Kolun nedir, Kolun ne demek

Yerel Türkçe'deki anlamı:

Eşek yavrusu, sıpa.

[Bakınız: kodak].

[Bakınız: kulunlu].

Karnında yavrusu olan at, eşek ve benzerleri hayvan.

Kolun ile ilgili Cümleler

  • Kolunu nasıl kestin?
  • Ali Mary'nin kolunu yakaladı ve onu kapıya doğru çekti.
  • Koluna biraz batarya asidi döktüğümde en iyi gömleklerimden birini mahvettim.
  • Kolunu kırdın.
  • Kolunu sıva, lütfen.
  • Ali kolunu kaldırdı.
  • Ali bir pala ile vampirin kolunu kopardı.
  • Ali futbol oynarken kolunu kırdı.
  • Kolunu bırakın.
  • “Bütün memleketi, elimi kolumu sallayarak serbest ve rahat dolaşmaya başlamıştım.”
  • Ali kolunu Mary'nin beline koydu.
  • Kolun acıyor mu?
  • Kolunu kımıldatabiliyor musun?
  • Ali Mary'nin kolundak bileziği fark etti.

Kolun ile ilgili Atasözü veya Deyim

(birinin) elini kolunu bağlamak : bir şey yapamayacak duruma getirmek.

elini kolunu sallaya sallaya gelmek : gelirken hiçbir armağan getirmemek bitirmeye gittiği işten sonuç alamadan dönmek.

elini kolunu sallaya sallaya gezmek : ortada görünmemesi gereken kimse pervasızca dolaşmak pervasızca, kimseden çekinmeden dolaşmak.

elini veren kolunu alamaz : “yüzsüz kişiler karşılarındakilerden daima bir şeyler isterler, onlardan kurtulmak kolay olmaz” anlamında kullanılan bir söz.

koluna kuvvet : iş yapan bir kimseye, isteklendirmek, coşturmak için söylenen bir söz.

taş attın da kolun mu yoruldu : “bu kazancı hiç yorulmadan elde ettin” anlamında kullanılan bir söz.

 

Kolun anlamı, tanımı

Kolun atmak : At, eşek ve benzerleri hayvanlar yavru düşürmek

Kolun köprüsü : Köprücük kemiği.

Kolun küreği : Kürek kemiği.

Koluncuk : Kadın parmağı denilen ot.

Kolunç : Çorabın boğaz kısmı, konç. İki kürek kemiği arasındaki damarlar.

Kolunç olmak : Damarlar üst üste binmek.

Kulunlu : Karnında yavrusu olan at, eşek ve benzerleri hayvan.

Benzer : Nitelik, görünüş ve yapı bakımından bir başkasına benzeyen veya ona eş olan, benzeri, müşabih, mümasil. Benzeşim. Bazı önemsiz veya tehlikeli sahnelerde asıl oyuncunun yerine çıkan, yapı ve yüz bakımından bu oyuncuyu andıran kimse, dublör.

Hayvan : Duygu ve hareket yeteneği olan, içgüdüleriyle hareket eden canlı yaratık. At, eşek, katır gibi türlü hizmetlerde kullanılan yaratık. Kızılan bir kimseye söylenen bir söz. Akılsız, duygusuz, kaba, hoyrat (kimse).

Yavru : Yeni doğmuş hayvan ya da insan. Bir şeyin küçüğü. Çocuk, evlat. Güzel, alımlı genç kız.

Kodak : Küçük çivi. Eşek yavrusu, sıpa. Yavru katır. [Bakınız: kota]. Ayı yavrusu. Dul kadının ikinci kocasının yanına götürdüğü çocuk. Evlilik dışı dünyaya gelen çocuk. Bir buçuk okkalık tahıl ölçeği. Oniki, onbeş yaşları arasında çiftçi yamağı erkek çocuk. Birinin arkasından giden, birini izleyen kişi. Sığınak, ev. Çuval gibi örülmüş, küçük tahıl ya da azık torbası. Erkeklik bezi, haya. Manda yavrusu, malak. Annesinin yanından ayrılmayan çocuk. [Bakınız: koduk].

Hayva : Ayva. Tenekeyi lehimlemek için kullanılan bakır ya da demir araç. [Bakınız: hayva demiri].

Kulun : Altı aylığa kadar olan at veya eşek yavrusu.

 

Olan : Oğlan. Oğlan, erkek çocuk. Vakia, olan. Oğul, evlat.

Koda : Taneli ve tanesiz mısır koçanı. Kadının kocasının akrabası. Boyunduruğu arabaya bağlayan kayışın kaymaması için boyunduruğa geçirilen ağaç çivi. Erkek ve kadın dansçıların çeşitlemelerinden sonra ikili dansın sonu. Araba okunun boyunduruğa bağlanmasını sağlayan kayışın dolandırıldığı boyunduruğun üzerindeki ağaç çivi. (Şavşat Artvin).

Sıpa : Eşek yavrusu. Çocuk için sevgi ve şefkat duygularıyla kullanılan bir söz.

Eşek : Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan, uzun kulaklı (Equus asinus). Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa.

Kulu : Konya iline bağlı ilçelerden biri.

At : Atgillerden, binme, yük çekme, taşıma vb. hizmetlerde kullanılan, tek tırnaklı hayvan, beygir, düldül. Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş. Astatin elementinin simgesi.

Ve : Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu. İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz.

Diğer dillerde Kolumnaris hastalığı anlamı nedir?

İngilizce'de Kolumnaris hastalığı ne demek ? : columnaris disease