Lamba nedir, Lamba ne demek

Lamba; kökeni rumca dilinden gelmektedir.

  • Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık veren alet.
  • Radyo ve televizyonlarda kullanılan, havası boşaltılmış veya içine düşük basınçlı bir gaz doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul
  • Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti.

"Lamba" ile ilgili cümle örnekleri

  • "Saat kaçtı bilmiyorum, lambalar söndü / Anladım ki davetliler evlere döndü" - E. B. Koryürek

Yerel Türkçe anlamı:

Su tenekesi.

Güzel Sanatlar alanındaki anlamı:

Aynı kalınlık ve ende iki tahtanın geçme olarak birleştirilmesinde erkek çıkıntının gireceği dişi yuva. a. bk. yuva.

Zanaat Ticaret alanındaki sözlük anlamı:

Doğrama kapılarda, çerçeveye geçirilen tahta kısım. (*Yalvaç *Aksaray -Niğde)

Bilimsel terim anlamı:

Kapı, pencere ya da kapak kenarlarına açılan, genellikle dikaçılı girinti.

Işık üretmek için yapılmış yapay kaynak.

İngilizce'de Lamba ne demek? Lamba ingilizcesi nedir?:

lamp, nut

Osmanlıca Lamba ne demek? Lamba Osmanlıca'da ne anlama gelir?:

lamba

Lamba anlamı, tanımı:

Lamba açmak : Kapı, pencere kenarlarında genellikle dik açılı girinti açmak.

Lambayı açmak : Işığı yakmak. lambanın fitilini yükseltip ışığını çoğaltmak.

 

Lamba karpuzu : Işığı yumuşatmak için lambalara geçirilen, mat camdan, basık vb. değişik biçimlerde nesne, karpuz.

Floresan lamba : Yüzeyi parlak maddelerle kaplı, içi cıva buharı ile dolu cam tüpten oluşan lamba.

Alev lambası : Gaz veya benzinle çalışan, ucundan bir alev püskürterek yanan metalleri lehimlemede kullanılan bir araç, pürmüz lambası.

Elektron lambası : Gaz geçirmeyen bir tüp içindeki boşlukta veya bir gazlı ortamda elektron akımı oluşturan elektronik araç.

Gaz lambası : İçine konan gaz yağını bir fitil yardımıyla yakan, şişeli, türlü biçimlerde lamba, gaz.

Işıntı lambası : Belli bir alana kuvvetli bir ışık vermek üzere kullanılan lamba, spot lambası.

İdare lambası : İdare kandili.

İkaz lambası : Taşıtlarda ısı, benzin, yağ vb.ndeki aksamalarla ilgili sürücüyü uyaran ışıklı gösterge.

Karpit lambası : Karpitin su etkisiyle asetilen gazı vermesi ve bu gazın yakılmasıyla ışık elde edilen lamba.

Lüks lambası : Lüks.

Neon lambası : Neon tüpü kullanılarak yapılmış olan aydınlatma aracı, neon.

Petrol lambası : Gaz yağı yakan aydınlatma aracı. İçinde petrol ürünleri yakılarak aydınlatmayı sağlayan araç.

Pürmüz lambası : Alev lambası.

Sinyal lambası : Genellikle motorlu taşıtlarda, taşıtın hangi yöne döneceğini gösteren lamba.

Sis lambası : Sisli havalarda trafiği kolaylaştırmak için kullanılan, sarı ışık veren bir lamba.

Spot lambası : Işıntı lambası.

Stop lambası : Otomobillerin arkasına yerleştirilen ve ayak frenine basıldığında yanan lamba.

Tepe lambası : Cankurtaranın, polis ve trafik araçlarının üzerinde bulunan, aralıklarla renkli ışık yayan lamba.

 

Trafik lambası : Taşıtların ve yayaların kavşaklardan geçişini düzenleyen ışık sistemi.

Yağ lambası : Otomobillerde yağ seviyesi düştüğünde uyarmaya yarayan lamba.

Lambada : Güney Amerika'da yapılmış olan bir dans. Bu dansın müziği.

Lambada dansı : Lambada.

Petrol : Yoğunluğu 0,8-0,95 arasında olabilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendisine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ, yer yağı.

Madde : Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri. Molekül. Para, mal vb. ile ilgili şey. Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm. Duyularla algılanabilen nesne. Bir cismi oluşturan öge, öz. Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım. Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek.

Elektrik : Bu enerjinin gündelik hayatta kullanılan biçimi. Maddenin elektron, pozitron, proton vb. parçacıklarının hareketleriyle ortaya çıkan enerji türü. Fiziğin, bu enerji ile oluşan olaylarını inceleyen kolu. Bu enerjiden elde edilen aydınlanma. Çarpıcılık, cazibe, canlılık.

Akım : Akma işi. Sanatta, siyasette, düşünce hayatında ortaya çıkan yeni bir görüş, yöntem, hareket, cereyan, tarz. Hava, su vb. akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan. Debi.

Akkor : Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.

Durum : Bireyin toplum içindeki ilişkileriyle belirlenen yeri. Ad soyundan kelimelerin birbirleriyle edatlarla ve fiillerle ilişkilerini belirleyen biçim, hâl. Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların hepsi, vaziyet, hâl, keyfiyet, mevki, pozisyon. Duruş biçimi, konum, tavır.

Işık : Yüksek derecede ısıtılan cisimlerin veya çeşitli enerji biçimleriyle uyarılan cisimlerin gaz ışı yaydığı gözle görülen ışıma. Yol gösteren, aydınlatan kimse, düşünce, eser vb. Mutluluk, sevinç veya zekâdan doğan, özellikle yüzde ve gözlerde beliren parıltı. Cisimleri görmeyi, renkleri ayırt etmeyi sağlayan fiziksel enerji, erke, ziya, nur, şavk. Aydınlanmak için kullanılan elektrik. Bir yeri aydınlatmaya yarayan araç.

Lamba atmak : Duvarın sıvası bozulmak : Okulun duvarı çok lamba atmış.

Lamba ayağı : Akkor lambada, ışıklı elementi taşıyan madenden ve camdan parçaların hepsinin birden adı.

Lamba bakısı : Lambanın ışık ivmelerine bakarak geleceği okuma isi. bk. bakı. krş. ateş bakısı.

Lamba borusu : Lamba şişesi.

Lamba kaması : Lamba şişesi.

Lamba küştüresi : Pencere çerçevesinde cam yatağı açmakta kullanılan demir araç. (Gölbaşı *Çankaya -Ankara)

Lamba petrolü, gazyağı : (kimya)

Lamba tutucusu : Akkor lambada, içinden akım girişleri geçen cam bölüm.

Lambaaltı : Yapının altından geçen yol. içine lamba konularak duvara asılan tahta. (Kuzfındık -Eskişehir)

Lambadan : Birdenbire ve patavatsızca (konuşmak için).

Lamba ile ilgili Cümleler

  • Lamba bir ağacın dalından askıya alındı ​​.
  • Yuvarlak bir lamba, tavanın ortasında asılıyor.
  • Lütfen yatmaya gitmeden önce lambayı kapat.
  • Bu floresan lamba titreşmeye başlıyor. Onu değiştirmemiz gerekecek.
  • Lamba çalışmıyor.
  • Lamba gridir.
  • Lambaları yak.
  • Lamba söndü.
  • Fren lambalarından biri yanmış.
  • Bu lambanın çok parlak bir ışığı var.
  • Lambanın ışığı siste parıldıyordu.
  • Kasabamızda yalnızca bir trafik lambası var.
  • Lamba yağ ile doldurulmalı.
  • O, lambayı nasıl açacağını biliyor.

Diğer dillerde Lamba anlamı nedir?

İngilizce'de Lamba ne demek? : [Lamba] v. fawn, flatter, act in a servile manner in order to gain favor

v. whip, strike with a whip, lash, flog, switch, whip or beat with a switch

v. lick, draw tongue across over a surface (to taste, moisten, etc.)

Fransızca'da Lamba : lampe [la]

Almanca'da Lamba : n. Lampe, Licht

Rusça'da Lamba : n. лампа (F), фонарь (M), фара (F), паз (M), фальц (M)