Koca nedir, Koca ne demek
Koca; Dil bilgisi yönünden Türkçe'de sıfat olarak kullanılır.
- Bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş, zevç.
- Büyük, ulu.
- Büyük, geniş.
- Kocaman, iri.
- Yüksek.
- Yaşlı, ihtiyar, pir
"Koca" ile ilgili cümle örnekleri
- "Koca kafa."
- "Bütün kadınlar gibi aklınca bu yolla kocasını zevksizlikle suçluyordu." - A. Kutlu
- "Uyandığım zaman koca bir karaltı vardı önümüzde." - A. Erhat
Yerel Türkçe anlamı:
Büyük, koca
Koca, eş, zevc
Koca, karısının beyi
Tandır kürsüsü altına konan çamurdan yapılmış mangal
Koca, zevç, ihtiyar
Diğer sözlük anlamları:
İhtiyar
Koca isminin anlamı, Koca ne demek:
Erkek ismi olarak; Yaşlı, ihtiyar. Büyük, ulu, yüce.
Fransızca'da Koca ne demek?:
macrosomatie
Koca hakkında bilgiler
Koca, (zevç) bir kadının evlenmiş olduğu erkek, eş. Bir erkeğin hangi şartlarda koca sıfatına sahip olacağı ve zorunlulukları kültürden kültüre değişiklik gösterir. Çoğu ataerkil toplumda koca, eşinin ve çocuklarının koruyucusu olarak kabul edilir.
Koca ile ilgili Cümleler
- O, cep telefonunu kaptı ve kocasını aradı.
- Koca koca adamların yaptığı işlere bak.
- Kış yeni yeni yüzünü gösterdi, ama zemheri ve kocakarı soğukları başlamadı daha.
- Koca, oldukça saf.
- Koca adada sadece tek dükkan var.
- O, kocasını öldürdü.
- Onu gelecekteki kocası olarak kabul etti.
- İlk defa onun kocasını aradığını gördüm.
- Sana karşı dürüst olmak gerekirse, Mustafa sadakatsiz bir kocadır.
- Kocakarıyı da açıklayayım.
- Koca dağa benzetilir yüce ve uzundur, kar da onun örtüsüdür, karı buradan mı gelir?
- Koca ve onun karısı çay içerler.
- Web kocaman bir hurdalıktır.
- Koca bir yarrağım var!
Koca anlamı, kısaca tanımı:
Kadın : Erişkin dişi insan, hatun, hatun kişi, zen. Bayan. Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. Hizmetçi bayan.
Erkek : Sperma oluşturan organizma. Girintili ve çıkıntılı olarak bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı. Yetişkin adam, bay, er kişi. İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı. Sözüne güvenilir, mert. Sert, kolay bükülmez. Koca.
Koca bulmak : Kız veya kadın kendisi ile evlenecek bir erkek bulmak.
Kocaya gitmek : Evlenmek.
Kocaya kaçmak : Kız ailesinin izni olmadan ve nikâhlanmadan bir erkekle kaçmak.
Kocaya varmak : Kız, kadın evlenmek.
Kocaya vermek : Kız veya kadını evlendirmek.
Kara koca : Saçı ağarmamış yaşlı kimse.
Karı koca : Birbirleriyle evlenmiş kadın ve erkek.
Kocabaş : İspinozgillerden, 18 santimetre uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir tür kuş, flurcun (Cocothraustes coccothraustes). Pancar, şeker pancarı. Doğu Anadolu'da, yol ve tarla kenarlarında yetişen, 30-150 santimetre yüksekliğinde, iki yıllık otsu bir bitki (Onopordon acanthium). Eti, sütü ve derisinden yararlanılan sığır, manda vb. hayvanların genel adı, büyükbaş.
Kocabaşı : Köy ihtiyar heyetinin başı, muhtar.
Koca bebek : Yaşından daha küçük davranışlar gösteren kimse.
Kocakarı : Yaşlı kadın. Anne.
Koca koca : Büyük, iri parçalı. Büyük büyük.
Koca kuşluk : Öğleye yakın zaman.
Kocaoğlan : Ayı.
Koca yemiş : Bu ağacın 1-2 santimetre çapında, kırmızı renkli meyvesi. Fundagillerden, 3-6 metre yüksekliğinde, çiçekleri beyaz veya pembe, kışın yapraklarını dökmeyen, odunu sert olduğundan kolay işlenemeyen ve kömür yapımında kullanılan bir ağaççık, sandal ağacı (Arbutus unedo).
Kocaali : Sakarya iline bağlı ilçelerden biri.
Kocaeli : Türkiye'nin Marmara Bölgesi'nde yer alan illerinden biri.
Kocakarı ilacı : Hekim olmayan kimselerin yaptıkları veya salık verdikleri, hekimlikte kullanılmayan ilaç.
Kocakarı masalı : Avutucu ve eğlendirici nitelikli masal.
Kocakarı soğuğu : İlkbaharın belli günlerinde olan soğuk havalar.
Kocakarılığı tutmak : Geçimsiz, inatçı, şirret yaşlı bir kadın gibi davranmak.
Kocakarılık : Kocakarı olma durumu. Aksi, suratsız, geçimsiz, yaşlı bir kadın gibi olma.
Kocaköy : Diyarbakır iline bağlı ilçelerden biri.
Kocalı : Kocası olan, evli (kadın).
Kocalık : Yaşı ilerlemiş olma durumu. Bir kadına koca olma durumu.
Kocalmak : Yaşlanmak, kocamak.
Kocaltmak : Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak.
Kocama : Kocamak işi.
Kocamak : Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, ihtiyarlamak.
Kocaman : Çok iri, büyük, koca. Yaşça büyük olan.
Kocamanca : Biraz kocaman, irice.
Kocamanlaştırma : Kocamanlaştırmak işi.
Kocamanlaştırmak : Kocaman duruma getirmek.
Kocasinan : Kayseri iline bağlı ilçelerden biri.
Kocasız : Kocası olmayan (kadın).
Kocasızlık : Kocasız olma durumu.
Kocatmak : Kocaltmak.
Kocayış : Kocama işi.
Akılsız iti yol kocatır : "bir işte düşüncesizce davranan kişi her türlü olumsuz sonuca katlanır" anlamında kullanılan bir söz.
Ana kızına taht kurar kız bahtı kocadan arar : "kocası iyi olmayan bir kadın, kendi ne kadar zengin olursa olsun, mutlu olamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Aslan kocayınca sıçan deliği gözetir : "güçlü olduğunda ağır ve büyük işler yapan, büyük kazançlar elde eden kimse, güçten düşünce pek küçük işlerle uğraşır, azla yetinir" anlamında kullanılan bir söz.
Aynı yastıkta kocamak : Bir yastıkta kocamak.
Baba vergisi görümlük koca vergisi doyumluk : "bir babanın kızı için harcadığı para, hazırladığı çeyiz göstermelik olmaktan ileri gidemez, kızın yaşam boyu süren giderlerini kocası üzerine almıştır" anlamında kullanılan bir söz.
Bir karıyla bir koca dırdır eder her gece : "sıkıntı veya yalnızlık yüzünden iki dost bile birbiriyle dalaşır, anlamsız konuşur" anlamında kullanılan bir söz.
Bir yastıkta kocamak : Karı koca birlikte uzun bir ömür sürmek.
Çok kocalılık : Bir kadının yasalara uygun olarak aynı zamanda iki veya daha çok sayıda erkekle evli olabildiği evlilik biçimi, poliandri.
Dumansız baca olmaz kahırsız koca olmaz : "dumanı olmayan baca olamayacağı gibi karısına sıkıntı vermeyen koca da olmaz" anlamında kullanılan bir söz.
Er kocar gönül kocamaz : "kişi ihtiyarlar ama gönlü taze kalır, sevgisi eksilmez" anlamında kullanılan bir söz.
Eşek kocamakla tavla başı olmaz : "anlayışsız kişi ne kadar yaşlanırsa yaşlansın baş olacak bir olgunluğa ulaşamaz" anlamında kullanılan bir söz.
Gönül kocamaz : "insanlar yaşlansalar da gönüllerindeki sevgi ve istekler tazeliğini yitirmez" anlamında kullanılan bir söz.
Karı koca bir sözle yakın bir sözle uzaktır : "bir kadınla bir erkek, birbirlerine bağlandıklarını bildiren bir sözle karı koca olurlar, böyle bir bağın kalmadığını bildiren bir sözle de yabancı olurlar" anlamında kullanılan bir söz.
Karı koca olmak : Nikâhlı veya nikâhsız birlikte yaşamaya başlamak.
Karı kocalık : Karı koca olma durumu.
Karılı kocalı : Karı koca birlikte.
Kurt kocayınca köpeğin maskarası olur : "güç ve yeteneğini yitiren insan, basit ve kendini bilmezlerce aşağılanır" anlamında kullanılan bir söz.
Zevç : Koca.
Büyük : Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş. Üstün niteliği olan. Makam, rütbe, derece bakımından daha üst olan kimse. Önemli. Niceliği çok olan. Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı. Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram). Büyük abdest.
Geniş : Alanı büyük olan, makro, dar karşıtı. Eni çok olan, enli, vâsi. Kapsamı büyük, dar sınırlar içinde kalmayan, yaygın, makro. Çok. Kolay kolay tasalanmayan, hoşgörülü, rahat. Bol (elbise).
İhtiyar : Seçme. Yaşlı, kocamış olan, pir (kimse), genç karşıtı. Baba veya anne. Cansız, sönük. Eski.
Şart : Olması başka durumların gerçekleşmesini gerektiren şey, koşul. Temel kural belgesi.
Sıfat : Bir adı, nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımından niteleyen, belirten kelime, ön ad. Bir kimsenin görev, ödev, toplumsal veya hukuki bakımdan yeri ve özelliği. Yüz, kılık ve dış görünüş.
Sahip : Bir iş yapmış, üstlenmiş veya bir eser ortaya koymuş kimse. Herhangi bir niteliği olan kimse, ehil. Koruyan, arka çıkan, gözeten kimse. Herhangi bir şey üstünde mülkiyeti olan, onu yasaya uygun bir biçimde dilediği gibi kullanabilen kimse, iye, malik.
İri : Olağandan daha hacimli, olağanı aşan büyüklüğü olan, ince karşıtı.
Yaşlı : Yas tutan (kimse), matemli.
Pir : Kuş kanatlarının çıkardığı ses. Bir yerden kaçıp gitme düşüncesini anlatan bir söz.
Yüksek : Erdemli, faziletli. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan. Etkili. Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan, alçak karşıtı. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan. Güçlü, şiddetli. Normal değerlerin üstünde olan. Derece veya makamı bakımından üstün. Yukarıda, üst tarafta olan yer.
Ulu : Erdemleri bakımından çok büyük, yüce. Çok yüksek, çok büyük olan (şey).
Koca albacak : Yağmur kuşları (Charadriiformes) takımının, yağmur kuşugiller (Charadriidae) familyasından, 30 cm kadar uzunlukta, Avrupa, Asya ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir tür. (Totanus fuscus) Yağmurkuşları (Charadriiformes) takımının yağmurkuşugiller (Charadriidae) familyasından bir kuş türü. Uzunluğu 30 cm. Avrupa, Asya ve Kuzey Afrikada yaşar.
Koca av : Sürek avı.
Koca bacak hastalığı : Sporadik lenfangitis.
Koca bakla : Bir çeşit bakla.
Koca baş :
Koca başı : Bir obanın başı, köy kâhyası
Koca bayram : Şeker bayramı.
Koca bıçak : Deri ve gönlerin kalın yerlerini inceltmek için kullanılan bıçak.
Koca bılla : Bir ailenin en yaşlı kadını.
Koca boğazlı : Obur.
Diğer dillerde Koca anlamı nedir?
İngilizce'de Koca ne demek? : n. husband, spouse, feller, fellow, goodman, hubby, the old man, old man
v. grow old, age
n. ram, coach, tup, bottle holder
Fransızca'da Koca : mari [le], époux [le]; vieux, vieille; grand/e, énorme, géant/e
Almanca'da Koca : n. Ehegatte, Ehemann, Gatte, Gemahl, Mann
adj. alt
Rusça'da Koca : n. муж (M)
adj. громадный, старый, взрослый, почтенный
Bu kısımda Koca nedir? Koca ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Koca tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Koca hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.