Kutuplaşma kuramı nedir, Kutuplaşma kuramı ne demek

Kutuplaşma kuramı; İktisat alanında kullanılan bir terimdir.

İktisat terim anlamı:

Gelişmiş ülke ile az gelişmiş ülke arasında serbest ticarete dayanan bir iktisadi birlik oluşturulması durumunda, az gelişmiş ülkelerin sanayilerinin ileri teknoloji ve büyük sermayeye sahip gelişmiş ülke mallarıyla rekabet edememesi ve az gelişmiş ülkelerde zaten kıt olan nitelikli emeğin de daha yüksek gelirler nedeniyle gelişmiş ülkelere göç etmesine bağlı olarak zengin ülkenin daha zengin, yoksul ülkenin ise daha yoksul duruma geleceğini ileri süren ve Gunnar Myrdal tarafından geliştirilen kuram.

Kutuplaşma kuramı tanımı, anlamı

Kura : İki veya daha çok aday arasında bir sıralama, bir ayırma yapılacağı zaman her birinde bir tek ad yazılı kâğıtları bir araya getirip karıştırdıktan sonra birini çekerek veya özel bir bilgisayar yazılımıyla adları belirleme, ad çekme. Kime veya neye isabet edeceği önceden belli olmayan bir çekimle sonucu belirleme

Kuram : Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi. Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori. Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü.

Kutu : İnce tahta, mukavva, teneke, plastik vb.nden yapılmış, genellikle kapaklı kap. Bir kimsede, bir yerde, bir şeyde iyi veya kötü bir özelliğin fazlalığını belirten bir söz. Bu kabın alabildiği miktarda olan. Elektrik veya telefon tellerinin toplanıp bağlandığı kap.

 

Kutup : Yer yuvarlağının, Ekvator'dan en uzak olan yer ekseninin geçtiği varsayılan iki noktasından her biri. Elektrik akımını oluşturan gerilim ayrılığının en yüksek dereceyi bulduğu iki noktadan her biri. Gök küresinin, dolayında döndüğü varsayılan eksenin iki ucundan her biri. Birbiriyle karşıt olan şeylerden her biri. Bir konuda yüksek bilgisi ve yetkisi olan kimse. Bir mıknatıs demirinin iki ucundan her biri.

Kutuplaşma : Kutuplaşmak işi.

Gelişmiş ülkeler : İktisadi kalkınmalarını tamamlamış, üretimin ileri teknolojiyle gerçekleştirildiği, yaşam standardının ve kişi başına gelirin yüksek olduğu ve özellikle sanayileşmiş ülkelerden ülkeler grubu. karşılığı birinci dünya ülkeleri.

İktisadi birlik : Üyeler arasındaki ticarette tüm engellerin kaldırılarak üçüncü ülkelere karşı ortak bir ticaret politikasının uygulandığı, emek ve sermayenin serbest dolaşımının sağlandığı; para, maliye ve vergi politikalarının uyumlaştırıldığı ve ortak tek bir paranın kullanıldığı iktisadi bütünleşmenin en ileri aşaması. karşılığı gümrük birliği, ortak pazar, tercihli ticaret anlaşması, serbest ticaret bölgesi.

İleri teknoloji : Yüksek teknoloji.

Serbest ticaret : Tarife veya tarife dışı engeller gibi herhangi bir devlet müdahalesi veya piyasa engelleri olmaksızın yapılan ticaret.

Oluşturulma : Oluşturulmak işi.

 

Az gelişmiş : Gelişmesi gecikmiş olan. Eğitim düzeyi düşük kalmış, üretimi genel olarak ilkel tarıma dayanan, doğal kaynaklarını gereğince değerlendiremeyen (ülke).

Nitelikli : Bir şeye ayırt edici özellik veren, vasıflı. Bir şeyi yapabilme niteliğini ve ustalığını kazanmış olan, kalifiye. Bir şeye nitelik bakımından üstünlük kazandıran, kaliteli.

Teknoloji : Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aletleri, bunların kullanım biçimlerini kapsayan uygulama bilgisi, uygulayım bilimi. İnsanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araç gereçlerle bunlara ilişkin bilgilerin tümü.

Gelişmiş : Gelişme gösteren, ümranlı.

İktisadi : Ekonomik.

Nitelik : Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özellik, vasıf, keyfiyet. Bireyi, nesne veya yaşantının bir yönünü ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik, keyfiyet. Bir şeyin iyi veya kötü olma özelliği, kalite.

Ticaret : Ürün, mal vb. alım satımı. Alışveriş sonucu elde edilen, yararlanılan fiyat farkı, kâr. Bu etkinlikle ilgili bilim. Kazanç amacıyla yürütülen alım satım etkinliği.

İktisad : Tutum.

Serbest : Hiçbir şarta bağlı olmayan, istediği gibi davranabilen, erkin. Hareketi herhangi bir biçimde engellenmeyen. Sıkılmadan, şaşırmadan konuşan ve davranan. Zamanını istediği gibi kullanabilen, yapacak bir işi olmayan. Tutuklu veya bağımlı olmayan, özgür, hür. Bazı kurallara bağlı olmayan. Rahat, özgür, bağımsız bir biçimde. Ağırbaşlı olmayan, hoppa (kadın).

Rekabet : Aynı amacı güden kimseler arasındaki çekişme, yarışma, yarış.

Diğer dillerde Kutuplaşma kuramı anlamı nedir?

İngilizce'de Kutuplaşma kuramı ne demek ? : polarization theory