Kılağı nedir, Kılağı ne demek

  • Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için, yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları, zağ

Yerel Türkçe anlamı:

Ustura yarası.

Süs, boya, cila.

Yol gösteren, kılavuz.

Keskinlik (Bıçak, makas ve benzeri şeyler için).

Kılağı anlamı, kısaca tanımı:

Kılağısını almak : Kesici araçları bileği taşına veya kayışa sürterek keskinliğini artırmak.

Kılağılama : Kılağılamak işi, zağlama.

Kılağılamak : Bilemek.

Kılağılı : Kılağılanmış, keskin duruma getirilmiş olan, zağlı.

Kılağısız : Kılağılanmamış, keskin olmayan, zağsız.

Kesici : Kesme işini yapan kimse. Futbolda savunmanın önünde görev yapan ve topu kesip dağıtan oyuncu, stoper. Kasaplık hayvanları kesen kimse. Kesme işinde kullanılan araç.

Aracı : Ara bulucu. Üretici ile tüketici arasında alım satım konusunda bağlantı kuran ve bundan kazanç sağlayan kimse, mutavassıt, komprador. İhracatçının ihracattan doğan alacaklarının büyük bir bölümünün malın yüklenmesinden hemen sonra, kalan kısmının ise para, malı alandan tahsil edildiğinde bir aracı banka tarafından ödenmesini sağlayan kredi veya yatırım tekniği. İki şey arasında bağlantı kuran kimse, vasıta.

 

Keskin : Zampara. Hassas. Tiz (ses). Kıvrak. Çok kesici, iyi kesen. Kırıcı, incitici. Dikkatli. Etkili, sert. Kırıkkale iline bağlı ilçelerden biri.

Yapış : Yapma işi.

Yumuşak : Sessiz, hafif. Kolay çiğnenen, kolay kesilen. Kolaylıkla işlenebilen. Kolaylıkla bükülen, buruşmayan, sert karşıtı. Ciğerlerden gelen havanın ses yolundaki sivrilmiş ve gerilmiş kapalı bir engele çarpmasıyla oluşan (ünsüz), titreşimli, sürekli, ötümlü, tonlu, sedalı. Kaba, hırçın, sert olmayan, kolay yola gelen, uysal. Dokunulduğunda hoş bir duygu uyandıran. Dokunulduğunda veya üzerine basıldığında çukurlaşan, eski biçimini kaybeden, katı karşıtı. Okşayıcı, tatlı, hoş. Ilıman (iklim), sert karşıtı.

Gerek : İcap. Gerçekleşmesi zorunlu olarak beklenen, lazım.

İnce : Zayıf. Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. Ayrıntılı. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar). Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı. Taneleri ufak, iri karşıtı. Hafif, gücü az. Tiz (ses), pes karşıtı. İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı.

Kılağı vurmak : Keskinletmek, bilemek.

Kılağız : Puhu kuşu.

Diğer dillerde Kılağı anlamı nedir?

İngilizce'de Kılağı ne demek? : wire edge

Rusça'da Kılağı : n. заусенец (M)