Ko transmitter nedir, Ko transmitter ne demek

Ko transmitter; Veteriner alanında kullanılan bir sözcüktür.

Veterinerlikte sözlük anlamı:

Belirli organ ve yapılarda sinir uçlarında nöromedyatörlerle birlikte salgılanan ve nöromedyatörlerin sinaps ve kavşak düzeyindeki etkilerini değiştiren, sinir uçlarında daha büyük granüller içinde depolanan maddeler.

Ko transmitter tanımı, anlamı

Ko : Köy. Bırak, koy

Trans : Medyumların ruhla ilişki kurdukları zaman girdikleri özel hipnoz durumu. Kendinden geçme, içinde bulunduğu ortamdan başka bir dünyaya veya havaya geçme.

Birlikte : Bir arada, beraberce, hep beraber. Yanında, beraberinde. Beraber.

Etkiler : Bir filmin görüntülerinde, doğal kaynakların dışında elde edilmiş sonuçlar. Optik, mekanik, kimyasal yöntemlerle gerçekleştirilmiş, görüntüyle ilgili ya da gürültü, doğa sesleri gibi sesle ilgili sonuçlar. Benzer sonuçların televizyonda elektronik yöntemlerle gerçekleştirilenleri.

Belirli : Açık ve kesin olarak sınırlanmış veya kararlaştırılmış olan, muayyen.

Sinaps : Sinir hücrelerinin uzantılarının diğer sinir hücrelerinin akson, dendrit ya da gövdesi ile ya da epitel, kas ve bez hücreleri ile anatomik olarak temas yerleri. Kimyasal sinapslarda impuls nörotransmitterlerle, elektrik şinapslarında presinaptik ve postsinaptik hücre zarlarındaki aralıklı birleşme yerleri aracılığı ile iletilir. Sinir hücrelerinin uzantılarının diğer sinir hücrelerinin akson, dentrit ve gövdesile veya epitel, kas ve bez hücreleriyle anatomik olarak temas yerleri. Sinir sinyallerinin, bir sinir hücresinden diğer sinir hücresine iletildiği veya baskılandığı iki sinir hücresinin birbiriyle bağlantı kurduğu yer, kavşak, sinapsis.

 

İçinde : Süresince, zarfında. ile dolu bir biçimde. Ortamında.

Birlik : Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Bir taneden oluşmuş, bir tane alabilen. Konunun bir ana düşünce çevresinde toplanması. Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk. Bağlılık, benzerlik, bağlantı, vahdet. Bir arada olma durumu, vahdet. Bölünmezliği içeren yalın bütün. En büyük değerdeki nota, dört dörtlük. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.

Granül : Bir maddenin en küçük tanesi. Sitoplazmada bulunan küçük tanecikler.

Kavşak : Yol vb. uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer. Bir ırmağın denize veya başka bir ırmağa döküldüğü, kavuştuğu yer, munsap.

Organ : Vücudun, belirli bir görev yapan ve sınırları kesin olarak belirlenmiş bölümü, uzuv. Bir görevi, bir işi yerine getirmekle yükümlü kuruluş.

Salgı : Hücrelerin, vücuttaki bezlerin kandan ayırıp oluşturdukları ve yeniden kana, başka organa veya dışarıya saldıkları sıvı madde, ifraz. Güneş'ten dışarı doğru madde fırlaması.

Nörom : Sinir hücrelerinden gelişen herhangi bir tümör.

Madde : Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek. Para, mal vb. ile ilgili şey. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Molekül.

 

Sinap : İçel kenti, Elvanlı nahiyesine bağlı bir bölge.

Sinir : Duyu ve hareket uyarılarını beyinden organlara, organlardan beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Rahatsız edici, hastalık derecesine varan özellik. Herhangi bir şey, bir olay karşısında tepki gösterme duyarlığı ve kişinin ruhsal niteliği. Hoşa gitmeyen, can sıkan. Kas kirişi ve zarı. Lastik. Diz kapakla ayak bileği arası. Sınır, bk. sinor// sinir sepet: hudut, bk. sinor sepet. Birçok sinir telinin bir araya gelmesi ile oluşan yapı. Duyu ve hareket uyartılarını beyinden organlara, organlardan beyine ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. Beyni ve omuriliği vücudun öteki bölgelerine bağlayan ve herbiri birkaç sinir teli demetlerinden yapılmış olan beyaz iplikler.

Birli : Bir parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden bir tane bulunan. As (II).

Büyük : Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Büyük abdest. Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Önemli. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Üstün niteliği olan. Niceliği çok olan.

Değiş : Değme işi. Değişim.

Düzey : Bir yüzeyin veya bir noktanın yüksekliğindeki yatay sınır, seviye. Bir kursun basamaklarından her biri, kur. Bir nesnenin, bir kimsenin başka nesnelere veya kimselere göre olan değer ve yücelik derecesi, seviye.

Diğer dillerde Ko transmitter anlamı nedir?

İngilizce'de Ko transmitter ne demek ? : co-transmitter