Kiraz nedir, Kiraz ne demek

Kiraz; bir bitki bilimi terimidir. Dil bilgisi yönünden Türkçe'de özel olarak kullanılır. kökeni rumca dilinden gelmektedir.

"Kiraz" ile ilgili cümleler

  • "Tabaktan ikişer kiraz daha alıyoruz." - Y. Z. Ortaç

Biyoloji'deki anlamı:

Gülgüler (Rosaceae) familyasından, yenen etli meyveli, yapraklarını döken bir tür.

Kiraz isminin anlamı, Kiraz ne demek:

Kız ismi olarak; Gülgillerden bir meyve ağacı ve bu ağacın etli, sulu, tek çekirdekli, kırmızı renkli meyvesi.

İngilizce'de Kiraz ne demek? Kiraz ingilizcesi nedir?:

cherry

Osmanlıca Kiraz ne demek? Kiraz Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kiraz

Kiraz hakkında bilgiler

Kiraz (Prunus avium), gülgiller (Rosaceae) familyasından Giresun, Güney Kafkasya, Hazar Denizi ve Kuzeydoğu Anadolu'da doğal olarak bulunan meyve ağacı.

Türkiye'nin çok farklı fiziki koşulları nedeniyle, bölgeler arasında kirazın olgunlaşması bakımından 1.5 aya varan farklılıklar görülebilmektedir. Modern tarım yöntemlerinin kullanılmaya başlanmasıyla birlikte kirazda verim ve kalite de artmaktadır. Türkiye'de en kaliteli kirazlar Torosların kuzey yamaçlarında,Göksu Nehrinin kaynağında yer alan Korualan Kasabasında, Mernek Köyüne bağlı Çile dağının eteklerinde İbrim Sarıoluk Mevkiinde Mernek Yaylasında ve Afyon'un Çay ilçesinin Eber Kasabasında ve Giresun'da da yetişir. Kiraz yetiştiriciliği ve üretimi olarak Afyonkarahisar ili Sultandağı ve Çay ilçeleri Konya Ereğli yöreside çok meşhurdur. Bu kaliteli kirazın yetişme sebebi ise Sultandağları ve Akşehir ve Eber göllerin Özel iklim koşulları oluşturmasıdır. Tescilli ve marka değerli bir üretim yapısı oluşturulmakta ve Dış ticarette önemli bir pay olan İhracat yapılmaktadır.

 

Meyvesi taze olarak yenir. Hoşaf, reçel ve konservesi yapılır. Kiraz kabuğu kabız ve ateş düşürücü, çiçekleri göğüs yumuşatıcı, yaprakları ise müshil olarak kullanılmaktadır. Ayrıca Giresun ilinde 'kiraz kavurma' adıyla yemeği yapılmaktadır.

Yunan mitolojisinde karşılığı doğum ve yenilenme, Çin'de ise ölümsüzlüktür. Giresun ili ismini kiraz meyvesinden almıştır. Kerasus kiraz meyvesinin Roma dönemindeki adıdır. (Kerasus-Gerasus-Geresun-Giresun)

Kiraz ile ilgili Cümleler

  • Kiraz ağaçları çiçek açmaya hazırlanıyor.
  • Jale bir kiraz ağacını devirdi.
  • Kiraz çiçekleri çok güzeldir.
  • Şu anda, bizim yaban mersini, böğürtlen, kiraz, çilek, şeftali ve nektarinimiz var.
  • Evimin arka tarafında eskiden bir kiraz ağacı vardı.
  • Kiraz ağaçlarının altında ölü bedenler var.
  • Kiraz ağacı Nisandadır.
  • O bir kiraz ağacını kesti.
  • Kiraz ağacı bu yıl normalden daha erken çiçek açtı.
  • Yolun iki tarafında da kiraz ağaçları var.
  • Eskiden bahçede büyük bir kiraz ağacı vardı.
  • Nehir boyunca kiraz çiçeklerini görmeye gittik.
  • Kiraz ağaçları tamamen çiçeklenmişler.
  • Kiraz ağaçları çiçeklenmişti.
 

Kiraz kısaca anlamı, tanımı:

İklim : Yeryüzünün herhangi bir yerinde hava olaylarına bağlı olarak gerçekleşen etkilerin uzun yılların ortalamasına dayanan durumu, abuhava. Ülke, diyar.

Meyve : Ürün, sonuç, kâr. Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş.

İlçe : Yönetim bakımından yurt bölümlemesinde ilden sonra gelen bölüm, kaymakamlık, kaza.

Kiraz dudaklı : Dudağı kırmızı, kalın ve kısa olan kimse.

Kiraz domates : Lezzetli, misket büyüklüğünde küçük domates, misket domates.

Kiraz elması : Kırmızı, küçük ve sert bir tür elma.

Kiraz reçeli : Kirazın şeker ile kaynatılması sonucu elde edilen reçel.

Kiraz zamkı : Kiraz, badem, erik, kayısı, şeftali vb. ağaçların gövde ve dallarında meydana gelen zamk.

Ekşi kiraz : Vişne.

Kokulu kiraz : İdris ağacı.

Yabani kiraz : Ana vatanı Türkiye olan bir tür kiraz (Cerasus microcarpa).

Hint kirazı : Sumak familyasından, sıcak ülkelerde yetişen, zeytin büyüklüğünde, yenilebilen meyvesi olan büyük bir ağaç, mango (Mangifera domestica).

Kuş kirazı : Gülgillerden, yaprak açmadan önce beyaz çiçek veren, kaplamacılıkta kullanılan yabani ağaç, ılgıncar, gelinfeneri (Cerasus padus). Bu ağacın reçel ve likör yapılmış olan meyvesi.

Kira : Bu biçimde tutulan bir şey için karşılık olarak ödenen para. Bu biçimde tutulan taşınmaz. Bir konutun, bir mülkün veya taşıt gibi herhangi bir şeyin belli bir bedel karşılığında, bir süre için sahibi tarafından başkasına verilmesi, icar.

Kirazlık : Kiraz ağaçları çok olan yer, kiraz bahçesi.

Al kiraz üstüne kar yağmış : Düşünülmeyen, beklenilmeyen şeylerin de olabileceğini anlatan bir söz.

Armudun önü kirazın sonu : "armut ilk çıktığında, kiraz da biteceği zaman yenilmeli" anlamında kullanılan bir söz.

Ilıman : Sıcaklığı çok yüksek veya çok düşük olmayan (yer, iklim), mutedil.

Kırmızı : Bu renkte olan. Al, kızıl renk.

Beyaz : Beyaz ırktan olan kimse. Ak, kara, siyah karşıtı. Baskıda normal karalıkta görünen harf türü. Bu renkte olan. Beyaz zehir.

Renk : Çeşitlilik. Cisimler tarafından yansılanan ışığın gözde oluşturduğu duyum. Nitelik.

Etli : Yenecek kısmı çok olan (meyve). Dolgun, kalın. İçinde et bulunan. Eti çok olan.

Çekirdekli : Çekirdeği olan, içinde çekirdeği bulunan.

İzmir : Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.

Familya : Birçok ortak özelliği sebebiyle bir araya getirilen cinslerin topluluğu, fasile. Karı, eş. Aile.

Bağlı : Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. Sınırlanmış, sınırlı. Bir bağ ile tutturulmuş olan. Bir kimseye, bir düşünceye, bir hatıraya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sadık, tutkun. Kapatılmış olan, kapalı. Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. Halk inanışına göre, büyü etkisiyle cinsel güçten yoksun edilmiş (erkek).

Biri : Bilinmeyen bir kimse. Bir tanesi.

Kiraz ağacı : (botanik)

Kiraz ayı : Haziran ayı.

Kiraz barbus : Seylân orijinli, çok hareketli, boyları 5 cm olabilen, dişileri çikolata kahverenkli ve erkekleri koyu kiraz renginde olan bir akvaryum balığı, altın barbus, altın tekir.

Kiraz gözkurdu : Kirazlarda çiçek tomurcuklarını yiyerek meyve verimine engel olan kınkanatlı böcek kurtçuğu.

Kiraz güvesi : Kiraz, kayısı, şeftali gibi ağaçlarda, çiçek ve oluşum çağındaki meyveleri kemirerek büyüyen küçük pulkanatlı.

Kiraz kuşu : Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, kiraz kuşugiller (Emberizidae) familyasından, 16.5 cm kadar uzunlukta, bol ağaçlı, etrafı çalılı tarlalarda, bahçelerde, yol boylarındaki ağaçlarda yaşayan, erkeğinin ve dişisinin görünümü farklı olan bir tür. Ortolan. (zooloji) (Emberiza melanocephala) Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının yelvegiller (Emberizidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 17 cm. Sırtı pas kırmızısı, karnı sarı, başı kara olur. Avrupa ve ön Asyada tepe ve ormanlarda yaşar.

Kiraz kuşugiller : Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımından, gagaları küçük ve koni biçiminde, kuyrukları düz ve içeri girintili, böcek, tane vb. ile beslenen, bazı türleri göçücü olan bir familya. Akbaş kiraz kuşu (Emberiza leucocephala), sarı kiraz kuşu (E.citrinella), çit kiraz kuşu (E.circlus), kaya kiraz kuşu (E.cia) iyi bilinen türlerdir. Yelvegiller.

Kiraz sineği : Kiraz meyvelerini kurtlandırarak onların değerini düşüren ve ağız tadıyle yenmesini önleyen süslü sinek. Eklem bacaklı hayvanlardan, böcekler (Insecta) sınıfının, iki kanatlılar (Diptera) takımından, larvalarını kiraz içine bırakan bir tür. (zooloji) (Rhagoletis cerasi) Eklembacaklı hayvanlardan böcekler (İnsecta) sınıfının ikikanatlılar (Diptera) takımından bir tür. Küçük ve güzel bir sinektir. Lârvalarını kiraz içine bırakır.

Kiraz sülüğü : Kurtçuk çağında, kiraz, armut, elma, ayva, erik, kayısı yeşil dokularıyle beslenerek yaprak dökülmelerine yol açan, küçük, esmer zarkanatlı.

Kiraz yaprak böceği : İlkbaharda oburca kiraz, vişne, armut, kavak, fındık, pamuk ve üzüm yaprağı yiyerek sürgünleri kurutan, bir santimetre boyunda kınkanatlı böcek. (Yurdumuzda yaygındır.)

Diğer dillerde Kiraz anlamı nedir?

İngilizce'de Kiraz ne demek? : [Kiraz] n. cherry

Fransızca'da Kiraz : cerise [la]

Almanca'da Kiraz : n. Kirsche, Süßkirsche

Rusça'da Kiraz : n. черешня (F)