Keep company with türkçesi Keep company with nedir

  • Flört etmek.
  • Evlilik yaşamı sürmek.
  • Birlikte takılmak.
  • İlişkide olmak.
  • İle arkadaşlık etmek.
  • Çıkmak.
  • Birlikte hareket etmek.
  • Birlikte yaşamak.
  • Uyum sağlamak.

Keep company with ile ilgili cümleler

English: You had better not keep company with him.
Turkish: Onunla flört etmesen iyi olur.

English: I advise you not to keep company with Tom.
Turkish: Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.

Keep company with ingilizcede ne demek, Keep company with nerede nasıl kullanılır?

Keep : Saklamak. Yönelmek. Kale. Kalmak. Bakım. Tutmak. Yerine getirmek. İlerlemek. İşletmek (otel vb). Himaye.

Company : Bölük. Arkadaşlık. İktisat, uluslararası ilişkiler alanlarında kullanılır. Şirket. Eşlik. Şirketi. Belli sayıda oyuncu, tasarımcı, uygulayımcı ve uzmandan kurulu yerleşik ya da gezici tiyatro topluluğu. Tayfa. Arkadaş çevresi. Birlik.

With : -la. Yanına. -e karşın. Li. İle. Beraber. -lı. Birlikte. Nedeniyle. İle ilgili.

Keep company : Arkadaşlık etmek. İle çıkmak. Flört etmek. İle zaman geçirmek. Eşlik etmek. Yarenlik etmek.

Company with limited liability : Limited şirket.

Part company with : Ayrılmak. Arkadaşlığı kesmek. -den ayrılmak. İle ilişkisini kesmek.

In company with : Refakatinde. Birlikte. Eşliğinde. Beraberinde. Maiyetinde. İle beraber. İle birlikte.

 

İngilizce Keep company with Türkçe anlamı, Keep company with eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Keep company with ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Liaises : İlişki kurmak.

Keep company : Yarenlik etmek. Arkadaşlık etmek. Eşlik etmek. İle çıkmak. İle zaman geçirmek.

Hobnobbing : Sıkı fıkı olmak. Beraber vakit geçirmek. Samimi olmak.

Cohabiting : Evlenmeden beraber yaşamak. Birlikte yaşayan. Aynı evi paylaşan. Karı koca hayatı yaşayan. Birlikte yaşama.

Come of : Sebeplenmek. Ortaya çıkmak. -den gelmek.

Consort with : Arkadaşlık etmek. Zamanını ile geçirmek. İle sosyalleşmek. İle vakit geçirmek. Düşüp kalkmak. İle takılmak.

Come about : Volta etmek. Doğmak. Meydana gelmek. Olmak. (gemi) dönmek veya yön değiştirmek. Olay (bir yerde) geçmek.

Accord : Vermek. Bağdaşmak. Uymak. Ahenk vermek. Mutabakat. Uzlaştırmak. Akort. Uyuşturmak. Uzlaşmak.

Dating : Tanışma. Eski bir tarihten geliyor olmak. Zamanını belirlemek. Tarih koyma. Buluşma. Çıkmak (argo terim). Yaşlandırma. Tarih atma. Flört etme.

Keep company with synonyms : act in concert, broken through, ascend, act in unison, ascends, ascended, acclimatize, philander, be mixed up with, climbs, adapt, hobnob, liaising, flirted, take joint actions, assort with, adapts, accommodate oneself, accommodates, acclimatizes, acclimatizing, date, bat the eyes, chat up, liaised, go together, hobnobbed, shack up with, accord with, go with, hang together, flirt with, accommodate.