Kuram nedir, Kuram ne demek
- Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi.
- Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori
- Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü.
"Kuram" ile ilgili cümle örnekleri
- "İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler." - H. Taner
- "Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar." - S. Birsel
Yerel Türkçe anlamı:
Durum, biçim.
Dokuz taşla oynanan bir çocuk oyunu.
Eğitim alanındaki sözlük anlamı:
Gözlem konusu olan bir sınıf olay ve ilişki üzerinde yapılmış olan deneyler sonucu doğruluğu hemen hemen kesinleşen yöntemli açıklama.
Düşünce alanında kalan bilgi ve bu nitelikteki bilginin bilimsel temel ve kuralları.
Felsefi anlamı:
Belli gerçekleri açıklama, yorumlama ya da belirleme biçiminde ortaya çıkan; olayları denenmemiş, yalnızca düşünce ile kurulmuş temeller üzerine oturtan, ama olaylara egemen olarak yeni olguları bulma yolunu gösteren bilimsel öğreti.
Yarar sağlamayı ya da uygulamayı amaçlamayan salt bilgi.
(Yun. theoria, theorein = gözlemek, bakmak) :
(Yeni bilim ve felsefede) Deneyle karşıtlık içinde, düşünce ile kazanılmış bilgi, belli olayların ilkelerden kalkarak bilimsel olarak açıklanması ve tek tek bilgilerin genel yasalar altında toplanması, kendilerinden her türlü yasalılığın ve tek tek olayların çıkarılabileceği ilkelere göre düzenlenmesi.
Hukuki terim anlamı:
nazariyye.
Kimya'daki anlamı:
Maddenin bir sistem içindeki tüm özelliklerinin gözlem, deney ve yasalarla belirlenen bilgileri üzerine düzenlenmiş görüşler ve düşünceler topluluğu.
Matematik terimi olarak kelime anlamı:
Belirli bir kavrama ilişkin kurallar, kendi içinde usbilimce geçerli bir kapalı dizge oluşturacak biçimde koyutlanan ve ardından kanıtlanan gerçekler.
Sosyoloji'deki anlamı:
Bilgi edinme sürecinin herhangi bir aşamasında ortaya atılan, geçerlilik ve güvenilirliği bilimsel yöntemle saptanmış bir genel bilgi ve açıklama düzeni.
Bilimsel terim anlamı:
Özdeğin , araştırma sınırları içindeki tüm nitel ve nicel ilişki, durum ve devinimlerinin, gözlem, varsayım, deney ve yasalarla belirlenen bilgileri üzerine düşünsel olarak kurulan genel düzenleme.
Bir sonucu ilgilendiren düşüncelerin tümü, düşünce alanında kalan bilgi ve bu bilginin temel ve kuralları.
Geçerli bir mantıksal dizge ile bu dizgedeki mantıkça kapalı bir önerme kümesinden oluşan dizge. II Anl. biçimsel kuram. Krş.. ilksavlı kuram, yalınç eşitlik kuramı, kümeler kuramı, yalınç öbekler kuramı, biçimsel sayı kuramı, sözeden kuram, ilksavlandırılır kuram, temel mantıklı kuram, saptanır kuram, kuram genleşmesi, tek yapılı kuram.
Bilimsel bilgilerden türetilen ve gerçeklenmeye açık olmakla birlikte henüz gerçeklenmemiş olan bilgiler dizgesi, bk. kurmaca.
İngilizce'de Kuram ne demek? Kuram ingilizcesi nedir?:
theory, formalized theory, theory with logical formalization
Kuram hakkında bilgiler
Bilimde kuram veya teori; bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak yapılmış olan bir açıklamasıdır.
Kuram herhangi bir olayı, vakayı, görüngüyü açıklamak için kullanılan düşünce sistemidir. Genel anlamda, kuram, bir düşüncenin genel, soyut ve rasyonel olmasıdır. Ayrıca bir kuram, açıklanabilir genel bağımsız ilkelere dayanmaktadır. Bu ilkelere bağlı kalarak doğada sonuçların nasıl örneklendirileceğini açıklamaya çalışır. Kelimenin kökü Antik Yunan’dan gelmektedir. Fakat günümüze birçok farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Kuram, hipotezle aynı anlama sahip değildir. İkisinin de anlamı başkadır. Kuram bir gözlem için açıklanabilir bir çerçeve sağlar ve kuramı sağlayacak olan varsayımların test edilebilir hipotezleri tarafından desteklenir.
Modern anlamlarından biri de spekülatif ve genelleme doğasına vurgu yapmaktadır. Örneğin sanat ve felsefede kuramsal sözcüğü kolaylıkla ölçülebilir olmayan fikirleri ve deneysel olayları tanımlamak için kullanılabilir. Felsefedeki anlam uzantısı olan “kuram” hala teolojik bağlamında kullanılan bir kelimedir. Zaten Aristoteles'in tanımı olarak, saf kuram anlamına tamamen karşı olan “pratik”, kuram tanımının çok sık çeliştiği bir kelimedir. Tıp’ın pratik tarafı insanları sağlıklı yapmaya çalışıyor iken tıbbi kuram, sağlık ve hastalık doğasını ve nedenleri anlamaya çalışıyor. Bu örnek tıpta kuram ve pratiğin bir ayrımıdır. Bu iki olay birbiriyle ilişkilidir fakat hasta tedavi etmeden araştırma yapmak ya da bu tedavinin nasıl olduğunu bilmeden bir hastayı tedavi etmek mümkündür.
Modern bilimde, kuram, bilimsel kuram anlamı taşır ve bilimsel yöntem ile tutarlı bir şekilde yapılmış olan ve modern bilimin gerektirdiği kıstaslarına uygun açıklamalardır. Kuram alanında bir bilim adamını anlamak için kuramının doğruluğunu olduğu gibi yanlışlığını da deneysel olarak ispatlamak gerekir. Bilimsel kuramlarda bir şeyin hala kanıtlanmamış olduğunu ya da düşüntülü olduğunu hipotez kelimesi ile belirtilir, kuram yaygın kullanımlarının aksine, bilimsel bilginin en güvenilir, titiz ve kapsamlı bir biçimidir. Bilimsel kuramlar kendi başsına deneysel olarak test edilebilir. Hipotezlerden ve doğanın kesin koşulları altında nasıl davranış göstereceğini açıklayan bilimsel yasalardan ayrılırlar.
Kuram ile ilgili Cümleler
- Ali henüz Mary ile irtibat kuramadı.
- Ali Mary ile telefonla kontak kuramadı.
- Eskisi gibi Mustafa ile iletişim kuramıyorum.
- Tom'la kontak kuramadık.
- Bazı temel kuralları bilmeden iletişim kuramazsın.
- Burada bir kapan kuramam. Avlanmak yasaktır.
- Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
Kuram anlamı, tanımı:
Bağımsız : Davranışlarını, tutumunu, girişimlerini herhangi bir gücün etkisinde kalmadan düzenleyebilen, özgür, hür. Herhangi bir kuruluşa, partiye bağlı olmayan kimse. Müstakil. Bağımsız milletvekili.
Soyut : Varlığı duyularla algılanamayan, mücerret, somut karşıtı, abstre. Anlaşılması, kavranılması güç.
Biçim : Şiirlerin kuruluş ve uyak düzenlerine göre olan dış görünüşü, şekil. Biçme işi. Herhangi bir şeyin benzeri. Tarz. Disket vb.nin bilgisayarda kullanılabilir durumu. Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkâl. Yazı ve simgelerin bilgisayarda kullanılmaya elverişli çerçevesi, düzeni, format. Sanat ve edebiyat eserlerinde dış görünüş, form. Yakışık alan şekil, uygun şekil.
Olay : Ortaya çıkan, oluşan durum, ilgi çeken veya çekebilecek nitelikte olan her türlü iş, hadise, vaka. Önemli tarihsel olgu, fenomen.
Bilim : Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim. Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci. Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.
Yasal : Yasanın, dinin ve kamu vicdanının doğru bulduğu, yasalara uygun, kanuni, meşru, legal.
Bilgi kuramı : Bilginin temelini, bilim alanında uygulanan yöntemleri, sınır ve güvenilirlik bakımından inceleyip araştıran felsefe dalı, epistemoloji.
Bilim kuramı : Bilimlerin koydukları düşünsel sorunları inceleyen ve tek tek bilimlerin yöntemlerini, ilkelerini, varsayımlarını araştıran felsefe dalı.
Değer kuramı : Değerlerin önem sıralarını ve bu arada en yüksek değeri araştırarak bir değer ölçüsü bildiren felsefe kuramı.
Kurama : Türkistan'da yaşayan bir topluluk ve bu topluluktan olan kimse.
Kuramcı : Kuram ortaya koyan kimse, kurama bağlı olan, nazariyeci, teorisyen.
Kuramcılık : Kuramcı olma durumu, nazariyatçılık, nazariyecilik, teorisyenlik.
Kuramsal : Kuramla ilgili, kuram durumunda bulunan, kuram niteliğinde olan, nazari, teorik, uygulamalı karşıtı.
Uygulama : Bir sanat ve bilim dalının ilkelerini düşünce alanından uygulama alanına geçirip gerçekleştirme işi, kılgı, tatbik, ameliye, pratik. Yürütüm. Uygulamak işi, tatbikat, tatbik, pratik. Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata tatbik etme, tatbik.
Bilgi : Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf. Bilim. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler. İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat.
Düşüncel : Gerçekte olmayıp yalnızca düşüncede, tasarım içinde var olan. Yalnız düşünce ile kavranabilen.
Görüş : Cezaevi veya hastanedeki birine yapılmış olan ziyaret. Benzerlerinden ayıran özellik, konsept. Gözle bir şeyi algılama yetisi. Bir olay, varlık veya düşünce üzerinde varılan yargı, fikir. Görme işi.
Sistemli : Belli ilkelere, kurallara uyan, dizgeli, sistematik. Düzenli.
Düzen : Bez dokuma tezgâhı. Müzik aletlerinde ses ayarı, akort. Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem. Alet edevat takımı. Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri. Yerleştirme, tertip. Dolap, hile. Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo. Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo. Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması, konsept. Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim.
Temel : Bir şeyin gelişimi için gereken ilk ögeler. En önemli, belli başlı, ana, taban, esas, asıl, baz. Bu bölümleri yapmak için kazılan çukur. Bir yapının toprak altında kalan ve yapıya dayanak olan duvar, taban vb. bölümlerinin tümü.
Olgun : Tamamlanmış, iyice işlenmiş (yazı, düşünce vb.). Yenecek duruma gelmiş (meyve). Bilgi, görgü ve hoşgörüsü gereği kadar gelişmiş, ağırbaşlı (kimse), kâmil.
Kuram genleşmesi : ( )
Kurama bohçası : Küçük kumaş parçalarının konulduğu bohça, yama bohçası.
Kuramak : Taşınmaz mal, mülk. İki parçayı birbirine dikerek eklemek.
Kuramba : Dolandırıcılık, düzen : Kurambaya mı çıktın. Kuruntu, düşünce. Kuruntu.
Kuramlaştırma : Kuramlaştırmak işi.
Kuramlaştırmak : Kuram durumuna getirmek.
Kurampa : Dolandırıcılık, düzen. 1. Plan, tasarı. 2.bk. kuramba. (Mimarlık) 1/1 ölçeğinde, ayrıntılı çizim. a. bk. ayrıntılı çizim.
Kuramsal dağılım işlevi : [Bakınız: dağılım işlevi]
Kuramsal dersler : Çoğunlukla ya da bütünüyle kuramsal konu ve sorunların ele alındığı, tartışıldığı dersler.
Kuramsal kimya : Özdeğin fiziksel kimyasal özellikleriyle bunlara ilişkin kural ve yasaları fiziksel, matematiksel yöntemlerle araştıran bilim dalı. Maddenin fiziksel ve kimyasal özellikleri ile ilgili kural ve yasaları matematiksel yöntemlerle inceleyen kimyanın bir dalı.
Diğer dillerde Kuram anlamı nedir?
İngilizce'de Kuram ne demek? : n. theory, theorem, hypothesis
Fransızca'da Kuram : théorie [la]
Almanca'da Kuram : n. Doktrin, Theorie
Rusça'da Kuram : n. теория (F)
Bu kısımda Kuram nedir? Kuram ne demek? gibi ya da benzeri soruları üye olmadan pratik bir biçimde hemen sorabilir, daha sonra kısaca Kuram tanımı, açılımı, kelime anlamı hakkında ansiklopedik bilgi verebilir veya dilerseniz Kuram hakkında sözler yazılar ile ingilizce veya almanca sözlük anlamı paylaşabilir, diğer web sitelerinden de birçok kaynaklar sunabilirsiniz. Spam veya çok kısa yazılan mesajlar yayınlanmayacaktır.