Legged türkçesi Legged nedir

Legged ile ilgili cümleler

English: Ali sat cross-legged on the floor in front of the TV.
Turkish: Ali TV'nin önünde yerde bağdaş kurup oturdu.

English: Ali sat cross-legged on the floor.
Turkish: Ali yerde bağdaş kurdu.

English: Ali sat cross-legged on the bed.
Turkish: Ali yatakta bacak bacak üstüne atmış oturuyordu.

English: A two-legged donkey can become general and remain a donkey.
Turkish: İki bacaklı bir eşek general olabilir ve bir eşek kalabilir.

English: Ali and Mary were both sitting cross-legged on the floor.
Turkish: Ali ve Mary her ikisi de zemin üzerine bağdaş kurmuş oturuyordu.

Legged ingilizcede ne demek, Legged nerede nasıl kullanılır?

Black legged tick : Siyah bacaklı kene. İxodidae ailesinde bulunan ve 200’den fazla türü içeren kene cinsi. birçok türü insan ve memeli hayvanlarda enfestasyona neden olurken, kimi türleri lyme hastalığı, kene ensefaliti, kyasanur orman hastalığı etkenlerinin vektörüdür. Ixodes. Otra amerika’nın batı ve kuzey bölgelerinde lime hastalığının temel vektörlüğünü yapan ara sıra tularemi hastalığına vektörlük yapan kene türü, ıxodes scapularis.

Cross legged sitting : Bir bacağın diğer bacak üstüne atılmış olan pozisyon. Vücudun, dik gövde ve çaprazlanmış bacaklarla, kabalar ve uyluklarda ellerle ayak uçlarını kavrayarak yere dayalı bulunduğu durum. Bağdaş.

 

Long legged buzzard : Kuşlar (aves) sınıfının, kartallar (falconiformes) takımının, kartalgiller (falconidae) familyasından, avrupa, afrika ve asya'da, ülkemizde trakya hariç, bütün anadolu'da yaşayan, ak, kara, kahverengi karışık tüylü bir tür. Kızıl şahin.

Red legged partridge : Kınalı keklik.

Rough legged buzzard : Kuşlar (aves) sınıfının, kartallar (falconiformes) takımının, kartalgiller (falconidae) familyasından, amerika, avrupa ve afrika'nın kuzey bölgelerinde tundralarda yaşayan, ülkemizin yalnız trakya tarafında kışlayan, açık arazide ve steplerde yaşayan, ormanlık alanlarda bulunmayan, 65 cm kadar uzunlukla, sırtı koyu kahverengi, kuyruğu beyaz olan, göçmen bir tür. Paçalı şahin.

Spiny legged flies : Hekimlikçe yakından bilinen, yuvarlak başlı, esmer kahverengi sinekler topluluğu. (ünlü "peynir sineği" de bu familyadandır.). Pislik sinekleri.

Cross legged : Bacak bacak üstüne atmış.

Bandy legged : Çarpık bacaklı. Eğri bacaklı.

Bow legged : Çarpık bacaklı. Eğri bacaklı.

Bare legged : Çıplak bacaklı. Çorapsız. Baldırı çıplak.

İngilizce Legged Türkçe anlamı, Legged eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Legged ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Walkings : Yürüyüş. Gezme. Yürüyüş (tarzı). Yürüyen. Döşeme. Yürüme. Asa.

Walking : Yürüme. Gezme. Asa. Döşeme. Dansçının dans adımlarıyla yürümesi. Bir ayak yerden kalkarken öteki ile öne basma kuralına bağlı olarak belli bir uzaklığa yürüyerek ulaşma. bu yolla, belli bir uzaklığa en kısa sürede yürüyerek ulaşmak amacıyla yapılan yarış. Yürüyüş. Canlı. Yürüme (yürüyüş).

 

Free standing : Bağımsız. Serbestçe duran. Serbest. Solo. Ayaklı ürün.

Movable : Portatif. Oynak. Taşınabilir. Tarihi değişen (yortu). Hareket edebilen. Oynatılabilir. Menkul eşya. Pay ve borç belgitleri gibi yasal hükümlerle aktarılabilen mallar. eşya ve hayvanlar gibi yer değiştirebilen mallar. Taşınır eşya.

Legged synonyms : straight legged, three legged, leglike, pedate, footed.

Legged zıt anlamlı kelimeler, Legged kelime anlamı

Legless : Bacaksız. Zil zurna sarhoş.

Short : Kısa okunuşlu ünlü. Kısa devre. Kısa hece. Kısa. Alçak. Kasa açığı. Kısa metrajlı film. Noksanlık. Az.

Legged ingilizce tanımı, definition of Legged

Legged kelimesinin İngilizce - İngilizce çevirisi (English to English) : A two- legged animal. Used in composition. Having (such or so many) legs. As, a long-legged man.