Locked türkçesi Locked nedir

  • Kilitlenmiş.
  • Birbirine geçmiş.
  • Kenetlenmiş.
  • Kilitli.
  • Sıkışmış.

Locked ile ilgili cümleler

English: A great deal of energy is locked up in the nucleus.
Turkish: Çekirdekte büyük bir enerji hapsedilmiştir.

English: Ali accidentally locked himself out of his office.
Turkish: Ali kazara kapıyı kilitleyip kendini dışarıda bıraktı.

English: After I locked all the doors, I went to bed.
Turkish: Bütün kapıları kilitledikten sonra yatmaya gittim.

English: Ali always worried about getting locked out of his own apartment.
Turkish: Ali her zaman kendi apartmanından kovulma endişesi yaşadı.

English: Ali accidentally locked himself in the wine cellar.
Turkish: Ali kendini kazara şarap mahzenine kilitledi.

Locked ingilizcede ne demek, Locked nerede nasıl kullanılır?

Locked disk : Kilitli disk.

Locked file : Bir ağ üzerinde kullanıcıların değiştiremedikleri veya silemedikleri dosya. Kilitli dosya.

Locked oscillator : Eşzamanlanmış salıngaç.

Locked volume : Kilitli oylum.

Blanket or locked suture : Kilitli dikiş. İlk düğüm konulduktan sonra ipliğin kesilmeden iplik ucunun her defasında yara dudaklarını saran bir önceki iplik halkasının içinden geçirilerek gerilmesi ve işlemin yara sonuna kadar sürdürülüp son bir düğüm konulmasıyla uygulanan dikiş.

 

Digital phase locked loop : Sayısal faz kilitlemeli  devre. Sayısal evre kenetleme devresi.

Exclusively locked file : Salt kilitlenmiş dosya. Özel kilitlenmiş dosya.

Land locked : Kıyı tarafından kapalı.

Being locked : Kilitlenmiş olma. Kilitlenme. Kilitli kalma. Kilitli olma.

Volume is locked : Oylum kilidi. Oylum kiliti.

İngilizce Locked Türkçe anlamı, Locked eş anlamlısı

Sözcükler, direkt olarak Locked ile ilgili eş anlamlı kelimeler olmayabilir. Kelime anlamı benzer olan sözcükler olabilirler.

Entrapped : Yakalamak. Tuzağa düşürülmüş. Tutulmuş. Şaşırtılmış. Tuzağa düşürmek. Kısılmış. Ayartmak. Yakalanmış.

Keyed : Açkısı veya açkıları olan (müzik terimi). Kamalı geçme. Anahtar ile kuvvetlendirilmiş. Geçmeli. Kama ile tespit edilmiş. Tuşlu. Belli bir açkıya ayarlanmış (müzik terimi). Anahtarla kilitlenmiş. Uyumlu. Kamalı.

Pouch : Torba. Biyoloji, gramer, veterinerlik alanlarında kullanılır. Torbacık. Yutmak. Torba ya da cep biçiminde herhangi bir yapı. cep. Gözaltı torbası. Cebe indirmek. Göz altında oluşan torbamsı şişlik. Yanakların elmacık kemiğinden çene kemiğine kadar olan ve ağız boşluğu hizasına gelen kısmı. Poş.

Stranded : Karaya oturan. Sıkıntıda. Sahile vurmuş. Yolda kalmış. Karaya oturmuş. Çıkmaza düşmüş. Başarısız olmuş.

Armed : Silahlandırılmış. Silahlı. Atışa veya ateşlenmeye hazır. Ateşli. Kollu. Zırhlı.

Garment : Kılıf. Kisve. Elbise. Giyim eşyası. Giysi. Örtü. Giydirmek. Giyecek. Esvap. Giyim.

Lockout : İlgili yasalar çerçevesinde işverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı. İş kapatımı. İşverenin işçileri tümüyle işten çıkarması. işçileri yola getirmek için işverenin fabrikasını kapaması. İşbıraktırma. Kilitleme. Kilitlenme. İktisat, ekonomi alanlarında kullanılır. Lokavt. Toplu işten çıkarma.

 

Straitened : Zor. Muhtaç.

Oppressed : Mazlum. Baskı gören. Ezilenler. Ezilen. Sıkılmış.

Under lock and key : Hapse atılmış. Hapsedilmiş. Kilit altında. Güvenli bir yerde. Kapatılmış. Hapiste.

Locked synonyms : slash pocket, pocket flap, patch pocket, pressed, stick fast, situated, vest pocket, bottled up, placed, lockable, intertangled, straitened for, implex, stuck fast, breast pocket, set, compressed, jammed, interlocked, hip pocket, embattled, lap streaked, engaged, settled, raddled, lap straked, tight.

Locked zıt anlamlı kelimeler, Locked kelime anlamı

Unsettled : Meskun olmayan. Kararsız. Henüz yerleşmemiş. Yerleşilmemiş. Değişken. Henüz yerleşilmemiş. Askıda. İstikrarsız. Oturmamış. Yerleşmemiş.

Empty : Boşaltmak. Boş. Saçma. Boşuna. Yoksun. Abuk sabuk. İçini boşaltmak. Dökülmek. Anlamsız.