Karışık nedir, Karışık ne demek

Karışık; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.

"Karışık" ile ilgili cümle

  • "Karışık süt."
  • "Tuhaf şey! Hakikaten karışık bir kadın." - P. Safa
  • "Karışık salata."
  • "Bana ne, bu bir yığın ne olduğunu anlamadığım, karışık, dolambaçlı işten!" - N. Cumalı
  • "Ağzından kanla karışık diş parçalarını, onu yumruklayanların suratlarına tükürdü." - Halikarnas Balıkçısı
  • "Serin rüzgârlarını deniz kesti keseli /Tıkıyor göğüsleri kum karışık sam yeli" - F. N. Çamlıbel

Diğer sözlük anlamları:

Mahlût, birbirine karıştırılmış hububat

Bilimsel terim anlamı:

Karşılaşmada tarafların biri kadın öteki erkek olmak üzere ikişer oyuncudan kurulması.

Karşılaşmada tarafların biri kadın öteki erkek olmak üzere ikişer oyuncudan kurulması.

İngilizce'de Karışık ne demek? Karışık ingilizcesi nedir?:

mixed doubles

Fransızca'da Karışık ne demek?:

compliqué, complexe

Karışık tanımı, anlamı:

Karmakarışık : Dağınık, düzensiz, çok karışık. Huzursuz, kararsız, karmaşık.

 

Karış : Parmaklar birbirinden uzak duracak biçimde gergin duran elde, başparmak ile serçe parmağın uçları arasındaki açıklık.

Karışıklık : Karışık olma durumu, teşevvüş.

Bellek karışıklığı : Kelimelerin doğru anlamını hatırlayamamak veya ilk olarak görülen bir şeyi önce gördüğünü sanma duygusuna kapılmak biçiminde beliren bir ruh hastalığı.

Kelime karışıklığı : Söz karışıklığı.

Söz karışıklığı : Bir kelimenin yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu, kelime karışıklığı, parafazi.

Zihin karışıklığı : Düşünme sırasında düşünceler arasındaki bağlantının yok olması, zihin bulanıklığı.

Nitelik : Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite. Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet.

Düzensiz : Düzeni olmayan veya düzeni bozuk, karışık, tertipsiz, intizamsız, gayrimuntazam, aritmik. Sistemsiz.

Dağınık : Geniş bir alana yayılmış olan. Düşüncelerini toparlayamayan. Düzeni bozuk, düzensiz, karışık. Bir arada olmayan, birbiriyle bağlantısız. Hoş görünmeyen, uyumsuz.

İntizamsız : Düzensiz, düzeni olmayan, karışık.

Çalkantı : Çalkanmış şey. Kalbur yardımıyla ayrılan çer çöp. Coşku. Deniz ve gölde dalgalanma. Kargaşa ve bunalımın yol açtığı düzensiz, karışık, sıkıntılı durum.

Kargaşa : Kalabalık, düzensizlik vb.nin yol açtığı karışıklık, kaos. Kışkırtma ve karışıklık yoluyla toplumda ortaya çıkan düzen bozukluğu, anarşi.

 

Gerginlik : Gergin olma durumu.

Ayrı : Yalnız, tek başına. Aynı yerde kalan. Başka, başka türlü.

Saf : Dizi, sıra. Katıksız, arı, katışıksız, halis, has. Grup. Kurnazlığa aklı ermeyen, kolaylıkla aldatılabilen, bön, safdil. İyi niyetli, art niyetsiz.

İçinde : ... ile dolu bir biçimde. Süresince, zarfında. Ortamında.

Dolu : İçki doldurulmuş bardak. Boş vakti olmayan, meşgul. Boş yeri olmayan, her yeri tutulmuş olan. İçinde atılacak mermisi bulunan (top, tüfek vb. ateşli silahlar). Bir duygunun güçlü etkisinde olan. Çok olan (iş, uğraş, olay vb.). Bir yerde sayıca çok. Tornacılıkta delik açılmamış (gereç). İçi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı. Havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.

Karışık akım : Kan akış hızındaki ani değişimler nedeniyle damar içeriğinin birbirine rastgele ve tamamen karışması, çalkantılı akım, türbülanslı akım. Katmanlı akıma göre karışık akımda kanın yapışkanlığı daha fazladır.

Karışık aydınlatma : Aydınlatılacak düzleme (sınırsız düşünülen bir düzlem) ışık akılarının %40 ile %60 arasında bir oranını doğrudan yollayan ışıklıklarla yapılan aydınlatma.

Karışık çarpım :

Karışık çatma : Karşılıklı ağ kenarlarının bir tanesine düğüm diğerine ise bir iplik geçirerek ağ parçalarının birleştirilmesi işlemi.

Karışık devirli ondalık kesir : (matematik)

Karışık donam : Ağda kenar gözelerin yaka ipine veya bir çerçeveye donam iple belli aralıklarla bazı gözelerin bağlanarak bazılarının da bağlanmadan serbestçe donam ipinde bırakılarak yerleştirilmesi.

Karışık eleme kalıntıları : % 27'den fazla ham selüloz ve % 15 den fazla ham kül içermemesi gereken hububat eleme kalıntıları dışında kalan yan ürünler.

Karışık gazlar kanunu : (fizik)

Karışık geçme : Birlikte olan düzgün ve yayınık geçme.

Karışık ışıklı lamba : İçinde, ışınımlarının tayfsal bileşimleri birbirinden çok farklı olan (örneğin akkorışı ve flüorışı gibi), iki ya da daha çok ışık kaynağı bulunan lamba.

Karışık ile ilgili Cümleler

  • Karışıklık nedir?
  • Ali ve Mary karışıklığı toparlıyor.
  • Karışık duygularım vardı.
  • Karışıklığı maruz görün.
  • Hala kafam biraz karışık.
  • Birinin bu karışıklığı toparlaması gerekiyor.
  • Bu karışıklık için sorumlu kişi Mustafa değil.
  • Bir bez al ve bu karışıklığı temizlememe yardım et.
  • Karışıklığı önlemek için taban da etiketlendi.
  • Bu karışıklıkta onun nasıl yaşayabileceğini bilmiyorum.
  • Karışıklığı önlemek için, takımlar farklı renkler giydi.
  • Karışıklık için üzgünüm.
  • Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
  • Hiç de karışık değil.

Diğer dillerde Karışık anlamı nedir?

İngilizce'de Karışık ne demek? : adj. mixed, assorted, complicated, compound, composite, disorganized, confused, adulterated, complex, knotty, knotted, calico, chequered, combined, blended, deep, disconcerted, disordered, hugger mugger, hybrid, inexplicit, inextricable, intricate

adv. disorderly

Fransızca'da Karışık : mixte, composite; confus/e, complexe

Almanca'da Karışık : n. Bastard

adj. abstrus, bunt, gemischt, komplex, kompliziert, konfus, kraus, kunterbunt, struppig, umständlich, undeutlich, unübersichtlich, vermischt, vertrackt, verwickelt, verwirrt, verzwickt, wirr, wüst, zerrauft

Rusça'da Karışık : n. гибрид (M)

adj. смешанный, комплексный, гибридный, разношерстный, запутанный, спутанный, путаный, беспорядочный, безалаберный, сумбурный, смутный, взъерошенный, косматый

adv. бестолково, вперемешку