Klasik faiz kuramı nedir, Klasik faiz kuramı ne demek

Klasik faiz kuramı; İktisat alanında kullanılan bir terimdir.

İktisat terim anlamı:

Faizi bugünkü tüketimden vazgeçmenin bedeli olarak gören ve reel faiz oranının ödünç verilebilir fon sunumu (tasarruf) ile istemi (yatırım) tarafından belirlendiğini ileri süren faiz kuramı.

Klasik faiz kuramı anlamı, kısaca tanımı

Faiz : İşletmek için bir yere ödünç verilen paraya karşılık alınan kâr, getiri, ürem, nema. Kapitalist ekonomide, artık değerin değişikliğe uğramış biçimi olarak paranın fiyatı, kiralanan paranın kira bedeli

Klas : Sınıf. Üstün nitelikli, üstün yetenekli.

Klasik : Üzerinden çok zaman geçtiği hâlde değerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen eser. Eski Yunan ve Roma çağı dili ve sanatı ile ilgili olan. Sanatta kuralcı. Kökleşik. Alışılmış. XVII. yüzyıl Fransız dili, sanatı ve yazarları ile ilgili olan. Eski Yunan, Roma ve XVII. yüzyıl Fransız sanatıyla ilgili sanatçı veya eser.

Kura : İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme. Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme.

 

Kuram : Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi. Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori. Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü.

Ödünç verilebilir fon sunumu : Bir ekonomide, belli bir dönemde, farklı faiz oranlarından verilmek istenen ödünç fon miktarı.

Reel faiz oranı : Cari faiz oranının enflasyondan arındırılmasıyla hesaplanan faiz oranı.

Faiz oranı : Kredi işlemlerinin kısa, orta ve uzun vadeli olmasına, kredi tiplerine ve sermaye piyasası, para piyasası vb. piyasa biçimlerine bağlı farklılıklardan oluşan ve para sahibinin üretimden aldığı pay oranı, faiz haddi.

Vazgeçme : Vazgeçmek durumu.

Tasarruf : Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım. Tutum. Para biriktirme, artırım.

Bugünkü : Bugüne özgü, bugün olan, bugün yapılan.

Tüketim : Tüketme işi. Üretilen veya yapılmış olan şeylerin kullanılıp harcanması, yoğaltım, istihlak, üretim karşıtı.

Yatırım : Yatırma işi. Bir çıkar veya kazanç sağlamak için yapılmış olan davranış. Millî ekonominin veya bir ticaret kuruluşunun üretim ve hizmet gücünü artırıcı nitelikte olan aktif değerlerine yapılmış olan yeni eklemeler, envestisman. Parayı, gelir getirici, taşınır veya taşınmaz bir mala yatırma, mevduat, plasman.

İstemi : Büyük bakır güğüm. Testi.

Yatırı : Yıkılmış, kesilmiş, kuru kütük. Eğimli.

Bedel : Değer, fiyat, kıymet. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para. Bir ücret karşılığında çalışan kimse. Eşit, denk. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse.

 

Tasar : Bir iş, bir düşünce sırasını, düzeyini gösteren resim, yazı, plan.

Gören : Ağaçlardan elde edilen bir çeşit zamk. Kızılcık.

Sunum : Sunma işi. Bir bildirinin çeşitli yollarla dinleyenlere aktarılması. Lokma, parça.

Yatır : Doğaüstü gücü bulunduğuna ve insanlara yardım ettiğine inanılan kimsenin mezarı.

Diğer dillerde Klasik faiz kuramı anlamı nedir?

İngilizce'de Klasik faiz kuramı ne demek ? : classical theory of interest