Kitaplık nedir, Kitaplık ne demek

  • Kitapların yerleştirildiği raflardan oluşan mobilya, kütüphane.
  • Kitap yapmaya elverişli
  • Evlerde ve iş yerlerinde içinde kitapların bulunduğu oda.
  • Kitap olabilecek kadar.
  • Belli bir sayıda kitabı olan.
  • Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak ilgilenen okurlara sunan kuruluş, kütüphane, bibliyotek.

"Kitaplık" ile ilgili cümleler

  • "Otuz bin kitaplık kütüphane."
  • "Bu, kitaplık kâğıt değil."
  • "Ben bunu kitaplıkta saklayarak günaha giriyorum." - S. Birsel
  • "İki kitaplık yazı."
  • "Kızını doktorun muayene odasına açılan kitaplığa gönderdi." - H. E. Adıvar

Bilişim alanındaki terim anlamı:

[Bakınız: yordamlık]

Edebi terim anlamı:

İçinde, istenildiği zaman okunmak üzere, sınıflandırılmış, türlü konulara değgin birçok kitap bulunan yer.

Bilimsel terim anlamı:

Kuruluş amaç ve görevine uygun kitap, film, plak ve benzeri gibi her türlü düşünce ve sanat ürününü toplayan, düzenleyen ve genel olarak karşılık gözetmeden ve ayrım yapmadan okurların yararına sunan kurum.

İngilizce'de Kitaplık ne demek? Kitaplık ingilizcesi nedir?:

library

Osmanlıca Kitaplık ne demek? Kitaplık Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

kütüphane

Kitaplık hakkında bilgiler

Kitaplık, genellikle yatay rafları bulunan kitap saklamak için kullanılan mobilyadır. Kitap, dergi, Cd, film, plak gibi her türlü basılı malzameyi düzenli bir şekilde saklar. Raflar sabit olacağı gibi farklı yüksekliklerde de ayarlanabilir. Kitaplar raflarda genellikle dikey durumda saklanır. Kapaklı kitaplıklar kitapların ortamdaki havadan etkilenmesini aza indirir. Özellikle değerli kitaplar kapakların kilitlenmesi ile saklanır.

 

Kitaplık ile ilgili Cümleler

  • O, bir kitaplık yapabilmesi için biraz kereste satın alıyor.
  • Kitaplık gömmedir.
  • Ali bir kitaplık yaptı
  • O ona bir kitaplık yaptı.
  • Kitaplık o kadar karışmış ki;aradığım kitabı bulamıyorum.
  • John bir kitaplık yaptı.
  • Kitaplıkta sadece kitaplar var.
  • Kitaplıkta İngilizce-Japonca bir sözlük var mı?
  • Bunlar güzel kitaplıklar.

Kitaplık anlamı, kısaca tanımı:

Kitap : Ciltli ve ciltsiz olarak bir araya getirilmiş, basılı veya yazılı kâğıt yaprakların bütünü. Herhangi bir konuda yazılmış eser. Kutsal kitap.

Mobilya : Oturulan, yemek yenilen, çalışılan, yatılan yerlerin döşenmesine yarayan taşınabilir eşyaya verilen genel ad, möble.

Film : Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilir şerit. Bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü. Sinemalarda gösterilen eser. Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini engelleyen bir tür ince yaprak.

Plak : Metal nesne, plaka. Sesleri kaydetmek ve kaydedilen sesleri yeniden pikap veya gramofonda dinlemek amacıyla hazırlanan plastik daire biçiminde yaprak.

Türlü : Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif. Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek.

 

Genel : Yetkisi ve sorumluluğu çok olan. Bir genelleme sonucunda elde edilen. Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan. Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne). Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi.

Kitaplık bilimi : Kitap sayısını çoğaltmanın, kataloglayıp sınıflandırmanın ve okuyucuları kitaptan yararlandırmanın yollarını, kurallarını belirten bilim dalı, kütüphanecilik.

Kitaplık bilimci : Kitaplıklarda işlerin yürütülmesini sağlayan, kitaplık bilimi öğrenimi görmüş kimse, kütüphaneci.

Kütüphane : Kitaplık. Kitap satılan dükkân, kitabevi.

Kuruluş : Kurulma işi. Kasılma. Topluma hizmet, üretim, tüketim vb. amaç ve görevlerle kurulan her şey, tesis. Yapı, yapılış, bünye. Bir sefer kuvvetini oluşturan birliklerin yapısı.

Amaç : Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev, misyon. Hedef. Ulaşmak istenilen sonuç, maksat. Gaye.

Görev : Bir değerin başka değerlerle olan ilişkisi. Bir organ veya hücrenin yaptığı iş. Bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı iş, misyon. Bir cümlede bir dil biriminin öbür birimlerle ilişkisi aracılığıyla yerine getirdiği iş. İşlev. Resmî iş, vazife. Bir nesne veya bir kimsenin yaptığı iş.

Uygun : Elverişli, yarar, müsait, muvafık. Orantılı, oranlı. Yakışır, yaraşır, mutabık, mütenasip.

Düşünce : Niyet, tasarı. Uzay ve zamanın ötesinde, öznenin dışında, kendiliğinden var olan, duyularla değil, yalnızca ruhen algılanabilen asıl gerçeklik, mütalaa, fikir, ide, idea. İlke, yönetici sav. Dış dünyanın insan zihnine yansıması. Tasa, kaygı, sıkıntı.

Sanat : Zanaat. Bir duygu, tasarı, güzellik vb.nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. Belli bir uygarlığın veya topluluğun anlayış ve zevk ölçülerine uygun olarak yaratılmış anlatım. Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü. Bir şey yapmada gösterilen ustalık.

Yatay : Durgun bir su yüzeyine veya zemine paralel, düşey doğrultusuna dikey olan, ufki.

Elverişli : İşe yarayan, ergonomik. Uygun, müsait.

Kadar : Miktarda, derecede. Büyüklüğünde, genişliğinde. Süre belirten bir söz. Denli. Bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten söz. Gibi. Ölçüsünde, derecesinde. Dek.

Belli : Gizli olmayan, ortada olan, anlaşılan, bedihi, zahir, aşikâr. Beli olan. Bilinmedik bir yanı olmayan, malum. Belirli, muayyen.

Bir : Bu sayı kadar olan. Ortaklaşa olan, birleşik, müşterek. Değer, önem bakımlarından birbirinden farksız, birbirine eşit, birbirine benzer. Ancak, yalnız. Sayıların ilki. Aynı, benzer. Tek. Eş, aynı, bir boyda. Bir kez. Bu sayıyı gösteren 1 ve I rakamlarının adı. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı). Sadece. Beraber.

Kitabı : Kitaba bağlı kalan, özgür düşünemeyen (kimse). Kitaba uygun. Kuru, sıkıcı (anlatım). Kitapla ilgili. Düzgün, dil bilgisi kurallarına uygun (anlatım).

Kitaplık cildi : Kitapların uzun süre kullanılmalarını sağlamak amacıyla yapılan çok sağlam cilt.

Kitaplık gemi : Karadan ulaşım olanakları güç olan kıyı ya da ada halkına kitaplık hizmeti yapan küçük gemi. (Norveç, İsveç ve Danimarka'da kullanılır.)

Kitaplık gereci : Kitaplığın amacına, okuyucunun gereksinmesine uygun olarak dermede yer alan, kitap, kitapça, süreli yayın, film, plak, band, resim, harita vb. gibi gereçlerin tümü.

Kitaplık görevlisi : Kitaplıkbilim öğrenimi görmemiş olan ve bir kitaplıkta bilimsel işler dışında kalan işleri yürüten kişi.

Kitaplık görevlisi öğretmen : Kitaplıkbilimcisi olmadığı halde dersleri yanında kitaplık işini de yürüten öğretmen.

Kitaplık halkbilimcisi : Alan araştırması yapmadan, yalnız halkbilimsel yayınlara dayanarak çalışmalar yapan bilim adamı. bk. halkbilim alan araştırması, halkbilim.

Kitaplık indirimi : Kitaplık için satın alınan kitaplara uygulanan indirim.

Kitaplık tren : Gezici kitaplık görevi yapan tren.

Kitaplıkbilim uzmanı : Kitaplıkbilim eğitimi gördükten sonra, kitaplıkbiliminin herhangi bir dalında uzmanlaşmış kişi.

Kitaplıkbilimci : Kitaplıklarda her türlü işin yürütülmesini sağlayan, kitaplıkbilim öğrenimi görmüş kişi.

Diğer dillerde Kitaplık anlamı nedir?

İngilizce'de Kitaplık ne demek? : n. library, bookshelf, bookcase

Fransızca'da Kitaplık : bibliothèque [la]

Almanca'da Kitaplık : n. Bibliothek, Bücherei, Bücherschrank

Rusça'da Kitaplık : n. библиотека (F)

adj. библиотечный