Kitap nedir, Kitap ne demek

Kitap; kökeni arapça dilinden gelmektedir.

"Kitap" ile ilgili cümleler

  • "Acaba bir edebiyat kitabında hazır bir tarif bulamaz mıyız?" - F. R. Atay
  • "Ama ben, bir kitap üzerine bir fikir edinmek istedim mi o kitabı kendim okurum." - N. Ataç

Yerel Türkçe anlamı:

(İlahi) Kitap

Bilimsel terim anlamı:

Yazılmış ya da basılmış yaprakların bir araya getirilmesinden oluşan, 49 sayfadan az olmayan ve bir konuyu belirli bir düzen içinde sunan yapıt.

İngilizce'de Kitap ne demek? Kitap ingilizcesi nedir?:

book

Kitap hakkında bilgiler

Kitap, bir kenarından birleştirilerek dışına kapak takılmış yani ciltlenmiş, (kâğıt, parşömen vb. malzemeden üretilmiş) üzeri baskılı sayfaların toplamıdır.

Bir "yapıta" ya da yapıtın bir bölümüne de kitap dendiği olur. Elektronik ortamda yayınlanan kitaplara ise e-kitap yani elektronik kitap denir. Kütüphanecilik 'te, dergi, bülten ya da gazete gibi süreli yayınlardan ayırt etmek için monograf olarak da adlandırılır.

Eskiden kağıt yerine kil tablet,palmiye yaprağı gibi şeyler kullanılmış.Böylece kitabın yaprakları da bunlardan olmuş.Ama bunlardan hiçbiri bugün kullandığımız kağıt kadar dayanıklı olmamıştır.

 

Kitap sözcüğü Arapça bir sözcüktür.Aslı ketebe (yazmak) 'tan kitab (yazılı olan, yazılan)' dır.Türkçesi ise bitig diğer yazılışlarıyla bitik ya da betiktir. Kaşgarlı Mahmudun Bağdatta 1072 - 1074 yılları arasında yazdığı Türkçe Arapça sözlük olan Divânu Lügati't-Türk adlı yapıtında kitap sözcüğünün karşılığı Türkçe bitig olarak geçmektedir. Göktürklerden kalan Orhun Yazıtlarında da kitap sözcüğü bitig olarak geçer.

Kitap ile ilgili Cümleler

  • Bu kitaplar çalındıysa o zaman onları bana verme.
  • Kitap bölümünden ben sorumluyum.
  • Kitap alıyorum.
  • Kitap beyaz.
  • Kitap burada.
  • O, kitapları nereden satın alıyor?
  • Kitap beyazdır.
  • Kütüphane kitaplarını bu odada bırakma.
  • Kitap alacağım.
  • Kızlar kitaplarını okuyorlar.
  • Kitap 4 dolardır.
  • Bugün bir kitap satın aldım.
  • O aradığında bir süredir kitap okuyordum.
  • Bu kitapları neden saklıyorsun?

Kitap kısaca anlamı, tanımı:

Yaprak : Kitap, defter vb. şeylerde ön ve arka yüzü oluşturan kâğıtlardan her biri, varak. Börek, baklava vb. şeylerde yufka. Kat kat ayrılabilen şeylerde kat. Birkaç parça eklenerek yapılmış olan şeylerde her parça. Eni 50, boyu 75 santimetre olan bayrak ölçüsü. Bitkilerde solunum, karbon özümlenmesi, terleme vb. olayların oluştuğu, çoğu klorofilli, yeşil ve türlü biçimdeki bölümler. Sarma yapılmış olan asma yaprağı.

Kitap devirmek : Bir veya birden çok kitabı başından sonuna kadar okuyup bitirmek.

Kitaba el basmak : Kutsal kitap üzerine elini koyarak ant içmek.

Kitaba uydurmak : Yasal olmayan bir işi hile, düzen vb. ile kanuna uygun gibi göstermek.

 

Kitabı kapamak : Herhangi bir konu ile ilgiyi kesmek.

Kitabında yer almamak : Aklına ve mantığına aykırı düşmek.

Kitapta yeri olmak : Din veya yasa kitaplarında bulunmak, konusu geçmek.

Kitap açacağı : Sayfalarının bir veya iki kenarı katlı olan kitapları açmak amacıyla kullanılan, tahta, fil dişi, gümüş vb. maddelerden yapılmış olan araç.

Kitap cebi : Kitabın arka kapağına konulan, içinde kitapla ilgili künye ve kitabı ödünç alan okuyucu bilgilerinin bulunduğu karton bölme.

Kitap dolabı : Ön yüzü açık, yatay ve dikey bölümleri olan bazı türlerinde çekmece de bulunan, kitap koymaya yarayan mobilya.

Kitap düşkünü : Hastalık derecesine varan kitap sevgisi olan kimse, bibliyoman.

Kitap ehli : İslama göre Yahudi veya Hristiyan olan (kimse), ehlikitap.

Kitabevi : Kitap satılan yer.

Kitap fuarı : Çeşitli kurum ve yayınevlerinin katıldığı, değişik etkinliklerin düzenlendiği ve satışların yapıldığı büyük sergi yeri.

Kitap kurdu : Kitapları yiyerek zarar veren bir böcek. Çok kitap okuyan, toplayan ve kitaplarla uğraşan kimse.

Kitap sarayı : Halkın yararlanması için kurulmuş büyük kitaplık. Kitap satılan büyük yer.

Kitapsever : Öz ve biçim yönünden iyi nitelikli kitapları seçen, kitaba tutkuyla bağlı (kimse), bibliyofil.

Ana kitap : Bir bilim alanında yazılmış temel kitap.

Beyaz kitap : Bir sorunu aydınlatmak ve savunmak için bir kurum veya hükûmetçe yayımlanan kitap.

Ehlikitap : Kitap ehli.

Hesap kitap : Hesap yaparak, düşünüp taşındıktan sonra.

Kara kaplı kitap : Çıkar sağlamak için yasa dışı işlerin yapılmasında yol gösteren yöntemler bütünü. Kadıların hüküm vermek için baktıkları kitap.

Yardımcı kitap : Eğitimde esas dersleri konuları bakımından açıklayan kitap.

Yasak kitap : Satışı ve dağıtımı yasaklanmış olan kitap.

Adres kitabı : Genellikle belli bir iş veya meslekte olanların iş ve ev adreslerini toplu olarak gösteren kitap.

Baş ucu kitabı : Sık sık yararlanılan, ana bilgileri veren, değerini yitirmeyen eser.

Boyama kitabı : Küçükleri eğitici nitelikte içinde boyanacak resimler bulunan kitap.

Cep kitabı : Cepte taşınacak, cebe girecek biçimde küçük kitap.

El kitabı : Herkesin kolaylıkla yararlanması için herhangi bir konuda, pratik amaçlarla hazırlanan kitap, manuel.

Okuma kitabı : Okuma becerisini kazandırmak amacıyla hazırlanan ve içinde değişik metinler bulunan kitap.

Şiir kitabı : İçeriği şiirlerle düzenlenmiş kitap.

Kitap düşkünlüğü : Kitap düşkünü olma durumu, bibliyomani.

Kitapça : Kitabın yazdığına göre.

Kitapçı : Kitap satan kimse. Kitap bastırıp satan kimse.

Kitaplık : Kitap olabilecek kadar. Belli bir sayıda kitabı olan. Kitap yapmaya elverişli. Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane, bibliyotek. Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda. Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane.

Kitaplık bilimci : Kitaplıklarda işlerin yürütülmesini sağlayan, kitaplık bilimi öğrenimi görmüş kimse, kütüphaneci.

Kitaplık bilimi : Kitap sayısını çoğaltmanın, kataloglayıp sınıflandırmanın ve okuyucuları kitaptan yararlandırmanın yollarını, kurallarını belirten bilim dalı, kütüphanecilik.

Kitapseverlik : Kitapsever olma durumu.

Kitapsız : Zalim, insafsız. Kitabı olmayan. Dört kutsal kitaptan (Kur'an, İncil, Zebur, Tevrat) hiçbirine inanmayan, dinsiz.

Kitapsızlık : Kitapsız olma durumu.

Hesap etmek kitap etmek : Bütün ayrıntılarıyla düşünmek.

Hesap kitap yapmak : Ayrıntılarıyla hesap edip düşünmek.

Hesapsız kitapsız : Sorumsuz, ölçüsüz bir biçimde. Deftere geçirmeden veya belgeye bağlamadan.

Ciltli : Ciltlenmiş olan.

Ciltsiz : Ciltlenmemiş olan.

Getiri : Yarar. Faiz. Kazanç.

Basılı : Basılarak yerleştirilmiş. Basımevinde basılmış (kâğıt, kitap vb.), matbu.

Yazılı : Yazılmış olan, muharrer, sözlü karşıtı. Yazılı sınav. Üzerinde yazı bulunan, yazısı olan. Geçerli olan, nominal.

Eser : Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt. Soyut kavramlarda belirti. Yayın, kitap, yapıt. İz, işaret, im.

Kutsal : Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan. Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut. Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

Kenar : Merkezden uzak olan, kuytu, ıssız, sapa, tenha yer. Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka. Bir biçimi sınırlayan çizgilerden her biri. Bir şeyi çevreleyen çizgi. Yan. Pervaz, çizgi, antika, baskı vb. çevre süsleri.

Herhangi : Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele.

Bir : Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Tek. Eş, aynı, bir boyda. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Sayıların ilki. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Bu sayı kadar olan. Bir kez. Ancak, yalnız. Beraber. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Sadece. Aynı, benzer.

Kitap : Kutsal kitap. Herhangi bir konuda yazılmış eser. Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü.

Kitap adı fişi : Kitap adına göre düzenlenen fiş.

Kitap akciğeri : (biyoloji) Akreplerde ve örümceklerde ince yarıklar aracıyla dışarısı ile bağlı olan ve hava ile solunuma yarayan akciğer ve trakea arasında bulunan özel bir solunum organı.

Kitap arabası : Kitaplıkta kitapları taşımakta kullanılan 2-3 raflı, lastik tekerlekli küçük el arabası.

Kitap bilgisi : Her türlü kitapların konuları, yazarları, baskıları, hangi kitap yurtlarında bulundukları gibi noktalar üzerine geniş bilgi (KİTAP BİLİR, Bibliographe).

Kitap biti : Un değirmenleri, ekin ürünleri ve eski kitaplardan başka, böcek koleksiyonlarına da üşüşerek oldukça önemli zararlara yol açan iri başlı böcek.

Kitap damgası : Kitabın ait olduğu kitaplığı belirten ve içkapaktan başka, kitaplıkça uygun görülen kimi sayfalara basılan lastik, pirinç ya da soğuk damga.

Kitap değerlendirimi : Okurun seçimini daha rahat yapabilmesi amacıyla kitapları sanat, bilim ya da okurun yaşı yönünden tanıtma.

Kitap delisi : Kitap toplama tutkusu aşırıya varmış kişi. Sırf elinde bulunsun diye kitap toplıyan kimse.

Kitap desteği : Kitapların raflarda birbiri üzerine yığılmalarını önlemek için kullanılan destek. Özellikle not alırken yararlı olan ve kitabın masa üzerinde belirli bir açıda bulunmasını sağlayan destek.

Kitap etiketi : Genellikle kitabın cilt önkapağı içine yapıştırılan ve kitap sahibinin adını, kimi zaman da bu ada ek olarak kitabın kitaplıktaki yer numarasını taşıyan etiket.

Diğer dillerde Kitap anlamı nedir?

İngilizce'de Kitap ne demek? : n. book, writing

Fransızca'da Kitap : livre [le]

Almanca'da Kitap : n. Buch

adj. Buch-

Rusça'da Kitap : n. книга (F), книжка (F), Писание (N), курс (M)

adj. книжный