çevrelemek, çokça bulunmak. Çevresini sarmak, çevrelemek, çevirmek, abluka etmek, ablukaya almak, ihata etmek, muhasara etmek.

Kılıf : Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap.

Örtü : Örtmek için kullanılan şey, vualet. Yapılarda çatı, dam.

Yayılı : Yayılmış, serilmiş.

Her : Önüne geldiği ismin benzerlerini "teker teker hepsi, birer birer hepsi, birer birer tamamı" anlamıyla kapsayacak biçimde genelleştiren söz.

Etmek : Demek, söylemek. Birini bir şeyden yoksun bırakmak. "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak. Bulmak, erişmek. Bir işi yapmak. Eşit değer kazanmak. Küçük veya büyük abdestini yapmak. Herhangi bir değerde olmak. Kötülükte bulunmak.

Çepeçevre : Bütün yanlarını kuşatan. Bütün yanlarını kuşatacak biçimde, fırdolayı.

Doldurmak : Ateşli silahların içine mermi sürmek. Yaşını, yılını bitirmek. Bildirge, çizelge, fiş vb. basılı kâğıtların boş yerlerini tamamlamak. Ses, koku yayılıp kaplamak. Canlılık kazandırmak. Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek. Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek. Belirli bir süreyi kaplamak, almak. Birini, başkası için kötü düşünecek bir duruma getirmek.

Bırakmak : Sınıf geçirmemek, döndürmek. Engel olmamak. Ölen, ayrılan birinden iş, kişi, nesne vb. şeyler kalmak. Bir işin sorumluluğunu, yükümlülüğünü başkasına vermek, görevlendirmek. Bakılmak, korunmak için vermek. Ayrılmak, terk etmek. Saklamak, artırmak. Özgürlük vermek, hürriyetine kavuşmasını sağlamak. Sahiplik hakkını başkasına vermek. Yapışık olan bir şey yapışıklıktan kurtulmak. Bıyık veya sakal uzatmak. Unutmak. Bir alışkanlıktan veya bir işten vazgeçmek. Yanına almamak, yanında götürmemek. Koymak. Boşamak. Bulunduğu veya dokunduğu yerde bir şey oluşturmak, meydana getirmek. Bulunduğu yeri veya durumu değiştirmemek. Kötü bir durumda terk etmek. Bir işi başka bir zamana ertelemek. Elde bulunan bir şeyi tutmaz olmak. Uğraşmaz olmak, artık uğraşmamak. Sarkıtmak. Bir pazarlıkta, belli bir fiyata vermeyi kabul etmek.

Kaplamak ile ilgili Cümleler

  • Bu halı bütün yeri kaplamak için yeterince büyük.
  • Su, yeryüzünün yaklaşık %70'ini kaplamaktadır.

Diğer dillerde Kaplamak anlamı nedir?

İngilizce'de Kaplamak ne demek? : v. cover, crown, line, face, plate, veneer, bestrew, canopy, carpet, case, clothe, coat, encrust, envelop, fleece, incrust, infest, overgrow, overlap, overspread, overwhelm, revet, sheathe, sheet, shield, smother in, smother with, suffuse, take

Fransızca'da Kaplamak : couvrir, revétir, envahir, envelopper, joncher, napper, plaquer, submerger, tendre

Almanca'da Kaplamak : v. anwandeln, auskleiden, bekleiden, belegen, benebeln, beschießen, bewachsen, beziehen, furnieren, hüllen, plattieren, umkleiden

Rusça'da Kaplamak : v. покрывать, крыть, накрывать, закрывать, задергивать, затягивать, охватывать, водворяться, нахлынуть, захлестывать, облицовывать, обшивать, оклеивать, обивать, подбивать, обтягивать, обкладывать, плакировать, опушать, мостить, заглушать, заметывать, облагать, усеивать, фанеровать, наход